Manevi Danışmanlık ve Rehberlik Çalıştayı
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, son yıllarda toplumdan ve farklı kurumlardan gelen talepler doğrultusunda manevi danışmanlık ve rehberlik alanında önemli çalışmalar yürüttüklerini belirterek, "Sevgili Peygamberimizin Mescidi Nebisi örnekliğinde olduğu gibi kadınıyla erkeğiyle,...
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, son yıllarda toplumdan ve farklı kurumlardan gelen talepler doğrultusunda manevi danışmanlık ve rehberlik alanında önemli çalışmalar yürüttüklerini belirterek, "Sevgili Peygamberimizin Mescidi Nebisi örnekliğinde olduğu gibi kadınıyla erkeğiyle, küçüğüyle büyüğüyle, herkesin rahatça gelebileceği, girebileceği birer ilim merkezi, bir suffe, bir mektep, bir huzur mekanları yapmak için çalışmaktayız." ifadesini kullandı.
Diyanet İşleri Başkanlığından yapılan yazılı açıklamaya göre, Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü Toplantı Salonu'nda Manevi Danışmanlık ve Rehberlik Çalıştayı düzenlendi.
Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, açılışta yaptığı konuşmada, çalıştayın manevi rehberliğe ihtiyacı olan herkese büyük katkı sağlayacağını ifade etti.
İnsanlığın maneviyatı dışlayarak ve dini yok sayarak huzurlu bir hayata, mutlu olma imkanına sahip olamadığını kaydeden Erbaş, Batı düşünce tarihinde hakim olan ve tüm kutsalları bir hurafe kabul eden katı pozitivist anlayış ile insanı bir makine ile özdeş gören düşüncenin insanlığı hüsrana götüren bir çıkmaz sokak olduğunun kısa sürede anlaşıldığını belirtti.
İnsanın maddi yönünün olduğu gibi ondan daha güçlü ve etkili manevi yönünün de olduğunu dile getiren Erbaş, "Buna ister ruhi, isterse psikolojik diyelim; elbette bu, insanın maddi yönüne, bedenine karşıt değil, onu bütünleyen, onunla iç içe olan, onun hayatına anlam katan, onu değerli kılan bir yöndür. İslam'da insanın duygu ve inanç merkezi olan 'kalp', kavramı ile ifade edilen bu yön tüm davranışlarınıza anlam katmaktadır." değerlendirmesini yaptı.
"Maneviyat güçlü ise yapılan işler anlam kazanacak
Erbaş, "Ameller niyetlere göredir" ve "Bilin ki vücutta öyle bir et parçası vardır ki o iyi olursa bütün vücut iyi olur, o bozulursa bütün vücut bozulur. Bilin ki o, kalptir" hadisini anımsatarak, "Yani ruh, inanç merkezi, kalp sağlamsa, maneviyat güçlü ise yapılan işler anlam kazanacak, insana haz verecek ve sonuçları bakımından değerli olacaktır. Burada bir kusur varsa, yapılan iş ibadet de olsa, o ibadet Allah katında sorunlu hale geleceği gibi, kalbi bir hastalık ortaya çıkacak ve kişi huzursuz olacaktır." bilgisini verdi.
İnsanın manevi yönüne katkı yapacak ve bu konuda sorumluluk alacak kurumların başında Diyanet İşleri Başkanlığı'nın geldiğini vurgulayan Erbaş, camilerin, insanların sadece ibadetlerini yapıp dağıldığı, Kur'an kurslarının da sadece belirli surelerin, duaların ve Kur'an'ın lafzının öğretildiği yerler olmadığını vurguladı.
Erbaş, "Diyanet İşleri Başkanlığı olarak, Sevgili Peygamberimizin Mescidi Nebisi örnekliğinde olduğu gibi kadınıyla erkeğiyle, küçüğüyle büyüğüyle, herkesin rahatça gelebileceği, girebileceği birer ilim merkezi, bir suffe, bir mektep, bir huzur mekanları yapmak için çalışmaktayız. Cami ve Kur'an kurslarımız müştemilatları ile şehirlerde ve köylerde farklı işlevleriyle, adeta birer sosyal uyum ve rehabilitasyon merkezi olarak herkese kapısını açmaktadır." ifadelerini kullandı.
Erbaş, Diyanet İşleri Başkanlığının son yıllarda toplumdan ve farklı kurumlardan gelen talepler doğrultusunda manevi danışmanlık ve rehberlik alanında önemli çalışmalar yürüttüğünü kaydetti.
"Rehberlik hizmetlerimiz her geçen gün ivme kazanıyor"
Başkanlığın ceza infaz kurumlarında, aile ve dini rehberlik bürolarında, sosyal hizmet kurumlarında, hastanelerde, öğrenci yurtları ile engelli, bağımlı ve göçmenlere yönelik yaptığı rehberlik hizmetlerinin her geçen gün nicelik ve nitelik olarak ivme kazandığını aktaran Başkan Erbaş, şunları kaydetti:
"Bu alanlara dair sahada yürütülen çalışmalarımız, farklı ülke örnekleri ve akademik çalışmaların katkıları ile hem çeşitlenmekte hem de daha nitelikli hale gelmektedir. Aynı zamanda 633 sayılı teşkilat kanunumuzun bize yüklediği bir sorumluluk olan manevi danışmanlık, ülkemiz açısından yeni olmakla birlikte dünya için yüzyılı aşkın tecrübesi olan bir alandır. Söz konusu çalışmaların farklı disiplinlerin ve ilim dallarının katkısı ile daha da nitelikli hale geleceği aşikardır. Şüphesiz her hizmet alanında olduğu gibi kanunun Diyanet İşleri Başkanlığımıza yüklediği bir görev olan manevi danışmanlık çalışmalarında da 'yetişmiş insan' öncelikli gereklilikler arasında yer almaktadır.
Hali hazırda bizler bu alanlara dair yaptığımız hizmet içi kurslar ile personelimizi yetiştirmeye çalışıyoruz. Bu kapsamda özellikle Başkanlığımız ve üniversiteler işbirliğiyle yapılacak olan ve iki gün sürecek olan bu çalıştayı gerçekten çok önemli bulduğumu tekraren belirtmek istiyorum. Zira değişen hayat şartları, kentleşme, bireyselleşme, yalnız yaşayanların sayılarındaki ve yaşlı nüfustaki artış gibi faktörlerle söz konusu alanlardaki hizmet ihtiyacının önümüzdeki yıllarda daha da artacağı aşikardır. Lisans eğitiminde iken öğrencilerimizin manevi danışmanlık ve rehberliğe dair farkındalığını artırmaya, ilahiyat ve İslami ilimlerin yanı sıra ilgili diğer bölümlerle çift anadal ve yandal eğitimleri veya ilgili bölümlerde özel lisansüstü programları ile alana yönelik yetişmiş insan kaynağına ihtiyaç duyduğumuzu ifade etmek istiyorum."
İki gün sürecek çalıştayda, "Manevi Danışmanlık ve Rehberlik", "Türkiye'de Manevi Danışmanlık ve Rehberlik", "Manevi Danışmanlık ve Rehberlik Yüksek Lisans Programları", "Manevi Danışmanlık ve Rehberlik Süpervizörlük Eğitimi", "Manevi Danışmanlık ve Rehberlik Program Teklifleri ve İşbirliği Çalışmaları" başlıkları ele alınacak.
Çalıştayın açılış oturumuna Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Huriye Martı, Din Hizmetleri Genel Müdürü Bünyamin Albayrak, Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan ilgili daire başkanları ile uzmanlar ve çeşitli üniversitelerden akademisyenler katıldı.