MARDİN Mezopotomya'nın en eski buğdayında üç yılda 400 ton üretim
Mezopotomya'nın en eski buğdayında üç yılda 400 ton üretimMEZOPOTAMYA'nın en eski buğdayı olan 'sorgül'ün yeniden canlandırılması için Mardin'de 3 yıl önce başlatılan 'Yaşayan toprak yerel tohum' projesiyle hasat rekoru kırıldı.
Mezopotomya'nın en eski buğdayında üç yılda 400 ton üretim
MEZOPOTAMYA'nın en eski buğdayı olan 'sorgül'ün yeniden canlandırılması için Mardin'de 3 yıl önce başlatılan 'Yaşayan toprak yerel tohum' projesiyle hasat rekoru kırıldı. 17 çiftçinin gönüllü olduğu projede, ilk yıl 102 dönüm arazide 20 ton hasat elde edilirken bu yıl bin 400 dönümde 400 tondan fazla 'sorgül' buğdayı hasadı yapıldı. Dünyanın en önemli mutfak kültürü yarışması Basque Culinary World Prize'da (Bask Dünya Aşçılık Ödülleri) iki yıl üst üste dünyanın en iyi 10 şefi arasında seçilen Mardinli şef ve sosyal girişimci Ebru Baybara Demir'in yürüttüğü projede, 310 kadın çiftçi ve 24 kadın mühendis istihdam edildi.
Artuklu ilçesine bağlı kırsal Eryeri Mahallesi'nde, Birleşmiş Milletler'in de destelediği 'Yaşayan toprak, yerel tohum' projesi kapsamında toprağa ekilen, Mezopotamya'nın en eski buğdaylarından 'sorgül'ün hasadı yapıldı. Projede ilk yıl 102 dönüm arazide 20 ton hasat elde edilirken bu yıl bin 400 dönümde 400 tondan fazla 'sorgül' buğdayı hasat edildi. Her yıl hasat şenliği kapsamında, halkın da yoğun katılımı ile gerçekleşen 'sorgül' buğdayı hasadı, bu yıl koronavirüs tedbirleri nedeniyle projenin yürütücüsü, dünyanın en önemli mutfak kültürü yarışması Basque Culinary World Prize'da (Bask Dünya Aşçılık Ödülleri) iki yıl üst üste dünyanın en iyi 10 şefi arasında seçilen Mardinli şef ve sosyal girişimci Ebru Baybara Demir ve çiftçi kadınların katılımıyla yapıldı. Her geçen gün büyüyen üretimle sürdürülebilir bir ekosistem sağladıklarını söyleyen Ebru Baybara Demir, "Yerel tohumlarla doğaya, insana saygılı tarımın mümkün olabileceğini, susuz tarımın su kaynaklarını korumada ve tarım girdi maliyetlerini azaltmada ne kadar önemli olduğunu sorgül buğdayı ile deneyimlemeye devam ediyoruz" dedi.
'HAYATIN DEVAMI İÇİN TARIMIN ÖNEMİNİ ANLADIK'
Sorgül buğdayının ekimini yapmak isteyen çiftçi sayısının her yıl arttığına dikkat çeken Demir, "2017 yılında Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) ile başladığımız projemize AK Parti İzmir Milletvekili Ceyda Bölünmez Çankırı'nın destekleriyle devam ediyoruz. Şükran Ekonomik Tarımsal Kalkınmayı ve Sosyal Gelişimi Destekleme Derneği olarak yürüttüğümüz projede amacımız, her türlü doğa koşuluna ve hastalıklara dayanıklı olan bu tohumları ekerek, kuraklık başta olmak üzere bizi bekleyen tehlikelere karşı önlem almanın önemini göstermekti. Projemizde toprağın korunması, iyi tarım uygulamaları, yerel tohumların bulunması, çoğaltılması ve gelecek nesillere aktarılması için bölgedeki toprak sahipleri, iyi tarım uygulamalarını deneyimleyerek projeye destek vermeye devam ediyor. 2017 yılında tek arazide başladığımız ekimlerimizde şu anda 17 çiftçi arazilerinde gönüllü olarak sorgül ekimini gerçekleştiriyor. Alınan olumlu sonuçlarla sorgül buğdayını ekmek isteyen çiftçi sayısında da artış yaşanıyor. 2017 yılında 102 dönümde 20 ton rekolte ile başladığımız yolculuğumuz 3 yıl içerisinde bin 400 dönüm araziye ulaştı ve rekolte 400 tonu aştı" dedi.
'KADIN İSTİHDAMINI ARTTIRMAYA ÇALIŞIYORUZ'
Projede kadın istihdamına öncelik verdiklerini anlatan Demir, "Projemizde geleneksel tarım yöntemleriyle başladığımız ekimde bir yandan yerel tohumların korunmasını sağlarken, bir yandan da kadın istihdamını arttırmaya çalışıyoruz. Kültürel bilgi ve becerinin gücüyle başlatmış olduğumuz entegrasyon sürecinde Suriyeli mülteci kadınların bize öğretmiş olduğu geleneksel tarım tekniklerinden de faydalandık. Bu yıl da elde ettiğimiz buğdayı tohumluk olarak sağlayıp, yeniden ekimini gerçekleştireceğiz. Bu projede tohum ve toprağımıza sahip çıktığımız kadar topraktan düzenli gelir etmeye başlayan kadınlarımızla geleceğimizi de güçlendiriyoruz. Özellikle salgın döneminde Mardin'de üretimin durduğu bu süreçte kadınlarımız tarlada çalışmaya ve üretmeye devam ederek istihdamlarını korudular. Bu kapsamda Atalık tohumları konusundaki vizyonuyla bize her daim yol gösteren saygıdeğer Emine Erdoğan hanımefendiye, kadın istihdamı konusunda tüm imkanlarını seferber eden Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk'a ve İzmir ve Mardin'de özellikle kadın istihdamı ve tarımın geliştirilmesi konusunda projelere liderlik eden AK Parti İzmir Milletvekili Ceyda Bölünmez Çankırı'ya sonsuz teşekkürlerimi iletiyorum" diye konuştu.
'SORGÜL'ÜN TARİHİ 13 BİN YIL ESKİYE DAYANIYOR'
Sorgül buğdayının tarihçesiyle ilgili bilgi veren Demir, şunları söyledi:
"Anadolu'da tarihi 13 bin yıl öncesine dayandığı bilinen buğday tarımının anavatanı Mezopotamya'dır. Sorgül ise Mezopotamya ovasında yetişen, bilinen en eski buğday türü. Adını kehribar sarısından kırmızıyı yansıtan renginden alan sorgül, tane yapısı camsı, kırmızıya dönen sarı renkte, mükemmel bir koku ve aromaya sahip. 140 santime ulaşan boyuyla yüksek saman verimine de sahip sorgülün kimyasal gübreye ve sulamaya tepkisi de düşük. Kök yapısı derin ve kuvvetli olduğu için yağışa dayalı şartlarda ve organik yetiştirilmeye uygun olan sorgül, gelecekte kuraklık tehlikesine karşı susuz tarıma da elverişlidir."
'İŞÇİ OLMAKTAN ÇOK, ÇİFTÇİ OLMAYA GELİYORUZ'
Projede gönüllü olarak çalışan ve tarım tekniklerini öğrenen Pervin Öğdür, "Bir kadın olarak artık üstesinden gelemeyeceğimiz bir alan kalmadı. Ebru hanım sayesinde birçok yeniliğe imza attık. Buğday ekimini ve tekniklerini çok iyi öğrendim. Artık tarım alanında da işçi olmaktan çok çiftçi olmaya geliyoruz" dedi.
Suriyeli kadın çiftçi Asya Mahut ise 9 kişilik ailesine bakmakla yükümlü olduğu için iş ararken proje yürütücüsü Ebru Demir ile tanıştıktan sonra projede yer alarak, ailesinin geçimini sağladığını söyledi.