Meme Kanseri Tedavisine Güncel Yaklaşımlar Sempozyumu
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: - Başbakan Davutoğlu'nun eşi Sare Davutoğlu'nun salona girmesi, - Sare Davutoğlu'nun konuşması, Meme Kanseri Tedavisine Güncel Yaklaşımlar Sempozyumu- Başbakan Davutoğlu'nun eşi Sare Davutoğlu: - "Hem fiziksel aktivitenin artması hem de beslenmemizin kanser sever yiyeceklerden değil de daha çok kanser savar yiyeceklerden oluşması konusunda yapacak çok şeyimiz olduğunu düşünüyorum"- "Bu mücadelede özellikle sağlıklı yaşam kültürünün hem sosyal hayatımızın bir parçası olması hem de eğitim müfredatımızda yer alması gerektiğini düşünüyorum" Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun eşi Sare Davutoğlu, "Hem fiziksel aktivitenin artması hem de beslenmemizin kanser sever yiyeceklerden değil de daha çok kanser savar yiyeceklerden oluşması konusunda yapacak çok şeyimiz olduğunu düşünüyorum" dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: - Başbakan Davutoğlu'nun eşi Sare Davutoğlu'nun salona girmesi, - Sare Davutoğlu'nun konuşması, Meme Kanseri Tedavisine Güncel Yaklaşımlar Sempozyumu- Başbakan Davutoğlu'nun eşi Sare Davutoğlu: - "Hem fiziksel aktivitenin artması hem de beslenmemizin kanser sever yiyeceklerden değil de daha çok kanser savar yiyeceklerden oluşması konusunda yapacak çok şeyimiz olduğunu düşünüyorum"- "Bu mücadelede özellikle sağlıklı yaşam kültürünün hem sosyal hayatımızın bir parçası olması hem de eğitim müfredatımızda yer alması gerektiğini düşünüyorum" Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun eşi Sare Davutoğlu, "Hem fiziksel aktivitenin artması hem de beslenmemizin kanser sever yiyeceklerden değil de daha çok kanser savar yiyeceklerden oluşması konusunda yapacak çok şeyimiz olduğunu düşünüyorum" dedi.Davutoğlu, Konya Eğitim ve Araştırma Hastanesi konferans salonunda düzenlenen "Meme Kanseri Tedavisine Güncel Yaklaşımlar Sempozyumu"nda yaptığı konuşmada, insan sağlığıyla ilgili çalışmalara elinden geldiğince katılmaya ve destek olmaya çalıştığını söyledi.Son yıllarda Türkiye'de sağlık alanında çok önemli ilerlemeler kaydedildiğini belirten Davutoğlu, bu atılımların gerçekleşmesinde Sağlık Bakanlığı, üniversiteler, kamu ve özel sektör hastanelerinin yanında sivil toplum kuruluşları ile derneklerin çok önemli katkıları olduğunu vurguladı.Vakıf ve derneklerin halk sağlığını sahiplendiğine bu bilincin topluma yayıldığına işaret eden Davutoğlu, şunları kaydetti: "Bizim bu konuda yapacağımız hala çok şey var. Toplum böyle yüksek duyarlılık ve bilinç kazandığında, sağlıklı toplum için çok önemli adımlar atılabilir hale geliyor. Son yıllarda ülkemizde doğum öncesinden başlayarak hayatın bütün evrelerine ilişkin ciddi sağlık politikaları geliştirildi. Bu politikaların adım adım pratiğe geçirilmesiyle sağlık sistemimizde adeta devrim gerçekleşti. Hem doktorlarımızın hem vatandaşlarımızın memnuniyeti arttı. Türkiye'nin bundan sonraki hedefi, tedavi ve sağlık hizmetleri konusunda attığı adımların önleyici tedbirleri de kapsayacak şekilde genişletilmesi olacaktır. Bütün tıbbi toplantılarda, özellikle kanserle ilgili olanlarda erken teşhisin üzerinde çok duruyoruz. Çünkü tedavisi daha kolay, hem hastaya hem ülkeye maliyeti çok daha az. Fakat bizim biraz eksik kaldığını düşündüğümüz bir nokta; önleyici çalışmalardı. Bu alanda da yapıcı ve sonuç alıcı çalışmaların başlamış olmasından büyük memnuniyet duyuyorum. Bu bağlamda bu sempozyumu da meme kanseri tedavisinde atılmış bir adım olarak görüyorum. Sempozyum, meme kanseri konusunda hepimize yol gösterici olacak."- Hedef yıl sonunda 197 KETEM açmakSare Davutoğlu, kanserin bulaşıcı olmayan hastalıklar nedeniyle ölüme sebebiyet verme sıralamasında kalp ve damar hastalıklarından sonra ikinci olduğunu belirtti.Meme kanserinin, hem dünya hem de Türkiye'de kadınlarda görülen en sık kanser türü olduğunu aktaran Davutoğlu, "Türkiye'de her yıl teşhis edilen meme kanseri sayısı yüz binde 44, dünyada yüz binde 43 ve gelişmiş ülkelerde yüz binde 73. Yani biz gelişmiş ülkelere göre biraz daha iyi durumda gibi görünüyoruz. Fakat aslında hızla artan bir orana sahibiz. En son analizlere göre meme kanseri konusunda tüm evreler için yaşam süresi ülkemizde, gelişmiş ülkelerle hemen hemen aynı düzeyde. Bu olumlu tabloda kanser alanında çalışan hekimlerimizin emek ve tecrübeleri yanında, tedaviye ulaşım konusunda geliştirilen sosyal politikaların da çok önemli rolü var" diye konuştu.Türkiye'de 40-69 yaş arasındaki kadınlara iki yılda bir ücretsiz mamografi hizmetinin sunulduğunu anlatan Davutoğlu, tarama programlarının başarılı olması için hedef kitlenin en az yüzde 70'inin taramalara katılmış olması gerektiğine işaret etti.Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezlerinin (KETEM) sayısının, 2014 yılında 141'e ulaştığını dile getiren Davutoğlu, bu yıl sonunda 24'ü mobil KETEM olmak üzere sayının 197'ye ulaşmasının hedeflendiğini, 2016 yılında açılacak 40 yeni KETEM ile toplam 237 merkezin hizmet vereceğini söyledi.Davutoğlu, kanserde teşhisin çok önemli olduğunu anımsatarak, şöyle devam etti: "Yanlış teşhise mahal vermemek için radyologlarımızın eğitilmesi ve en az 2 radyolog tarafından mamografilerin değerlendirilmesi son derece önemli. KETEM'lerden elde edilen sonuçlar artık 2 radyolog tarafından raporlanacak, burada teşhise dahil olan tüm uzmanlar özel eğitim alacak. Bu çalışmaların bütün aşamaları Avrupa kalite kriterlerine göre Türk Radyoloji Derneği ve Meme Hastalıkları Federasyonu tarafından denetlenecek. Pozitif çıkan bulgular 81 ilde hizmet veren merkezlere yönlendirilecek, böylece hastalarımızın tedaviye ulaşmasındaki süreyi kısaltmak amaçlanıyor. Bütün bu gayretler kanserle mücadele açısından son derece önemli gelişmeler."- "Sağlıklı yaşam kültürü eğitim müfredatında yer almalı" Davutoğlu, özellikle kadın doğum uzmanına gelen kadınların, hem erken tanı anlamında hem de tüm kanser türlerine karşı koruyucu beslenme, sakınılması gereken hususlar konusunda bilinçlendirilmesinin çok önemli olduğunu belirterek, şöyle devam etti: "Türkiye'deki kanser oranlarının artmasında fiziksel aktivite azlığı ve maalesef vücut kitle endeksi yüksekliğinin çok önemli olduğuna inanıyorum. Zannediyorum yakın zamanla yapılacak araştırmalarla bunları biraz daha bilimsel olarak ortaya koyabileceğiz. Hem fiziksel aktivitenin artması hem de beslenmemizin kanser sever yiyeceklerden değil de daha çok kanser savar yiyeceklerden oluşması konusunda yapacak çok şeyimiz olduğunu düşünüyorum. Bu mücadelede özellikle sağlıklı yaşam kültürünün hem sosyal hayatımızın bir parçası olması hem de eğitim müfredatımızda yer alması gerektiğini düşünüyorum. Bu konuda hala aşmamız gereken mesafe var. Ayrıca çocuklarımız ve gençlerimizin doğru yönlendirilmesi konusunda da çok büyük sıkıntılarımız var."Önleme çalışmalarının her zaman ve her koşulda tedavi hizmetlerinden daha kolay ve az maliyetli olduğuna dikkati çeken Davutoğlu, "Aklımızda tutmamız gereken nokta, çevresel kanserojenlerin hızla arttığı bir dünyada yaşıyor olmamız. Çocuklarımız, gençlerimiz bunlarla bizden çok daha yoğun karşılaşıyor. Beslenme konusunda kanserojenlerden sakınmamız, vücudumuzun doğal bağışıklığına zarar verici maddelerden uzak durmamız gerekiyor. Bu noktada tüm kanser türlerinde çok büyük bir etken olan tütünle savaşta ülkemizin sağladığı başarıyı tekrar zikretmek istiyorum. Bu konuda çalışmalarımıza ve gayretlerimize motivasyonumuzu hiç düşürmeden devam ettirmemiz gerekiyor" ifadelerini kullandı. Şimdiki görevlerinin, gerçekleştirilen sempozyumdaki bütün birikimleri Konya'nın da katkısıyla doğu illerine taşımak olduğunun altını çizen Davutoğlu, "Konya'nın doğuyla çok güzel bir gönül bağı var. Van depreminde ilk yardım tırları Konya'mızdan gitmişti, sonrasında da bu ilişki devam etti. Özellikle doğudaki insanlarımızın büyük sıkıntılar yaşadığı, evlerinin önünde hendeklerin kazıldığı, hastalarını hastaneye götüremediği bu dönemde, İstanbul ve Ankara'nın iş birliğiyle, sempozyum olabilir, tarama olabilir, bütün yapılan çalışmalara tüm gayretimle destek olacağım" ifadelerini kullandı.