Medya Özgürlüğü ve Gazeteci Hakları Uluslararası Konferansı" Sonuç Bildirgesi
Bildirgeden; "Gazetecilere yönelik hukuk-dışı soruşturmalara son verilmeli, cezaevlerindeki tüm gazeteciler serbest bırakılmalı. Gazeteciler hakkında sürmekte olan dava ve soruşturmalar bir an önce düşürülmeli" " Cumhurbaşkanı ve kamu görevlilerine hakaret adı altında dava açılmasına neden olan yasa ve düzenlemeler derhal değiştirilmeli, kamu görevlilerinin eleştirilebilirliği, hesap verebilirliği ve yargı bağımsızlığı sağlanmalıdır" " Çoğulculuğun, saydamlığın ve bir kamu hizmeti olarak gazeteciliğin teşvik edilmesi, kamu ihalelerinin, kamu şirketlerine ait reklamların ve vergi denetimlerinin medyayı kontrol etme araçları olarak kullanılmasına son verilmelidir" "Medyadaki tekelleşmeyi engelleyecek, bağımsızlığı, saydamlığı ve çoğulculuğu garanti edecek düzenlemeler yapılmalıdır.
Bildirgeden;
"Gazetecilere yönelik hukuk-dışı soruşturmalara son verilmeli, cezaevlerindeki tüm gazeteciler serbest bırakılmalı. Gazeteciler hakkında sürmekte olan dava ve soruşturmalar bir an önce düşürülmeli"
" Cumhurbaşkanı ve kamu görevlilerine hakaret adı altında dava açılmasına neden olan yasa ve düzenlemeler derhal değiştirilmeli, kamu görevlilerinin eleştirilebilirliği, hesap verebilirliği ve yargı bağımsızlığı sağlanmalıdır"
" Çoğulculuğun, saydamlığın ve bir kamu hizmeti olarak gazeteciliğin teşvik edilmesi, kamu ihalelerinin, kamu şirketlerine ait reklamların ve vergi denetimlerinin medyayı kontrol etme araçları olarak kullanılmasına son verilmelidir"
"Medyadaki tekelleşmeyi engelleyecek, bağımsızlığı, saydamlığı ve çoğulculuğu garanti edecek düzenlemeler yapılmalıdır. Kamuya ait medya kuruluşlarının görevlerini bağımsız bir şekilde ifade etmelerini sağlayacak reformlar yapılmalıdır"
Haber-Kamera: Enver Alas - İSTANBUL / DHA
Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), Uluslararası Gazeteciler Federasyonu (IFJ), Avrupa Gazeteciler Federasyonu (EFJ) ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) tarafından İstanbul'da düzenlenen 'Medya Özgürlüğü ve Gazeteci Hakları Uluslararası Konferansı' sona erdi. 2 gün süren Türkiye'de gazetecilerin karşılaştığı genel sorunların ele alındığı konferansın sonuç bildirgesi TGC'nin Cağaloğlu'ndaki merkezinde TGC Başkanı Turgay Olcayto, TGS Başkanı Uğur Güç, IFJ Başkanı Jim Boumelha'nın katılımıyla düzenlenen basın toplantısıyla açıklandı.
GAZETECİLERE YÖNELİK SORUŞTURMALAR, OPERASYONLAR, ŞİDDET, SANSÜR KINANDI
Ülke çapında medyayı temsil eden yetmişten fazla gazetecinin fikirlerinin alınmasıyla hazırlanan bildirgede bazı hususlara dikkat çekilmesi kararlaştırıldı. Buna göre 7 Haziran seçimlerinden sonra Türkiye'de gazetecilere yönelik artan soruşturmalar, operasyonlar, şiddet, internet sansürü, yasaklamalar başta olmak üzere her türlü baskı kınandı. Gazetecilerin, mesleklerine yapılan saldırılar karşısında birlikte hareket edilmesi gerektiğine dikkat çekildi.
"GAZETECİLERİN SİNDİRİLMESİ HALKIN HABER ALMA HAKKINA BİR SALDIRIDIR"
TGS Başkanı Uğur Güç'ün okuduğu sonuç bildirgesine göre bildirgede kararlaştırılan diğer hususlar ise şu şekilde yer aldı:
"Bilhassa, Kürt sorunu kaynaklı çatışmaların yeniden başlamasıyla birlikte bölge illerinde çalışan meslektaşlarımızın özgürlük ve güvenliğinden kaygı duyuyoruz. Bu durumun halkın haber alma hakkını tehdit ettiğine inanıyoruz. Hala daha 20 gazetecinin cezaevinde olmasını ve geçmiş yıllarda serbest bırakılan gazetecilere yönelik yargı tehdidinin devam etmesini, sürmekte olan yüzlerce soruşturmayı esefle karşılıyoruz. Hükümet ve siyasetçilerin kendilerinden farklı çizgideki gazeteciler ve medya kuruluşlarına yönelik hasmane tutumlarından ve yaratılan hoşgörüsüz ortamdan derin rahatsızlık duyuyoruz. Cumhurbaşkanının eleştiriye tahammülsüzlüğü
savcıların her türlü eleştiri karşısında hakaret davası açması, medya patronlarının çalışanlarını işten atarak susturması, ana-akım medyanın tehdit ve kamu ihalelerinin rüşvet gibi kullanılmasıyla hizaya getirilmesi, yargı bağımsızlığının gözardı edilmesi gibi sorunlar bu düşmanca tutumun örnekleridir. Gazetecilerin görevinin kamu çıkarını gözetmek olduğunu ve gazetecilerin sindirilmesinin halkın haber alma hakkına bir saldırı olduğunu vurguluyoruz.
ÖZGÜR BİR ORTAMDA ÇALIŞMAYI İSTİYORUZ
Bildirgede basın özgürlüğü mücadelesine desteklemek için vatandaşlar ve sivil toplum örgütleri de çağrı yapılarak, şu görüşler yer aldı:
Biz gazeteciler, gazetecilerin yaşanan çatışmaları ve yaklaşan seçimleri tamamen özgür bir ortamda aktarmasının sağlanmasını,
gazetecilere dönük baskıların sona ermesini, gazetecilerin tüm ülkede serbest dolaşımının, güvenliğinin ve haber kaynaklarına erişiminin garanti edilmesini, hapisteki gazetecilerin serbest bırakılmasını ve tüm soruşturmaların sonlandırılmasını, internet sansürüne son verilmesini, siyasi liderlerin, özgür gazetecilik ortamı için gerekli yasal düzenlemeleri yapmasını, acil bir ihtiyaç olarak görüyoruz.
Tüm meslektaşlarımızı nefret söyleminden uzak durmaya, barış dilini kullanmaya davet ediyor, mesleğimize yapılan saldırılara dikkat çekmek için planlanacak eylemlere katılmaya çağırıyoruz.
GAZETECİLERDEN HÜKÜMETE ÇAĞRI
Bildirgede siyasi partilere ve 1 Kasım seçimlerinden sonra kurulacak hükümete de çağrı yapıldı.Bildirgede, "Gazetecilere yönelik hukuk-dışı soruşturmalara son verilmeli, cezaevlerindeki tüm gazeteciler serbest bırakılmalı. Gazeteciler hakkında sürmekte olan dava ve soruşturmalar bir an önce düşürülmeli. Cumhurbaşkanı ve kamu görevlilerine hakaret adı altında dava açılmasına neden olan yasa ve düzenlemeler derhal değiştirilmeli, kamu görevlilerinin eleştirilebilirliği, hesap verebilirliği ve yargı bağımsızlığı sağlanmalıdır. Çoğulculuğun, saydamlığın ve bir kamu hizmeti olarak gazeteciliğin teşvik edilmesi, kamu ihalelerinin, kamu şirketlerine ait reklamların ve vergi denetimlerinin medyayı kontrol etme araçları olarak kullanılmasına son verilmelidir. Medyadaki tekelleşmeyi engelleyecek, bağımsızlığı, saydamlığı ve çoğulculuğu garanti edecek düzenlemeler yapılmalıdır. Kamuya ait medya kuruluşlarının görevlerini bağımsız bir şekilde ifade etmelerini sağlayacak reformlar yapılmalıdır" denildi.
İNTERNET SANSÜRÜ
Sosyal Medyayla ilgili çağrında bulunduğu bildirgede, "TİB'in yargı kararı olmaksızın internet sitelerine ve diğer iletişim araçlarına erişimi engelleme yetkisi son bulmalıdır. Sosyal medyadaki paylaşımlardan dolayı açılan soruşturmalara son verilmelidir" ifadeleri yeraldı.
IFJ BAŞKANI BOUMELHA: "TÜRKİYE'DE GAZETECİLERİN SOSYAL VE MESLEKİ HAKLARINI SAVUNMAK OLDUKÇA ZOR"
Bildirgenin okunmasının ardından söz alan IFJ Başkanı Jim Boumelha tüm dünyada 180'den fazla sendikayı ve onun üyesi 600 bin gazeteciyi temsil ettiklerini belirterek, Türkiye'den de TGC ve TGS ile uzun yıllardır birlikte çalıştıklarını kaydetti. Türkiye'de gazetecilerin sosyal ve mesleki haklarını savunmanın oldukça zor bir iş. olduğunu vurgulayan Boumelha konferansa dair şöyle konuştu:
"Konferansın Türkiye'de 7 Haziran seçimlerinin sonrasında ve 1 Kasım seçimlerinin hemen öncesinde çok kritik bir zamanda gerçekleştiğini söyleyebiliriz. Seçimlerden sonra iktidara gelecek yeni hükümetin atacağı demokratik adımlarıyla tekrar basın mensupları ve gazetecilerle diyaloga dayalı bir ortam oluşturulması için adımlar atılmasını ümit ediyoruz. İçinde bulunduğumuz bu dönem, Türk gazeteciliği adına çok zor geçiyor. Hali hazırda 20 gazeteci hapiste, yüzlerce gazeteci adına çeşitli soruşturmalar açılarak takibat altında. Bu ortam içinde gazete bürolarının ve binalarının basıldığını görüyoruz. Pek çok gazetenin de saldırıya uğradığını biliyoruz. Talebimiz, herhangi bir saldırıya, baskıya maruz kalmadan tüm gazetecilerin görevlerini özgür ve bağımsız bir şekilde ifa edebilmesidir."
"DÜNYADAKİ EN KÖTÜ ÖRNEKLERİN BURADA YAŞANDIĞINI SÖYLEMEK MÜMKÜNDÜR"
Gazeteci meslek örgütleri olarak Türkiye'deki meslektaşları için ellerinden gelen her türlü işbirliğine hazır olduklarını belirten Boumelha, "Türkiye'deki meslektaşlarımızla destek ve dayanışma göstereceğiz. Türkiye'de gazetecilerin karşı karşıya olduğu sorunlara baktığımızda dünyadaki en kötü örneklerin bir kısmının burada yaşandığını söylemek mümkündür. Şunu söylemek isterim ki; tüm dünyadaki meslektaşlarımız Türkiye'deki gazetecilerle omuz omuzadır ve desteklemeye hazırdır" diye konuştu.
"GAZETELER VE GAZETECİLER BİRLİKTE OLMALI"
Turgay Olcayto ise Türkiye'de basın özgürlüğü alanından yaşanan sorunların düzelmesi için halka düşen görevler olduğunu söyledi. Olcayto, "Yeşeren bir demokrasiye ihtiyaç var. Türkiye'de basın özgürlüğünün bugünkü durumu Afrika ülkeleriyle eş değer. Hukuk sistemimiz yerlerde sürünüyor. Hukuk ve ceza mahkemeleri devlet sırrı denilen çok anlaşılmaz bir maddeye dayanarak arkadaşları tutukluyor, gözaltına alıyor ya da en azından o arkadaşlar hakkında yıllarca süren soruşturmalar başlatıyor. Bundan kurtulmanın yolu birliktelikten geçiyor. Gazeteler ve gazeteciler birlikte olmamız lazım. Geçmişte yapılan bütün hataları aramızda tartışırız. Ama bir meslektaşımız gözaltına alındığında arkasında olmalıyız" dedi.