Mardin'de PKK saldırısında şehit olan 9 kişi anıldı
MARDİN'in Midyat ilçesine bağlı Yuvalı köyünde 1987 yılında PKK'lı teröristler tarafından şehit edilen 7'si çocuk, 2'si kadın 9 kişi, düzenlenen törenle anıldı.
MARDİN'in Midyat ilçesine bağlı Yuvalı köyünde 1987 yılında Pkk'lı teröristler tarafından şehit edilen 7'si çocuk, 2'si kadın 9 kişi, düzenlenen törenle anıldı.
Midyat ilçesine bağlı büyükşehir yasasıyla mahalleye dönüşen Yuvalı'da 8 Temmuz 1987'de Pkk'lı teröristlerin uzun namlulu silahlarla yaptığı saldırıda şehit olan Harbiye Dağ (16), Sinan Dağ (12), Lokman Dağ (10), Hüseyin Dağ (7), Türkan Dağ (4) ve Mehmet Sıraç Dağ (1) kardeşler ile kuzenleri Mehmet Salih Dağ (6), babaanneleri Ardahan Dağ (70) ve akrabaları Rukiye Dağ (25) için anma töreni düzenlendi. Törene Kaymakam Ömer Faruk Özdemir, Midyat Jandarma Komando Tabur Komutanı İsmail Akkan, İl Göç İdaresi Müdürü Mehmet Tepeaşan, İlçe Emniyet Müdürü Orhan Koç, İlçe Milli Eğitim Müdürü Abdurrahim Demir, şehit aileleri ve yakınları katıldı. Törende şehitler için Kuran-ı Kerim okundu. Saldırıda yakınlarını kaybeden aileler ile görüşen Kaymakam Özdemir, olayın gerçekleştiği evi ziyaret etti. Şehitler için verilen mevlit yemeğinin ardından program, İlçe Müftüsü Ergün Bulunmaz'ın yaptığı dua ile son buldu.
Törende konuşan Kaymakam Ömer Faruk Özdemir, "Terörün vicdanı olmaz, adaleti olmaz, insafı olmaz. İnşallah bir daha o günleri yaşamayız. Milletimiz burada hep birlikteyiz. O hainlerin yapmak istedikleri, birbirimizden ayırmak istedikleri o duyguya kapılmadık. Hep birlikte tek yürek, tek bilek terörle mücadele edeceğiz. Girdikleri deliklerden çıkamıyorlar artık devletimizin gücü sayesinde. İnşallah bir daha o günleri yaşamayacağız. Allah, devletimize ve bu acı günleri yaşamasına rağmen bu dik duran, onurlu duran milletimize o günleri bir daha yaşatmasın. Allah bütün şehitlerimize, geçmişlerimize rahmet eylesin" dedi.
'YUVALI'YA DEĞİL, TÜM ÜLKEMİZE YAPILMIŞ SALDIRIDIR'
Babaannesi şehit edilen Fatima Dağ da "O gün köyümüzün masum insanlarına yapılan saldırı yalnızca Yuvalı'ya değil, tüm ülkemize yapılmış bir saldırıdır. Bu tür hain saldırılar bizleri korkutmak ve sindirmek amacıyla yapılmış olsa da milletimizin birlik ve beraberlik ruhunu asla zayıflatamamıştır. Bizler bu tür hain saldırılar karşısında asla boyun eğmeyecek, terörün her türlüsüne karşı mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz. Bu vesileyle teröre kurban verdiğimiz tüm şehitlerimizi rahmetle anıyor, gazilerimize ve onların ailelerine minnetlerimizi sunuyoruz" diye konuştu.
'ÇOCUKLARIN HEPSİNİ KALLEŞÇE KATLETTİLER'
Olayda şehit olan Rukiye Dağ'ın oğlu İdris Dağ, kuzenlerinin uzun namlulu silahlarla şehit edildiğini ifade ederek, şöyle konuştu:
"Olayı şimdiki gibi hatırlıyorum. Köye baskın esnasında annem hepimizi içeriye aldı, köyün öbür tarafında. Annem hepimizi içeriye aldıktan sonra küçük bir pencere vardı, bu pencereden dışarıya kaçtı. Annem çıktıktan sonra hiç kimsenin haberi yok. Tabii olay gördüğünüz burada oluşuyor, dayılarımın evine baskın yapılıyor. O zaman dayımın çocukları taht dediğimiz damda yatıyorlardı. Çocukların hepsini kalleşçe katlediyorlar. Hepsini tarıyorlar büyük, uzun namlulu silahlarla katlediyorlar. O esnada annem onlara doğru koşmaya başlıyor. Onlara doğru koşmaya başladığı esnada, nöbetçi olan bir tanesine denk geliyor. Nöbetçiye denk geldiği esnada silahına elini atıyor, silahına elini attıktan sonra onu da orada şehit ediyorlar. Vahşice öldürülmüş. Biz bunu o günden bu yana kınıyoruz, PKK terör örgütünü kınıyoruz. İnşallah böyle bir olay daha gerçekleşmez. Devletimiz inşallah bunlara izin vermez zaten son sürecindeler. Bunlar yok olacak inşallah."
'BİR DAVA YÜZÜNDEN ÇOLUK ÇOCUK ÖLDÜRÜLEMEZ'
Saldırıdan sağ kurtulan, babaannesi ve 6 kardeşi şehit olan Harbiye Dağ ise olayın ardından babası Nuri Dağ'ın kaçırıldığını belirterek, "Bu acı tarif edilemez. Akşam 9 saatlerinde eve saldırıyorlar ve çocuklar yatarken, hepsinin en küçüğü 2, en büyüğü 16-17 yaşlarında, hepsini hunharca katledip gidiyorlar. Babaannem hepsi uykuda, hepsi yatarken. Bir annem olaydan kurtuluyor, babam da evde yok. Babam da sonradan kaçırılıyor zaten ne ölüsünü ne dirisini gördük. Yani benim diyebileceğim Allah onların belalarını versin. Rabbim onlara asla fırsat vermesin. Bu Kürt davası değil, ben de Kürt'üm asla bir Kürt davası olarak algılayamayız. Onlar insan değil. Çünkü bir dava bile olsa bir dava yüzünden çoluk çocuk öldürülemez" dedi.