Valiye Ayrımcılık Tepkisi : Derhal Düzeltme ve Özür Bekliyoruz
Manisa'da devam eden 'PDY' operasyonu sırasında başörtülü şüphelilere kelepçe takılmasıyla başlayan tartışma Manisa Valisi Erdoğan Bektaş'a dönük ayrımcılık tepkisine dönüştü.
Manisa'da devam eden 'PDY' operasyonu sırasında başörtülü şüphelilere kelepçe takılmasıyla başlayan tartışma Manisa Valisi Erdoğan Bektaş'a dönük ayrımcılık tepkisine dönüştü. Valiğin resmi açıklamasında 'hele de toplumda çok olumlu bir imajla algılanan başörtülü bayanların' ifadesinin geçmesi tepki gördü. CHP 'li Özel, 'Diyor ki, 'Hele de toplumda iyi bir imajı olan başörtülü kadınlarında.' Yani Manisa Valiliği tersinden şunu söylüyor, 'Toplumdaki başörtüsüz kadınların imajı kötüdür.' Böyle bir kamu yönetimi olabilir mi' Ayrımcılık, nefret söylemi olabilir mi? Ancak emniyet müdürlüğü o görüntülerden dolayı bir bedel ödüyorsa ve bir yerlere yollanıyorsa, Manisa Valisi de eğer bir özür yayınlamıyorsa, 'Bu bir yanlış yaklaşımdır' demiyorsa, emniyet müdürünü merkeze alıyorsanız Valiyi de Mars'a yollamanız gerekmektedir. Burada derhal bir düzeltme ve özür bekliyoruz" dedi.
CHP Grup Başkanvekili ve Manisa Milletvekili Özgür Özel, Manisa'da 'paralel devlet yapılanması' içinde oldukları iddiasıyla gözaltına alınanları ziyaret etti. Zanlılarda bir süre görüştükten sonra İl Emniyet Müdürlüğü'nün ek binası önünde açıklamalar yapan Özel, şunları söyledi: "Burası Manisa İl Emniyet Müdürlüğü'nün ek hizmet binası. Ancak esas olarak Türkiye'nin en tanınmış emniyet binası olarak biliniyor. Ben 18 yaşındayken arkadaşlarımın işkenceden geçtiği bir bina burası. O zaman da bu bina önündeydik. O günden bugüne ben bir şeyin üzerinde çok duruyorum. Biz Manisalılar olarak burası bir sevgi, muhabbet ve nezaket şehri. Biz Manisa'da yaşayan herkesi Manisalı olarak kabul ediyoruz. Ama Manisa'ya en büyük zararı da Manisa'ya tayin yolu ile gelen Manisalılar veriyor. Tayin yolu ile gelmiş, Manisalı olmuşları biz bağrımıza basıyoruz. Ama o gün bu binada işkenceyi yapan polisleri, emniyet müdürü ile Valiyi kimse hatırlamıyor. Ancak Manisa'yı Manisalı çocuklara işkence davası ile hatırlıyorlar. Bugün geldiğimiz noktada öyle bir iş yaptılar ki Manisa'yı yine Türkiye'ye rezil ettiler. Gözaltı görüntüleri hepimizin yüreklerini sızlattı" diye konuştu.
VALİLİĞİN AÇIKLAMASINI ELEŞTİRDİ
Kelepçe olayının ardından Manisa Valiliği'nin yaptığı yazılı açıklamayı değerlendiren CHP'li Özel, "Bir insan suçu ispatlanana kadar suçsuzdur. Telefon edip de çağırabilirsiniz. Bu insanları iki sene öncesine kadar Valilik resepsiyonlarına, polis kutlamalarına telefon açıp özel davet ile çağırıyordunuz. O zaman bu insanlar sizin için muteberdi. Şimdi devletin başı 'cadı avı' diye talimat verdi. Bu insanlar öteki oldu. Telefonu açmayıp, bu insanları çocuklarının önünde kelepçelemek, daha sonra bu insanları bütün Türkiye'ye suçları ispatlanmadığı halde birer suçlu olarak göstermek yanlıştır. Sonra gelen tepkiler üzerine de başörtülü kadınlara yapılan muamele ile ilgili olarak Valiliğin açıklaması hepsi kadar yanlıştır. Diyor ki, 'Hele de toplumda iyi bir imajı olan başörtülü kadınlarında.' Yani Manisa Valiliği tersinden şunu söylüyor, 'Toplumdaki başörtüsüz kadınların imajı kötüdür.' Böyle bir kamu yönetimi olabilir mi? Ayrımcılık, nefret söylemi olabilir mi? O yüzden yanlış üstüne yanlış yapıyorlar. En doğru hakem maçta varlığı hissedilmeyen hakemdir. Maalesef o kadar baskı altındaki kamu yöneticileri tüm kararları tartışılıyor, her kararları da yanlış. Orda yaptıkları da, toparlamak için yaptıkları da yanlış. Kaş yapayım derken göz çıkardılar. Emniyet müdürlüğüne dünkü görüntülerden sonra soruşturma başlatılması ve emniyet müdürüyle ilgili yaklaşım ile el çektirilmesi doğru. Ancak emniyet müdürlüğü o görüntülerden dolayı bir bedel ödüyorsa ve bir yerlere yollanıyorsa, Manisa Valisi de eğer bir özür yayınlamıyorsa, 'Bu bir yanlış yaklaşımdır' demiyorsa, emniyet müdürünü merkeze alıyorsanız Valiyi de Mars'a yollamanız gerekmektedir. Burada derhal bir düzeltme ve özür bekliyoruz. Manisa'yı yıllar sonra bir ayıpla andırmaya kimsenin hakkının olmadığını da düşünüyoruz" dedi.
"HUKUK SİYASETE ALET EDİLİYOR"
Hukukun siyasete alet edildiğinin bir kez daha gözler önüne serildiğini öne süren CHP'li Özel, "Burada bir hususa dikkat etmemiz gerekir. Halkevlerinde Ayşe gözaltına alınırken de, Greenpeace Olcay'a ters kelepçe takılırken de, dün hanımefendilere kelepçe takıldığında da, yarın da Sümeyye Erdoğan'da aynı muameleyle karşılaşırsa onun da karşısında olacağız. Esas sıkıntı hukukun siyasete alet edilmesidir. Kamu gücünün oransız kullanılmasıdır. Kadın, erkek ayrımı olmaz bu işlerde. Özellikle kadınlar arasında başörtülü, başörtüsüz ayrımı olmaz. Üniversite yıllarımda arkadaşım başörtülü olduğu için laboratuvara sokulmadığı için yanında duran bir insan olarak söylüyorum. O günü üniversitelerin laboratuvarlarına başörtülü girilmez diyenlerin karşısında dikilmiş birisi olarak söylüyorum. Başörtüsü bir dezavantaj olamayacağı gibi bir avantaj da olamaz. Bir ötekileştirme aracığı olmayacağı gibi bir kayırma aracıda olamaz. Manisa kamu yönetiminin beşiğidir. Fatih Sultan Mehmet yetişmiştir Manisa'da. Kamu yönetimi yaparken siz insanları başörtülü veya başörtüsüz diye muamele yaparsanız; emniyet müdürlerini ona göre göreve koyup, ona göre alırsanız ve bu konuda vicdanları sızlatırsanız yanlış. Yanlış içinde yanlış yapıyor tayin yoluyla buraya gelen Manisalılar. Artık bu tür ayıplar ile anılmak istemiyoruz" dedi.
ZANLILAR MAHKEMEYİ BEKLİYOR
Son olarak gözaltına olan 4 kişiyle görüştüğünü belirten Özel, "Kendilerine muamelenin ne durumda olduğunu sordum. Yakınlarına sevgilerini selamlarını yolladılar. Kendilerine muamelenin iyi, ancak dışarıdaki yakınlarının üzüldüklerini söylediler. Hakim karşısına çıkmayı beklediklerini söylediler. CHP olarak suçun türünü, zanlının menşeini ayıran parti değiliz. Bundan önce olduğu gibi siyasi görüşünü, inancı ne olursa olsun kişilerin insan hakları temelinde, hukukun temellerine göre muamele görmelerinin takipçisi olacağız. Özellikle Ömer Yerkazanoğlu, eşine yapılan muameleden dolayı büyük üzüntü duyduğunu söyledi. İçeride, kötü muamele veya işkence olması söz konusu değil" diye konuştu.
CHP'Lİ NURLU'DAN "DUYARLILIK" AÇIKLAMASI
CHP Manisa Milletvekili Mazlum Nurlu, tepki çeken ve Manisa İl Emniyet Müdürü Tayfur Erdal Ceren'in açığa alındığı, 'paralel yapı' operasyunda zanlıların kelepçeyle gözaltına alınması konusuyla ilgili yazılı açıklama yaptı. Nurlu açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
"Manisa'da yürütülen bir operasyonda kadınların elleri kelepçelenerek gözaltına alınmalarına tepki gösteren Başbakanın talimatıyla Manisa Emniyet Müdürü açığa alınmıştır. Hiç kimsenin kelepçeli olarak ve kameralar önünde teşhir edilerek gözaltına alınmasını doğru bulmadığımı ve yapılanın insan onuruna saygısızlık olarak değerlendirdiğimi belirtmek isterim. Buradaki asıl sorun, Başbakanın çifte standardıdır. Gözaltına alınan kadınlar başı açık olsaydı bacıları olmayacak ve polisler hakkında hiçbir soruşturma açılmayacaktı. Çünkü biz daha önce bunlar yaşadık. Karakolda bir kadını tekme tokat döven, attığı tekmelerle hamile kadının bebeğinin düşmesine neden olan polisler, merdivenlerden sürükleyerek kadınları gözaltına alan, gencecik kızları tokatlayan polisler açığa alınmadığı gibi AKP'liler tarafından takdir bile edilmişlerdir. Polisin görevi insan haklarına ve hukuka uygun, herkesin onuruna saygılı ve eşit davranmaktır. Bu nedenle haklarında verilmiş mahkeme kararı olmamasına rağmen insanların kelepçelenerek gözaltına alınmasını, suçluymuş gibi teşhir edilmelerini uygun bulmuyoruz. Başbakan yapılan işkenceleri, dayak ve hukuksuz gözaltıları, sadece yaşam tarzı ve başörtüsü üzerinden değerlendirmiştir. Başı açık kadın hak ediyor, başı kapalı olan hak etmiyor gibi bir yaklaşım doğru değildir. Sayın Başbakanın polis şiddetine maruz kalmış diğer kadınlara da aynı duyarlılıkla yaklaşmasını bekliyoruz."
ESKİ VEKİL VE BARO BAŞKANI BALKIZ DA KONUŞTU
Manisa eski Milletvekili ve Baro Başkanı Zeynel Balkız da "paralel devlet yapılanması" ile ilgili operasyon hakkında açıklama yaptı. Hukukun üstünlüğü, adil yargılamanın açık bir şekilde ihlal edildiğini iddia eden Balkız, ciddi bir algı operasyonunun yapıldığını savundu. Balkız, "Özellikle avukatların ve ev hanımlarının kelepçelenerek gözaltına alınması noktasında kamuoyunda ciddi bir infial oluştu. Bu olayı duyduğumda konuyu Manisa'nın ağabeyi olarak nitelendirdiğimiz Sayın Bülent Arınç'a ilettim. Kendisinin bu konuyla idari anlamda müdahil olmasını en azından emniyetteki bu uygulamaların hukuk çerçevesinde yapılması noktasında gerekli olan birim amirlerinin uyarılmasını kendisinden istedim. Kendisi de bu konuda çok üzgün olduğunu, haberinin olduğunu özellikle bu tür operasyonların son günlerde Manisa'da sıklıkla yapılmasını anlamlı bulduğunu ifade etti. Bu da gösteriyor ki aslında insan hakları noktasında hiçbir idareci bu olayı tasvip etmiyor. Emniyet Müdürünün görevden alınmış olması, siyasi idarenin bu noktada toplumsal tepkiye cevabı niteliğindedir. Ama bu iş burada kalmamalı. İnsan onuruna şeref ve hasiyetine dokunan uygulamaların son verilmesi konusunda kesin bir irade ortaya koyuldu. Bu emniyet müdürü artık Manisa'da görev yapamaz" dedi.
"KURALLAR HERKESE EŞİT UYGULANMALI"
Hukukun siyasete alet edilmemesi gerektiğini dile getiren Balkız, adaletin kişiye göre işlememesi gerektiğini söyledi. Balkız, "Kelepçe takılması kim olursa olsun doğru bir hareket değildir. Çağrıldığı zaman gelecek insanlara bu muamele yapılması bizim kanunumuzda yok. Temel haklar ve özgürlüklerle ilgili 23 faslın açılmasını istiyoruz. Siz hele bir hanıma, öğrenciye ters kelepçe takıyorsanız hangi yüzle 23 fasıl görüşmelerini talep edeceksiniz? Kime yapılırsa yapılsın ölçüsüz olan muamele tenkit edilmeli. Hukuk devletinde kişilerin vasıfları isimleri, unvanları önemli değildir. Kurallar herkese eşit uygulanmalıdır" diye konuştu.
BÜROKRATLAR SİYASİ İRADENİN MAŞASI OLAMAZ
Bürokratların siyasi iradenin maşası olmaması gerektiğini söyleyen Balkız, konuşmasına şöyle devam etti: "Bir gün bunun hesabı sorulur. Böyle bir irade ve baskı olsa dahil emniyet müdürü emre riayet mecburiyetinde değildir. Nasıl bugün görevden alınmışlarsa siyasi irade arkalarından çekilir, bürokrat hesap vermek zorunda kalır. Türkiye'de yapılanlar muhalefetle mücadeledir. Kendisi gibi düşünmeyen grupların susturulmasıdır. Böyle olsa bile bürokrasi buna alet olmamalı. Yarın yalnız kalırlar. AK Parti'ye oy veren vatandaş ta bunu kabul etmez. Tıpkı Bülent Arınç'ın 'ben bundan rahatsızım' dediği gibi. Aynı konuyu AK Parti İl Başkanı ile de görüştüm, kendisi de son derece rahatsız olduğunu söyledi. Ama buna rağmen bu işler nasıl oluyor?"