Mavi Marmara Saldırısına İlişkin İddianame Mahkemeye Gönderildi
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından "Mavi Marmara" gemisine İsrail askerlerinin baskınına ilişkin hazırlanan iddianame İstanbul 7.Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından "Mavi Marmara" gemisine İsrail askerlerinin baskınına ilişkin hazırlanan iddianame İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi. İddianamede şüphelilerin 9 kez ağırlaştırılmış müebbet hapsinin yanı sıra 18 bin yıla kadar hapsi isteniyor.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Gazze'ye insani yardım taşıyan "Mavi Marmara" gemisine yönelik İsrail askerleri tarafından uluslararası sularda düzenlenen saldırıya ilişkin yürütülen soruşturma tamamlandı. İstanbul Cumhuriyet Savcısı Mehmet Akif Ekinci tarafından hazırlanan 144 sayfalık iddianame, olay tarihindeki İsrail Genelkurmay Başkanı ile 3 komutan şüpheli olarak yer alırken, gemideki basın mensuplarının da aralarında bulunduğu 490 kişi mağdur ve müşteki olarak belirtildi.
İddianamede yer alan şüphelilerin 9 kez ağırlaştırılmış müebbet hapsinin yanı sıra 18 bin yıla kadar hapsi istendi. İsrail askerlerinin yaptığı saldırı nedeniyle 9 kişinin öldürüldüğü, 50'den fazla kişinin de yaralandığı belirtilen iddianamede, 2010 yılı 30 Mayıs'ı 31 Mayıs'a bağlayan gece saat 04.30 civarında meydana gelen olayda, İsrail ordusu tarafından gerçekleştirilen Mavi Marmara ve Gazze adlı gemilere yönelik müdahale ve bunun neticesinde meydana gelen fiiller bakımından, gemilerin bayrak devletinin Türkiye olması nedeniyle TCK'nın 8. maddesinde düzenlenen mülkilik ilkesi çerçevesinde hareket edildiği anlatıldı. İddianamede, eylemin, Türkiye'de işlenmiş suçlar kapsamında değerlendirilmesi gerektiği kaydedildi.
Müdahale sırasında 9 kişinin hayatını kaybettiği ifade dilen iddianamede, otopsi raporlarına göre, Cengiz Akyüz'ün vücuduna isabet eden 4 mermi çekirdeğinin 3'ünün öldürücü nitelik taşıdığı, atışların yakın mesafeden yapıldığı, mermi giriş noktalarına göre arkadan ateş edildiği, maktulün enseden, kulak altından ve sırtından isabet aldığı belirtildi.
Akyüz'e sırtı dönükken hedef gözetilerek ateş edildiğinin anlaşıldığı vurgulanan iddianamede, diğer otopsi raporlarına da yer verildi. İsrail devleti tarafından gerçekleştirilen eylemlerin meşru müdafaa kavramı çerçevesinde izah edilmeye çalışıldığı belirtilen iddianamede, Türk Ceza Kanunu açısından meşru müdafaa kavramı irdelenerek, "Eylem ile karşılaşan kişi, doğal olarak kendisini koruyacaktır. Ancak bu koruma, eylemin büyüklüğü ile orantılı olmalıdır. Elinde bayrak sopası, kaşık, çatal olan birisini saldırıda bulunduğu gerekçesi ile ağır silahlarla veya otomatik tüfeklerle tarayıp öldürmede meşru müdafaadan söz edilemez" denildi.
Mavi Marmara Gemisi'nin İsrail askerlerince ele geçirilmesinden sonraki safhada ise gemideki bütün yolcuların cebir ve tehdit kullanılmak suretiyle özgürlüklerinden yoksun bırakıldığı, Türk kökenli yolcuların ellerinin plastik kelepçelerle kelepçelendiği, silahlı tehdit yoluyla gemi personeli ile müşteki ve mağdurların özgürlüklerinden yoksun hale getirildiği anlatılan iddianamede, tüm yolcular üzerinde sistematik bir uygulama halini alan maddi ve manevi kötü muamelelerin uygulandığı kaydedildi. Yolcuların insani olmayan şartlarda tutulduğu, yaralı olanların dahi ellerine plastik kelepçe vurulduğu, yaralılara gerektiği zaman ve biçimde müdahale edilmesinin engellendiği anlatılan iddianamede bu uygulamanın eziyet suçunu teşkil ettiği,
müşteki mağdurlara ait pasaportlara ve kişisel eşyalara el konulmasının da yağma suçunu oluşturduğu belirtildi.
İstanbul Cumhuriyet Savcısı Mehmet Akif Ekinci tarafından hazırlanan iddianamede, olayın meydana geldiği 31 Mayıs 2010 tarihinde İsrail Genelkurmay Başkanı olan Rau Aluf Gabiel Ashknazi, Deniz Kuvvetleri Komutanı Eliezer Alfred Marom, İstihbarat Başkanı Amos Yadlin, Hava Kuvvetleri Komutanı Avishay Levi'nin şüpheli askerleri azmettirerek, maktuller Furkan Doğan, Ali Heyder Bengi, Cengiz Songür, Cengiz Akyüz, Cevdet Kılıçlar, Fahri Yaldız, Necdet Yıldırım, İbrahim Bilgen ve Çetin Topçuoğlu'nun silahla kasten öldürülmesine sebebiyet verdikleri belirtildi.
Şüphelilerin bu eylemlerine ilişkin "Canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme suçuna azmettirmek"ten 9 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılması istendi.
İddianamede şüphelilerin 114 müştekiye karşın "silahla yaralama suçuna azmettirmek" 14 müştekiye karşın "kemik kırığına neden olacak şekilde yaralamaya azmettirmek", 61 müşteki için "yaralama suçuna azmettirmek' 490 müşteki için "kişiyi hürriyetinden yoksun bırakmak suçuna azmettirmek, 490 müşteki için 'Eziyet suçuna azmettirmek' 490 müşteki açısından"Yağma suçuna azmettirmek" suçlarından şüphelilerin toplam 8 bin 578 ile 18 bin 32'şer yıl arasında hapis cezası istendi.
Savcı Ekinci tarafından yürütülen soruşturma kapsamında, olayı gerçekleştiren şüpheli askerlerle ilgili tefrik kararı verildi. Tefrik kararında şüpheliler "meçhul" olarak yer alırken, azmettiriciler yönünden kamu davasının sürüncemede kalmaması için, kimlik tespitleri devam eden olayı gerçekleştiren askerlerle ilgili dosyanın da ayrılarak ayrı bir soruşturma üzerinden yürütüldüğü kaydedildi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın onayından geçen iddianame İstanbul 7.Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi. Mahkemenin, 15 gün içinde iddianamenin reddi ya da kabulü yönünde bir karar vermesi bekleniyor. - İSTANBUL