Mecliste Urduca bilen tek milletvekili (3)
TBMM Türkiye-Pakistan Parlamentolar Arası Dostluk Grubu Başkanı Ali Şahin'in görüntüleri Ali Şahin ile röportaj Mecliste Urduca bilen tek milletvekili TBMM Türkiye-Pakistan Parlamentolar Arası Dostluk Grubu Başkanı Ali Şahin: "Pakistan'da Urducayı öğrenmek için gayret gösterirken 'Urduca...
TBMM Türkiye- Pakistan Parlamentolar Arası Dostluk Grubu Başkanı Ali Şahin'in görüntüleri
Ali Şahin ile röportaj Mecliste Urduca bilen tek milletvekili
TBMM Türkiye- Pakistan Parlamentolar Arası Dostluk Grubu Başkanı Ali Şahin:
" Pakistan'da Urducayı öğrenmek için gayret gösterirken 'Urduca Türkiye'de ne işine yarayacak?' diyerek bunun yerine Fransızca, İngilizce ve diğer dilleri öğrenmemi önerenler oldu. Ben Urducayı Pakistan'da yaşıyor olmam nedeniyle Pakistan halkına duyduğum bir saygının ifadesi olarak öğrenmem gerektiğini düşündüm. Urduca'yı bilmek, size daha geniş bir alan açarak ayrıcalıklı hale getiriyor"
ADEM BALTA- TBMM Türkiye-Pakistan Parlamentolar Arası Dostluk Grubu Başkanı ve AK Parti Gaziantep Milletvekili Ali Şahin, Mecliste Urduca bilen tek milletvekili olduğunu belirterek, "Pakistan'da Urducayı öğrenmek için gayret gösterirken 'Urduca Türkiye'de ne işine yarayacak?' diyerek bunun yerine Fransızca, İngilizce ve diğer dilleri öğrenmemi önerenler oldu. Ben Urducayı Pakistan'da yaşıyor olmam nedeniyle Pakistan halkına duyduğum bir saygının ifadesi olarak öğrenmem gerektiğini düşündüm. Urducayı bilmek, size daha geniş bir alan açarak ayrıcalıklı hale getiriyor." dedi .
Şahin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, eski Başbakanlardan Necmettin Erbakan'ın teşvikiyle eğitim için Pakistan'a gittiğini ve Urducayı bu süre içerisinde öğrendiğini söyledi.
Erbakan'ın çok büyük bir vizyona sahip olduğunu belirten Şahin, "1990 yılında Necmettin Erbakan, Türkiye genelinde benim de aralarında olduğum 400 öğrenciyi Ankara'da topladı. Birkaç günlük eğitim ve imtihandan sonra 100 kişi kaldık. Pakistan'a 20, Suudi Arabistan'a 40, Endonezya'ya 20 ve Birleşik Arap Emirlikleri'ne 20 öğrenci gönderildi. Erbakan Hoca, dünyayı tanıyan, farklı dilleri konuşabilen, İslam coğrafyasında organik bağlar kurabilen insanlar yetiştirmeyi amaçlıyordu. Bu vizyonun parçası olarak Pakistan'a gittik. 1990-1997 yılları arasında Pakistan Karaçi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümünde lisans ve yüksek lisans yapmış birisi olarak tekrar ülkeme döndüm." diye konuştu.
-"Fetullah Gülen yapısına hayatınız boyunca dikkat edeceksiniz" uyarısı
Necmettin Erbakan'ın o dönemde kendilerine tarihi uyarılarda bulunduğunu anlatan Şahin, "Pakistan'a gitmek üzere İstanbul Atatürk Havalimanı'na geldiğimizde Erbakan Hoca'nın bizi tekrar görmek istediği söylendi. Pakistan'a giderken bize FETÖ'ye ilişkin olarak, 'Fetullah Gülen yapısına hayatınız boyunca dikkat edeceksiniz. Çünkü bunlar dışardan kontrol edilen bir yapı, yaşadığınız süre boyunca bunlara karşı dikkatli, tedbirli ve mesafeli olacaksınız.' uyarılarında bulundu. 15 Temmuz hain darbe girişimi ve öncesindeki gelişmeleri düşündüğümüzde bu uyarıların önemi şimdi daha iyi anlaşılıyor." ifadelerini kullandı.
Pakistan'a gittiğinde Benazir Butto'nun iktidarda bulunduğunu daha sonra Nevaz Şerif ve İmran Han'ın iktidara geldiğini hatırlatan Şahin, İmran Han'ın Pakistan'ın kriket milli takım oyuncusu olduğunu, sporcu kimliği ve karizmatik kişiliğiyle Recep Tayyip Erdoğan'a benzediğini söyledi.
İmran Han'ın, Türkiye ziyaretinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la görüştüğüne değinen Şahin, bu görüşmede İmran Han'a, Recep Tayyip Erdoğan'a benzediğini söylediğini aktardı.
Ali Şahin, İmran Han'ın, bu tespitine karşılık "Hayır, Recep Tayip Erdoğan olamam. Çünkü ben Pakistan'ı temsil ediyorum ama Sayın Erdoğan bütün İslam alemini temsil ediyor" şeklinde cevap verdiğini kaydetti.
Urduca bilen tek vekil
Mecliste Urduca bilen tek milletvekili olduğunu anlatan Şahin, "Pakistan'da Urducayı öğrenmek için gayret gösterirken 'Urduca Türkiye'de ne işine yarayacak?' diyerek bunun yerine Fransızca, İngilizce ve diğer dilleri öğrenmemi önerenler oldu. Ben Urducayı Pakistan'da yaşıyor olmam nedeniyle Pakistan halkına duyduğum bir saygının ifadesi olarak öğrenmem gerektiğini düşündüm. Urducayı bilmek, size daha geniş bir alan açarak ayrıcalıklı hale getiriyor." diye konuştu.
Ali Şahin, Türkiye'ye döndükten sonra Urduca'nın çok faydasını gördüğünü, kamu kurumlarında bilirkişi olarak çalıştığını ifade etti.
Şahin, Urducanın zor bir dil olmadığını, bu dili konuşmaktan keyif aldığını, Gazneli Mahmut'un Hindistan'a düzenlediği seferler sırasında Türkçe'nin Hintçe'ye yerleştiğini ve bu yüzden de çok sayıda ortak kelimenin bulunduğunu anlattı.
Herkese Urduca öğrenmeyi tavsiye eden Şahin, birçok İslam ülkesinde olduğu gibi Pakistan'ın da Türk milletine çok büyük misyon yüklediğini vurguladı. Şahin, Pakistan'ın milli şairi Muhammed İkbal'in Avrupa'ya yolculuğu sırasında pilotun, Türk hava sahasına girildiğini duyurması üzerine ayağa kalkıp önünü ilikleyerek bekledikten sonra yerine oturduğunu, İkbal'in, bu tavrının sebebini soranlara "Biz öyle bir milletin topraklarına girdik ki bu millet tam 400 yıl İslam'a hamilik yaptı. Bu coğrafya aynı zamanda Mevlana Celalettin Rumi hazretlerinin yattığı topraklardır." diye cevap verdiğini söyledi.
İkbal'in bu tavrının Türkiye'nin İslam coğrafyası için ne ifade ettiğini ortaya koyduğuna değinen Şahin, "Cumhuriyet sonrası, Pakistan'ın da aralarında olduğu doğu ülkeleriyle ilişkilerimiz ihmal edildi. Son yıllarda güzel gelişmeler oldu. Pakistan ile Türkiye arasında ilişkiler stratejik iş birliği seviyesine çıkarıldı. İslam coğrafyasında yaşanan sorunlarda her iki ülkenin Müslüman mekanizmalar üretmesi gerekir. Müslüman coğrafyadaki sorunların Müslüman mahalle eliyle çözülmesi gerekir. Eğer bunu geliştirmezsek, dışarıdan müdahalelerle huzursuzluklar derinleşerek çözülemez hale geliyor. Afganistan, Somali, Irak bu sorunların başında geliyor." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Pakistan, Malezya ve Türkiye arasında ortak bir televizyon kanalının kurulması önerisini önemli bir adım olarak görmek gerektiğine işaret eden Şahin, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığında proje çalışmalarının sürdüğünü belirtti.
Pakistan'ın 220 milyona yakın Müslüman nüfusa sahip olduğunu kaydeden Şahin, "Pakistan, uluslararası arenada Türkiye'ye koşulsuz destek veriyor. Kıbrıs Barış Harekatı'ndan tutun da Barış Pınar Harekatı'na kadar her şartta koşulsuz yanımızda oldu. Türkiye de aynı şekilde Pakistan'a her türlü desteği veriyor." dedi.
"Pakistan FETÖ'yle mücadelede Türkiye'ye tam destek verdi"
FETÖ'yle mücadelede Pakistan'ın Türkiye'ye tam destek verdiğini belirten Şahin, "Pakistan, FETÖ yapılanmasının en güçlü olduğu ülkelerden biriydi. Pakistan'da 22 okul açmışlardı. Her alanda olduğu gibi FETÖ'yle mücadelemizde de bizi yalnız bırakmadılar. Parlamento ve mahkeme kararlarıyla birlikte örgüt okullarının tamamını Maarif Vakfı'na devrettiler. Pakistan bunlarla da yetinmeyerek Türkiye dışında FETÖ'yü terör örgütü ilan eden ilk ülke oldu." değerlendirmesini yaptı.
Keşmir sorununa da değinen Şahin, Hindistan'ın daha önce Keşmir'e ayrıcalık tanıyan anayasal hakkını kaldırdığını ve bölgenin kapalı bir hapishaneye dönüştüğünü vurguladı.
Binlerce Keşmirlinin tutuklandığını kaydeden Şahin, "Keşmir'i temsil eden siyasetçi ve sivil toplum örgütü liderleri tutuklanıyor. Hastaneler kapalı, cuma namazlarını bile rahat bir şekilde kılamıyor insanlar. Bölgeye 9 bin Hint askeri gönderilmiş.Olağanüstü bir baskı var, Keşmir Asya'nın Filistin'i olmuş durumda." dedi.