Mahsur Kalan 19 Dağcı 17 Saatin Ardından Kurtarıldı
İzmir’in Ödemiş ilçesine bağlı Bozdağ’da tipi nedeniyle mahsur kalan dağcılık kulübü üyeleri, yoğun çalışmalar sonucu 17 saat sonra kurtarıldı.
İzmir'in Ödemiş ilçesine bağlı Bozdağ'da tipi nedeniyle mahsur kalan dağcılık kulübü üyeleri, yoğun çalışmalar sonucu 17 saat sonra kurtarıldı. Dağcılar, ailelerine kavuştukları an sevinç gözyaşları dökerken, dağda rahatsızlanan rehber Şerif Ağlıç da helikopterle hastaneye kaldırıldı. Dağcılar, uyumamak için birbirlerine çimdik attıklarını söyledi.
İzmir'in Ödemiş ilçesine bağlı Bozdağ'da, hafta sonunu değerlendirmek isteyen dağcılık kulübü üyelerinden 7'si kadın 19 kişi, "tipi geliyor" uyarılarına rağmen dağın zirvesine ulaşmak istedi. Yoğun tipi nedeniyle bulundukları yerden kıpırdayamayan grup, dün saat 15.00 sıralarında jandarma ekiplerine acil çağrıda bulundu. Ödemiş Kaymakamlığı tarafından oluşturulan kriz masası, grubun bulunması için yoğun çaba harcarken, arama kurtarma çalışmaları kapsamında ekipler dağcıların mahsur kaldığı bölgeye gitti. 15 saat sonra bulundukları yere ulaşılan grup, saat 05.00 sıralarında mahsur kaldıkları yerden ekiplerin yardımıyla dönüşe geçti. Belinden rahatsız olduğu için yürümekte zorlanan ve bilinç kaybı yaşayan rehber Şerif Ağlıç da helikopterle hastaneye kaldırıldı. Saat 09.00 sıralarında aileleriyle kavuşan 18 dağcı, sevinç gözyaşları döktü, kimi ise kurtarıldığı günü doğum günü ilan etti. Mahsur kalan dağcılardan Berna Dişçi, ayakta kalmak için sürekli adım attıklarını, uyumamak için birbirlerine çimdik attıklarını söyledi. Dağcılar, mahsur kaldıkları yerde fotoğraf da çektirdi.
"ÖLECEĞİZ DEDİK"
Kurtarıldığı günü doğum günü olarak ilan ettiğini kaydeden eczacı Berna Dişçi de yaşadıklarını şu sözlerle anlattı: "Ben profesyonel dağcı değilim ama profesyonel arkadaşlarımız bizi kurtardı ama teçhizatınız iyi olmadıktan sonra kesinlikle tavsiye etmiyorum. 10 saniye ile yanlış bir yere girdik. Bu ölümümüze sebep olabilirdi. Birdenbire tipi oldu. Orada kaldık. Öleceğiz dedik. Kurtarılamayacağımızı düşündük. 112 ekiplerine, jandarmaya ulaştık ama kimse gelmedi. Eğer profesyonel dağcılar gelmeseydi kısmi donma yaşardık."
"UYARANLAR OLDU"
Dağcılığın çok güzel bir spor olmasına karşın çok iyi eğitim gerektiren bir spor olduğunu ifade eden Dişçi, şunları söyledi: "Herkesin dağcılık kulübünü kolay açtırmaması gerekir birilerinin. Ümidimi kaybettim. Donma noktasına geldik ama hayatımızda atmadığımız adımları attık. Sadece uyumamak için çimdikledik birbirimizi. Dağa yine çıkacağım ama daha iyi teçhizat ve daha bilinçli olarak. Biraz acemilik yaptık. Zirveye çıkarken uyaran oldu, 'tipi geliyor' dediler. Bir anlık cesaretle o zirveyi görmek istedik. Rehberimiz de istedi ama rehber belki de döndürebilirdi bizi. 10 saniyede yolumuzu karıştırdık. Ölümü düşündük ama umudumuzu yitirmedik. Doğum günümü bugün olarak ilan ettim."
"HAYAL GÖRMEYE BAŞLADIM"
Mahsur kaldıkları süre boyunca kriz masası ile sık sık irtibata geçen ve telefonla "Donuyoruz" diyerek yardım çağrısında bulunan İbrahim Bedir, nabzındaki farklılık nedeniyle ambulansla Ödemiş Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Kurtulduklarına şükrettiğini söyleyen Bedir, "Çok mutluyuz. Çizgiden döndük. Tipi, fırtına vardı. Çok zor saatler geçirdik. Bu olaydan sonra dağa çıkmaya ara verebilirim. Travma geçirdik orada. Birlik beraberliğimizi bozmadık. Vücut ısımızla, ayak hareketlerimizle sabah 4.30'a kadar iyiydik. Ondan sonra şoka girenler oldu. Rehber arkadaşımız rahatsızlandı. Takımı sonra ben hareket ettirdim. 4'ten sonra benim de dayanacak gücüm kalmadı. Hayal görmeye başladım. Sesler duyuyordum. Sanki birileri gelmiş gibi. Kurtaran arkadaşlardan Allah razı olsun. Bölgeyi biliyorduk. Rehber hocamız eski rehber hocasıdır. Tipi olunca önümüzdeki 1 metreyi göremiyorduk. Uçurumlar olduğu için inseydik daha kötü olurdu. Biz de kuytu bir yerde pançoları açarak birbirimize sarılarak ayakta kalmayı başardık. Yiyecek sıkıntımız yoktu. Ayakta kalmak için tatlı şeyler yedik. Nabzım biraz farklı atıyormuş. Tedaviye gideceğiz."
"HEP TELEVİZYONLARDA İZLERDİK"
Kurtarma ekipleri tarafından kurtarılmayı bekleyen Mehmet Yapıcı, "Arkadaşlarla dayanışma içinde moralimizi bozmadan sabaha kadar kurtarılmayı bekledik. Kurtarıldık. Çok soğuktu, tipi vardı. Emeği geçenlerin eline sağlık. Sadece kapüşonlarımıza ve pançolarımıza sığındık. O şekilde bekledik" diye konuştu. Yapıcı, kurtuldukları için çok mutlu olduklarını belirtti. Ekiplerin mahsur kaldıkları bölgeye ulaşmasının ardından kızı Merve ile telefon konuşması yapan Erdinç Işıklıgün de karısı, kızı ve oğlu ile kucaklaştı. Işıklıgün, bir anda hava şartlarının değiştiğini belirterek şunları söyledi: "Olmayan şey başımıza geldi. Bizden önceki grup sağ salim indi ama biz inemedik. Rehber başarılı olamadı. Uçuruma doğru gittik. Emekli askerim. Biz askerler soğuk hava şartlarında bu tür konuları biliriz. Ölümle kalım arasında kalırsınız. Hep televizyonlarda izlerdik böyle bir şeyi ama bir anda başımıza geldi."
"KİMSENİN BURNU KANAMADI"
İzmir Valisi Mustafa Toprak da mahsur kalan dağcıların sağlık durumları ve arama kurtarma çalışmaları ile ilgili şu bilgileri verdi: "Sağlık kontrolleri yapılıyor. Ekip lideri olan dağcı yürüyemeyecek durumda olduğu için helikopterle alındı. 19'unun da genel durumları iyi gözüküyor. Herhangi bir semptom gelişmezse sağ salim ailelerine kavuşmuş olacaklar. Yukarıdaki şartları bilerek konuşmamız lazım. 3-4 metreyi dahi bulmayan bir görüş mesafesi var. Telefon olmasına rağmen yön tayinini karıştırmış olması, koordinatlarda kaymaların olması nedeniyle ulaşması geç oldu ama tüm kurtarma ekiplerine teşekkür ediyorum. Kimsenin burnu kanamadan sağ salim buraya getirildiler."
Dağda mahsur kalan dağcıların isimleri şöyle: Tuğba Çopur, Onur Ünal Polat, Cemile Kuralay, İbrahim Bedir, Serdar Türkoğlu, Şirin Pala, Serdar Tuncel, Şerif Ağlıç, Ali Rıza Aslan, Eren Tuncay, Berna Dişçi, Osman Yüksel, Erdinç Işıklıgün, Mehmet Yapıcı, Yeşim Uğur, Ahmet Öztürk, Hayriye Öztürk, Mehmet Tuğran ve Murat Göksu. - İZMİR