Sonsuz Şükran Köyü'ne ev yaptıran yönetmen Taşdiken, yılın yarısını köyünde geçirecek
Sonsuz Şükran Köyü'ne ev yaptıran yönetmen Taşdiken, yılın yarısını köyünde geçirecek Konya'nın Hüyük ilçesinde bulunan Sonsuz Şükran Köyü'ne kerpiç ev yaptıran Konyalı yönetmen Atalay Taşdiken, yılın yarısını köyündeki evinde geçireceğini söyledi.
Sonsuz Şükran Köyü'ne ev yaptıran yönetmen Taşdiken, yılın yarısını köyünde geçirecek
KONYA - Konya'nın Hüyük ilçesinde bulunan Sonsuz Şükran Köyü'ne kerpiç ev yaptıran Konyalı yönetmen Atalay Taşdiken, yılın yarısını köyündeki evinde geçireceğini söyledi.
Sanatçılara ait kerpiç evlerin bulunduğu Çavuş Mahallesi'ndeki köyde ev yaptırdığını belirten Taşdiken, "Ben zaten Çavuş köyündenim. Burada doğdum, büyüdüm, bir evim vardı. Bu sene Sonsuz Şükran köyüne bir ev yaptırdık. İnşallah çok yakın zamanda Allah oturmayı nasip eder. Önümüzdeki süreçte planım artık 6 ayımı burada, 6 ayımı İstanbul'da geçirmek olacak" dedi. İstanbul'da çekimleri tamamlanan yeni bir film çalışmasının ardından yorgunluk atmak ve dinlenmek üzere köyüne geldiğini belirten Taşdiken, yeni film projesi hakkında bilgiler verirken, Sonsuz Şükran köyünde bundan sonra daha çok kalacağını söyledi. 11 yıl önce kurulan Sonsuz Şükran köyünün kurulduğu yıllarla kıyaslandığında şimdi çok daha yaşanabilir bir yerleşim yeri duygusu vermeye başladığını ifade eden Taşdiken, burasının kurucusu olan Mehmet Taşdiken'in büyük çabasıyla mevcut konumuna geldiğine dikkat çekerek, "Tabii sonuçta kıraç bir dağ başıydı burası. Buradaki herkesin, özellikle Mehmet Taşdiken'in büyük çabasıyla, ağaçlar büyüdü, yeşillikler oluştu. Çiçek alanları, gül bahçeleri, onun dışında gelen insanların özellikle pandemi süreci de büyük şehirlerden kaçabilecek bir sığınak aradıkları bir dönemde bu köy, burada yaşayanlar için de anlamını aslında güçlendirdi" şeklinde konuştu.
Taşdiken, doğup büyüdüğü Çavuş Mahallesi'nde bir evi olduğunu ancak Sonsuz Şükran köyünde de bir ev yaptırdığını vurgulayarak, "Bu sene, Sonsuz Şükran köyüne de bir ev yaptırdım. İnşallah çok yakın zamanda Allah oturmayı nasip eder. Benim planım şu; buradaki atmosfer, arkadaşlık, dostluk her zaman beni çok etkiliyor. Büyükşehirlerde bulamadığımız şeyi burada yaşıyoruz. Önümüzdeki süreçte benim planım; artık 6 ayımı burada, 6 ayımı İstanbul'da geçirmek olacak. Buraya daha çok vakit ayırmak, buraya derken aslında kendime daha çok vakit ayırmak istiyorum. O anlamda, köyde, Sonsuz Şükran'da yaşayanların da benzer şeyler düşündüklerini biliyorum. Burası, daha canlı, daha yaşanır bir yer olma yolunda ilerliyor" ifadelerini kullandı.
Yeni filmin çekimleri bitti
İstanbul'da çekimleri tamamlanan yeni sinema filmi hakkında da bilgiler veren Taşdiken, 2017 yılında yazdığı senaryoyu beyaz perdeye uyarlamak istediğini, bu kapsamda yeni bir sinema filmi çalışması içerisinde yer aldıklarını anımsatarak, "İsmi Turagay, ama filmdeki ismi muhtemelen değişecek. 2018 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı'ndan destek alan bir proje bu. 2020 yılında da TRT'nin '12 Punto Senaryo Günleri'nde dereceye girip TRT desteğini de aldı. Aslında bir yarış atının hikayesi, özündeki şey o. Bir yarış atıyla 13 yaşında çiftlikte yaşayan bir kız çocuğunun arasındaki duygusal bağı, ilişkiyi, sevgiyi anlatan bir film. Hikayenin arka planında da bizim küçük kızımızın annesi ile babasının yaşadığı evlilikle ilgili sorunlar, iletişimsizlikler, ayrılma aşamasına gelmeleri ve bunu o kızın gözünden, biraz onun duygu dünyasından anlatmaya çalıştığımız bir çiftlik hikayesi. Bizi umutlandıracak bir hikaye; zaman zaman üzüleceğimiz, zaman zaman duygulanacağımız ama en temel şey yaşadığımız süreç içerisinde insanların çok şeyden umudunu kesmiş olmaları, hepimizin üzülerek gözlemlediği bir şey. Bu film biraz da insanlara 'evet bazı şeyler daha iyi olabilir, umutlanmamız için bir gerekçemiz var' dedirtecek bir hikaye. Oyuncu kadromuzda Nehir Erdoğan, Dolunay Soysert, Serkan Ercan, Celile Toyon, Aydın Orak, Zeynep Erkekli, Baran Seyhan, Hasan Şahintürk var. Çok yetenekli, deneyimli isimler. Bunların yanında da küçük kız çocuğumuzu Amerika'dan gelen, annesi Türk, babası yeni Zelandalı bir oyuncumuz var, İsabella Haddock. Geçen yıl da çektiği bir kısa filmle Tribeca Film Festivali'nden ödül aldı, çok yetenekli bir çocuk; önü çok açık inşallah. 8-10 yıl sonra onun ismini artık çok duyacağız. Böyle de bir kadromuz var. İstanbul'da çektik filmi, önemli bir bölümü Çatalca'da bir at çiftliğinde geçti. Kalan sahnelerimizi de İstanbul merkezinde, değişik mekanlarda çektik, bitti çekimler" dedi.
Bu filmin yorgunluğunu atmak için köye geldiğini dile getiren Taşdiken, "İstanbul'a dönüşte post prodüksiyon çalışmalarına da başlayacağız. Kurgusu, müziği, diğer işlemleri yapılacak. 2022'nin başında filmi bitirmeyi planlıyoruz. Ama filmi bitirdikten sonraki yolculuğu ne olur, o konuda şimdi bir şey söyleyemiyorum. Çünkü sinemaların akıbeti belirsiz. Ağustos'ta açıldı, ama seyirci maalesef yok. İki yıl önce Kars'ta, Ardahan'da çektiğim bir filmim vardı, kar kırmızı. Onu da Ağustos sonunda vizyona soktuk. Seyirci olmayacağını biliyorduk yanılmadık yani, seyircisi olmadı. Genel anlamda sinemanın seyircisi yok. O da, bizim gibi hayatını sinemaya adamış insanlar için maalesef bir karamsar durum. Geleceğinin ne olacağını da çok kestiremiyoruz, bu filmi de çektik, bitireceğiz ama dediğim gibi ne zaman sinemaya girer ya da bitirdiğimizde bu ülkede sinema salonu hala var mıdır, girebilir miyiz, onları da doğrusu bilmiyoruz" diye konuştu.