Malatya'daki Darbe Girişimi Davası
Malatya'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin, aralarında dönemin 2. Ordu Komutanı Adem Huduti'nin de bulunduğu 28'i tutuklu 76 sanığın yargılanmasına devam ediliyor.
Malatya'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin, aralarında dönemin 2. Ordu Komutanı Adem Huduti'nin de bulunduğu 28'i tutuklu 76 sanığın yargılanmasına devam ediliyor.
Malatya 1. Ağır Ceza Mahkemesince Yakınca Spor Salonu'nda görülen duruşmada, sanıklardan dönemin 2. Ordu İstihkam Alayında Tabur Komutanı olarak görev yapan Yarbay Ahmet Üçbudak, tutuklu bulunduğu Rize L Kipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumundan Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) üzerinden savunma yaptı.
Sanık Üçbudak, savunması sırasında sağlık sorunlarını anlatırken bir ara ağladı.
Orduevinde olduğu sırada Bahadır Erdemli'nin kendisini arayarak terör eylemi olduğunu, birliklerine gitmelerini söylediğini aktaran Üçbudak, bu talimatı dönemin İstihkam Alay Komutanı Vekili Yarbay İsmail Akın'a ilettiğini öne sürdü.
Üçbudak, Akın'ın daha sonra kendisini telefonla aradığını ve İstanbul'da köprüde karışıklık olduğunu, söylemesi üzerine de alaya gittiklerini belirtti. Bu sırada ulaşabildiği personeli çağırıp, hazırlık yapıp beklemeleri emrini verdiğine işaret eden Üçbudak, dönemin İstihkam Alay Komutanı Tuncay Pekşen'in neden hazırlık yaptıklarını soruması üzerine kendilerinin eski Tuğgeneral Zeki Karataş'ın emriyle hazırlık yaptıklarını anlattı.
Pekşen'in odasında 6 saat boyunca oturduklarını ve televizyon izlediklerini ifade eden Üçbudak, savunmasında şunları kaydetti:
"Tuncay Albay, Zeki Paşa'ya ulaşmaya çalıştı, saatlerce ulaşmadı. Emir komutayı devraldığına dair bize bir şey vermedi. Olağanüstü bir durumdu. Olağanüstü kararlar alması gerekirdi. 6 saat odasında oturduk. Emir komutayı alma gibi bir şey olmadı. Alay komutanı Tuncay Pekşen 16 Temmuz itibarıyla izinlidir. Hiçbir yetkisi yoktur. Odasına bulunduğu sürede görevi aldığına dair tutanak tutmamıştır. Yetkiliyse sorumlulukları üzerine alıp, alay komutanı gibi davranması gerekiyordu."
Sabah telefonuna baktığında eski Albay Bahadır Erdemli'nin kendisini 5-6 defa aradığını gördüğünü, bunun üzerine önemli bir şey olabileceğini düşünerek geri dönüş yaptığını vurgulayan Üçbudak, telefonla konuşurken çatışma sesleri geldiğine dikkati çekti.
Bahadır Erdemli'nin telefonda, "Karargahta çatışma var, ölü yaralılar var, Fatih (Kılıç) öldü, Kemal (Keskin) vuruldu." ifadelerini kullandığını bildiren Üçbudak, Erdemli'nin Zeki Karataş'ın emriyle kendisini aradığını düşündüğünü öne sürdü.
"Keşif maksatlı gitmeye karar verdik"
Darbe girişiminin ülke genelinde bastırıldığını, haber bültenlerinden ise Malatya'dan kalkışmaya dair hiçbir şeyin geçmediğini savunan Üçbudak, savunmasına şöyle devam etti:
"Karargahta çatışma vardı. Keşif maksatlı gitmeye karar verdik. Ordu komutanının güvenliği de söz konusuydu. 2 Zırhlı Personel Taşıma Aracı (ZPT) ile kışlanın kuzeyinden yola çıktık. Çevre yolunda ilerledik. Zaman zaman akan trafiğe girdik. Tali bir yoldan ordu kışlasına girme yolu aradık. İkaz ve polis görmedim. Oraya yaklaşınca arkamdan ateş edildiğini gördüm. Bir mermi geldi ve sağ koluma değdi. Üzerimize ateş açılmaması için uyarı maksatlı piyade tüfeğiyle gökyüzüne hedef gözetmeksizin ateş ettim. Hiçbir canlı, araca, nesneye ateş etmedim."
"Araç istek dışı kışla duvarına çarptı. Telsiz irtibatında problem vardı. Araç orada durdu." diyen ve dışarıdan üzerlerine ateş açıldığını iddia eden Üçbudak, savunmasında şu ifadeleri kullandı:
"Tahrike kapılmayarak, aracı onların üzerine sürmedim. Yıkılan duvardan kışlaya girdim. Dışarıdan üzerime yoğun bir ateş ediliyordu. Eğilerek hafif şekilde koştum, kendimi emniyetli bir yere atmaya çalıştım. Önce sol sonra sağ ayağımdan vuruldum ve yere düştüm. Vurulduğum yerden kimseyi göremiyordum. Herkes mevzilenmişti. Yerde kendimi tanıttım, aşırı derecede kan kaybediyordum. Kışla dışından bir asker sopaya bez takmış vaziyette beni alıp polislerin bulunduğu duvara yakın bir yere götürdü. Tankçı bir albay cüzdanımı alarak yüzüme eğildi 'Oğlum niye geldin şerefsiz' diyerek kırık olan ayaklarıma tekme attı."
Üçbudak, 2. Ordu Komutanlığı'nda keşif için gittiklerini savunarak, "Darbeye teşebbüs için gitmiş olsaydım birçok araçla giderdim. Darbenin gece başarısız olduğunu gördük. O saatte darbeyi desteklemeye gitmek aptallık olur. Darbeyle alakası yok, keşif amaçlı gittik." şeklinde bilgi verdi.
"Herkes darbenin olduğunu biliyordu"
Mahkeme Başkanı Vedat Koç'un sorularını da cevaplayan Üçbudak, "Sıkıyönetim mesaj emrinin geldiğinden haberdar oldun mu?" sorusuna, "Resmi olarak görmedim, saat 03.00 gibi haberdar oldum. Herkes darbenin olduğunu biliyordu." yanıtını verdi.
"Darbe girişimi günü Ankara'da Genelkurmaydan olanlarla görüştün mü?" sorusu üzerine Üçbudak, "Hayır kesinlikle, hatırlamıyorum." dedi.
Üçbudak, "ZPT ile 2. Ordu karargahına neden gittiklerinin" sorulması üzerine şunları söyledi:
"Kışla nizamiyesindeki araçlara çarpmamak için tel örgüden çıktık. Erbaş erlerin bir suçu yoktur. ZPT'yi erlerden birisi sürüyordu. ZPT'nin nereye gideceği konusunda konum ve istikamet veriyordum. Yol üzerinde ateş etmedim. Ordu karargahına yaklaşınca arkamdan ateş açıldı, o an havaya doğru bir iki el ateş ettim."
Üçbudak'ın savunmasının ardından mahkeme heyeti avukatların taleplerini dinlemeye başladı.
Mahkeme heyetinin öğleden sonra ara kararını açıklaması bekleniyor.