Memur-sen'in Millete Vefa Yolunda 20 Yıl Programı
Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, “İddiamız Kamu-Sen ve KESK Genel Başkanlarını da Memur-Sen’e üye yapacak iradenin bizde olduğudur” dedi.
Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, "İddiamız Kamu-Sen ve KESK Genel Başkanlarını da Memur-Sen'e üye yapacak iradenin bizde olduğudur" dedi.
Ankara Arena Spor Salonunda bugün yapılacak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılacağı "Millete Vefa Yolunda 20 Yıl" programının ilk ayağı Ankara Büyük Anadolu Otel'de yapıldı. Eski ve yeni Memur-Sen yöneticilerinin bir araya getirildiği programda Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın eski ve yeni yönetime hitap etti. Programda Memur-Sen'in eski genel başkanları kısa sunum gerçekleştirdi.
"YETER BİZE VEFA ELBİSELERİ"
"Mensubu olmaktan onur duyduğumuz kadim medeniyet, insan tasavvurunu insani değerler ve erdemlilik üzerine bina etmiştir" diyen Yalçın, "İnsana eşrefi mahlükat olma hazzını yaşatan bu değerler arasında vefa, vefalı olma, vefa gösterme şüphesiz ayrı bir öneme sahiptir. Erdemliler hareketinin öncüsü, Kudüs Şairi, Yedi Güzel Adam'ın sivil toplumcusu ve Memur-Sen'in kurucusu Mehmet Akif İnan ağabey de, 'Bütün giysileri yırtsak yeridir. Yeter bana vefa elbiseleri' derdi" şeklinde konuştu.
"VEFA SINAVLARINDAN DAİMA BAŞARIYLA ÇIKTIK"
Yalçın, Memur-Sen ailesinin her daim vefanın çocukları olduğunu gösterdiğini ifade etti. Memur-Sen'in vefa sınavlarından daima başarıyla çıktığını anlatan Yalçın, "Bu kapsamda, başta Mehmet Akif İnan, Ahmet Yıldız, İsmail Karakaya ağabeylerimizi, Erol Battal, İbrahim Keresteci, Tahsin Suda ve Zekeriya Ceyhan kardeşimizi unutmadık, unutmayacağız. Bu vesileyle bir kez daha bu kıymetli öncülerimizi rahmetle anıyorum" dedi.
Yalçın, konuşmasında, erdemli yolculuğa çıkarken ve bu yolda ilerlerken hep yanlarında gördüğü Hak-İş ve MÜSİAD yöneticilerini unutmadıklarını, unutmayacaklarını söyledi. Bu kutlu yolculuğa çıkma fikrini ateşleyen ve manevi önderlik yapan Prof. Dr. Necmettin Erbakan'a, büyüme ve yükseliş döneminde hep yanımızda olan, yol gösteren milletin adamı Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ı hep hatırlayacaklarını anlatan Yalçın, sözlerini şöyle sürdürdü: "Küresel ve ulusal vesayetçilerle mücadelesinde hep yanında olacağız. Konfederasyon ve sendikalarımızın kuruculuğunu yapan, genel başkanlık, genel başkan yardımcılığı, il başkanlığı, şube başkanlığı, şube yönetim kurulu üyeliği, ilçe temsilciliği ve üyelik yapmış tüm dava arkadaşlarımızı unutmadık, unutmayacağız."
"DAVADA BULUŞANLAR DUADA BULUŞMALI"
Erdemliler hareketi ve sevgi medeniyetinin mensupları olarak, öldükten sonra rahmetle anmanın kendilerine yetmeyeceğini, yaşarken muhabbetle buluşmanın ve kucaklaşmanın gerektiğini kaydeden Yalçın, "Kucaklaşmak, sohbetle dostluğumuzu ve davadaşlığımızı pekiştirmek yakışır bize. O zaman yaşarken, görüşelim, birbirimizi görelim, birbirimize görünelim. Hasret çekelim ama hasretle bitirmeyelim ömrümüzü. Davada buluşanlar dua da buluşmalı, duada buluşanlar yaşarken hep kucaklaşmalı dedik. Vefa buluşmaları başlattık" diye konuştu.
Vefa ekenlerin vefa bulacaklarını vurgulayan Yalçın, bu gerçeklerin farkında bir teşkilat olduklarını söyleyerek, bu minvalde vefa toplantıları yaptıklarını belirtti. Bunu yaparken tek gayelerinin Allah'ın rızasını kazanmak olduğunu söyleyen Yalçın, "Bugün, ömürlerini, bedenlerini ve akıllarını Allah'ın rızasını kazanmaya adamış vefalı insanlar olarak bir kez daha kucaklaşıyoruz. Bir kez daha vefayı iliklerimize kadar yaşıyoruz. ama son kez yaşamayacağız. Bugün burada yaşanan bu sahneler biz yaşadığımız sürece Memur-Sen var olduğu sürece, yaşanmaya ve yaşatılmaya inşallah devam edecek" ifadelerini kullandı.
"MEMUR-SEN DİĞER ÜLKELERDE YUVALAR KURUYOR, YARALAR SARIYOR"
"Vefa insanları tarafından kurulan Memur-Sen, vefa rüzgarını sadece ülke sınırları içerisinde estirmekle yetinemezdi, yetinmedi" diyen Yalçın sözlerine şöyle devam etti:
"İşte bu yüzden, Filistin'e destek vermek zorundaydık, verdik. Gazze'nin acılarına ortak olmamız gerekiyordu, olduk. Çin tarafından Uygurlu kardeşlerimize yapılan mezalimi haykırmak zorundaydık, haykırdık. Somalili çocuklara el uzatmak zorundaydık, uzattık. Kardeş ülke Pakistan halkının yardımına koşmak gerekiyordu, koştuk. Katil Esat'ın zulmünden kaçıp ülkemize sığınan Suriyeli kardeşlerimize ensar anlayışı ile sahip çıkmamız gerekiyordu, çıktık. Ortak kültür ve medeniyet dostlarımız ve kardeşlerimizle buluşmalar gerçekleştirdik. Ne benci olduk, ne de bencil olduk. Bütün bunları hep birlikte yaptık. Dün, genel merkezinde çay dahi demleyecek mali gücü bulunmayan Memur-Sen, bugün dünyanın başka ülkelerinde AŞ evleri kuruyor, kazanlar kaynatıyor, yuvalar kuruyor, yaralar sarıyor. Bu sonucun arkasında vefa var, adanmışlık var, sendikamızı zirveye taşıma kararlılığı var."
850 bini aşan üye sayısıyla hem genel de hem de hizmet kollarının tamamında yetkili olan Memur-Sen'in kuruluş hikayesinin fedakarlıklarla ve kararlı mücadelelerle dolu olduğunu ifade eden Yalçın, sözlerini şöyle sürdürdü: "Kutlu idealler adına başlatılan bu soylu mücadelenin başlangıcından bu yana yaşananları anlatmaya ne sayfalar ne de burada birlikte geçireceğimiz süre yeter. Aynı şekilde Eğitim-Bir-Sen'imiz, Sağlık-Sen, Diyanet-Sen'imiz, Bem-Bir-Sen'imiz, Büro Memur-Sen'imiz, Toç-Bir-Sen'imiz, Enerji-Bir-Sen'imiz, Bayındır Memur-Sen'imiz, Ulaştırma Memur-Sen'imiz, Birlik Haber-Sen'imiz ve Kültür Memur-Sen'imiz zorlu yollardan geçerek, imkansızlıkları aşarak, sistemin koyduğu barikatları kaldırarak yetkili ve etkili oldular, üyelerine hizmet yolculuğunda gece gündüz yol aldılar."
"AKİF İSMİ GİBİ DİRENDİK, SEBAT ETTİK"
Konuşmasına 'Akif' isminin anlamına değinerek devam eden Yalçın, şunları söyledi: "Akif direnen, sebat eden demektir. Bu nokta da, Memur-Sen'in kurucu genel başkanının Mehmet Akif İnan ağabey olmasına büyük anlamlar yüklemek mümkün. Haksızlıklara karşı direnmek için kurulan Memur-Sen'in kurucu genel başkanının ismiyle müsemma aksiyoner bir dava adamı olduğuna hem fikiriz. Milletle resmen çekişme halinde olan, millet düşmanlığı yapan sözde sivil toplum kuruluşlarıyla mücadele etti. 28 Şubat'ta 5'li çete gazete gazete, televizyon televizyon dolaşarak darbe çığırtkanlığı yapıp, generallerin brifinglerine katılmayı onur sayarken, Memur-Sen, Mehmet Akif İnan ağabeyin öncülüğünde Nemrut'un yaktığı ateşi söndürmek için su taşıyan karınca misali, 28 Şubat sürecinin ülkenin ve milletimizin başına açacak felaketlere dikkat çekti. Sendikamız ve konfederasyonumuz, başta İstanbul teşkilatları olmak üzere, yaptığı eylemlerle 28 Şubat sürecini boykot ediyordu. Tarih ve bu vefakar millet; Memur-Sen'in 28 Şubat sürecindeki onurlu, soylu ve dik duruşunu, bu dik duruşun mimarı olan ve söz konusu millet iradesiyse dik başlılık yapmayı görev sayan onurlu, soylu insanları yani sizleri unutmayacaktır."
"DİK DURUŞUMUZU BOZMADIK"
Kendilerinin de Akif İnan'ın izinden gittiğini, dik duruşlarını hiç bozmadığını vurgulayan Yalçın, sözlerine şöyle devam etti:
"Ayışığı, Balyoz, Sarıkız, Yakamoz, Eldiven darbe girişimleriyle başlayan, ülkemize büyük zarar veren 367 kriziyle devam eden, 27 Nisan e-muhtırasıyla zirve yaptırılmak istenen Ergenekon darbe sürecini, ortak akıl mitingleriyle püskürten Memur-Sen oldu, siz oldunuz. Darbelerle vesayetlerini güçlendirmek isteyenlerin heveslerini, ortak akıl mitingleriyle kursaklarında bıraktınız, boğazlarında düğümlediniz. 12 Eylül referandumunda taraftar değiliz milletin tarafıyız diyerek, demokrasiden yana olduk, darbecilerin hayalini kurduğu vesayet iklimine karşı birlikte mücadele verdik, yüzyıllık vesayetin kalıntılarını yüzde 58'le temizledik. Darbeciler adına sendikacılık yapanları deşifre ettik, emeğin gücünü darbeciler adına, vesayetçiler namına kullanan sendikaların, milleti hedef alan kirli senaryolarda figüranlık yapan sendikacıların ipliğini pazara çıkardık. Vesayetin artçıları olan Gezi kalkışması, 6-8 Ekim Kobani ayaklanması, 17-25 Aralık darbe girişimiyle amansız mücadele eden Memur-Sen oldu, siz oldunuz. 7 Haziran seçimlerinden sonra terörü devreye sokan iç ve dış güçlere karşı Diyarbakır'da yaptığınız mitingle, 'Teröre hayır kardeşliğe evet' eylemleriyle en güçlü sesi yükselten Memur-Sen oldu, siz oldunuz. Millet için, milletle birlikte, milletin gücüyle ve milletin iradesiyle, millet adına sendikacılık yapmanın hazzını yaşadık, onurunu paylaştık."
Yalçın, konuşmasının sonunda millete ve ülkeye vefa borçlarını ifa ettiklerini vurgulayarak, "Milletimizin huzur ve refaha kavuşmasını engelleyen, ülkemizin kalkınması ve dünyada söz sahibi olması noktasında barikat oluşturan yasakların, vesayetlerin kalkmasına öncülük ettik" diye konuştu.
Yalçın, konuşmasına Türkiye'nin yakın siyasi, sosyal, ekonomi ve iş dünyasında meydana gelen değişimleri şöyle sıraladı:
"Darbecilerin sanık kürsüsüne oturtulması yetmez dedik. Darbeci üretme çiftliği işlevi gören TSK İç Hizmet Kanunu'nun 35. maddesi kaldırılmalı ve bu çiftlik kapatılmalı dedik, kapandı. Mühendislik projesi olarak kullanılan Emasya protokolü yırtılıp atıldı. 28 Şubat sürecinde generallerin emir eri YÖK yöneticilerinin "sınır tanımaz yasaklarından" başörtüsü yasağı kaldırıldı. Kamu kurum ve kuruluşlarındaki kılık kıyafet dayatması büyük oranda kaldırıldı."
TBMM'nin, öncelikle içtüzüğündeki "tayyör dayatmasından" ve "başörtü yasağından" kurtulması gerekir dediklerini anlatan Yalçın, şunları söyledi: "Meclis'te başörtüsü yasağı kaldırıldı. Böylece Türkiye kamusal alan yalanından kurtuldu. Yargılanamaz denilen generaller ve darbeciler yargılandı. Okulları kışlayan çeviren, fişleme apoletine dönüşen, Milli Güvenlik dersine son verildi. Anadolu çocuklarının önünde dağ gibi engel oluşturan katsayı adaletsizliği tarihin çöp sepetine atıldı. Çocuklarımız ve gençlerimiz 28 Şubat mekanizmasının dayattığı ucube kesintisiz eğitimden kurtuldu. İmam hatiplerin orta kısımlarının yeniden açılması sağlandı. Tüm okullarda Kur'an ve siyer öğretimi getirildi. Kur'an kurslarında yaş sınırlaması kaldırıldı. Medeniyet ve kültür dillerimizden Osmanlı Türkçesi seçmeli ders olarak müfredatta yer aldı. Tek tip insan yetiştirmek ve vesayet aracı olarak kullanılan andımız zorunlu olmaktan çıkarıldı. Değerler eğitimini geleceğe taşımak, medeniyetle bağımızı sürdürmek ve inşacı süreci devam ettirmek için gençlere büyük bir önem verdik, bu anlayışla Genç Memur-Sen'i kurduk. Bu noktada teşkilatlarımızın özel bir hassasiyet göstermesini, gençlere sahip çıkmasını bekliyorum."
Yalçın, "20 yıllık dönemde siyasal reformlara ve sistemsel dönüşümlere katkı yapmanın yanında ekonomik ve sosyal kazanımların altına imza atarak kamu görevlileri için rekor sayıda kazanımlar ürettik, enflasyonun üzerinde mali haklara kavuşturduk. Kamu görevlilerine vefa anlayışımızın sonucunda yüzlerce insani ve vicdani kazanımlar elde ettik" diye konuştu.
Yalçın, kamu görevlilerine toplu sözleşme hakkı elde ederek çalışma hayatında büyük bir sosyal devrim gerçekleştirdiklerini söyledi. Yıllardır mücadelesini verdiği sözleşmelilerin kadroya geçirilmesi talebini büyük oranda gerçekleştirdiklerini anlatan Yalçın, sözlerini şöyle sürdürdü: "4/C'lilerin mali, soyla ve özlük haklarında ciddi iyileştirmeler sağladık. Birinci ve ikinci toplu sözleşmelerde elde ettiğimiz kazanımların üzerine bu yıl üçüncü toplu sözleşmeyle 213 yeni kazanım üreterek tarihi başarının altına imza attık. İnsanların cuma namazı ibadetini özgürce yerine getiremediği 28 Şubatlardan cuma namazı izninin toplu sözleşmeyle belirlendiği demokratik bir zemine kavuştuk. Necip Fazıl Kısakürek'in Sakarya Türküsündeki ifadesiyle "Öz yurdunda garip, öz vatanında parya!" muamelesine tabi tutulanlara öncülük yaptık, hak ettikleri yerlere taşıdık. 28 Şubat'ta bedel ödemiş kamu görevlilerinin mağduriyetlerini giderdik."
Yalçın, 20 yılda büyük mesafe kat ettiklerini belirterek şöyle konuştu: "Ancak yetmez diyoruz. Yeni hedeflerle yeni yolculuğumuza devam ediyoruz. Sivil, demokratik, özgürlükçü ve milleti kucaklayan anayasa yapılması, kamu görevlilerine yönelik siyaset yasağının kaldırılması, toplu sözleşmenin parçası olan grev hakkının verilmesi, emeklilere sendika hakkının tanınması, örgütlenmenin önündeki tüm engellerin kaldırılması, tercih hakkını yok eden karma eğitime son verilmesi, üniformalı kamu görevlilerine uygulanan başörtüsü yasağının kaldırılması, Filistin'e yönelik ambargoya son verilmesi, İsrail işgalinin bitirilmesi, Mısır'da Sisi darbesinin son bulması, kanlı terör örgütlerinin imha edilmesi, tüm dünyadaki sömürünün ortadan kaldırılması için soylu mücadelemizi artırarak devam ettireceğiz."
"İDDİAMIZ KAMU-SEN VE KESK GENEL BAŞKANLARINI MEMUR-SEN'E ÜYE YAPACAK İRADENİN BİZDE OLDUĞUDUR"
Yalçın, bunun içinde öncü medeniyet, güçlü sendikacılık ve büyük Türkiye parolası ile 1 milyon üyeye ulaşmayı hedeflediklerini belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: "1 milyon varış noktamız değil, yeni başlangıç noktamızdır. Hedefimiz bütün kamu görevlilerini Memur-Sen'in üyesi, soylu mücadelemizin ortağı yapmaktır. İddiamız Kamu-Sen ve KESK Genel Başkanlarını da Memur-Sen'e üye yapacak iradenin bizde olduğudur. Zirveden yeni ufuklara misyonumuz budur. Kararlı adımlarla güvenli yarınlara vizyonumuzun sonucu budur. Biz rakiplerimizi yok ederek değil, Memur-Sen ailesine dahil ederek büyüyeceğiz."
"Kimseyi küçümsemeyeceğiz, hiç kimseye büyüklenmeyeceğiz. Sadece ve sadece emeğin mücadelesini vererek ekmeğimizi büyüterek hakkı kuşanıp hakkımızı isteyerek büyümeye, devam edeceğiz" diyen Yalçın, "Ahde vefa ile çıktığımız bu yolda feda ettiklerimiz, bedel ödediklerimiz bizim için hakikat yolculuğunun sermayesidir" ifadesini kullandı.
Memur-Sen'in sendikal mücadelede istikrarın adresi olduğunu anlatan Yalçın, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ancak istikrar sadece Memur-Sen'e mahsus olmamalıdır. Siyasette, istikrar, ekonomide istikrar, diplomaside istikrar ve nihayetinde ülkede istikrar için sorumluluk almalıyız. Bu yüzden 1 Kasım seçimlerinde istikrarı sürdürecek, parlak bir istikbali üretecek, istiklalden taviz vermeyecek iradenin yanında olacağız. Kim bu ülkeyi güçlü Türkiye'ye dönüştürecek ise, kim bu ülkeyi eski Türkiye'den kurtaracaksa, kim Anadolu'yu yeniden Büyük Türkiye'nin kuruluş merkezi yapacaksa onu destekleriz. Kim dünyadaki zulme direnecekse, vahşet erbabına haddini bildirecekse, daha adil bir dünya için yola düşecekse onunla o yolda oluruz, yol arkadaşlığı yaparız. Taraftarlık yapmayız, ancak hakkın tarafında yer alırız. 10 yılda bir vesayet ayarı çekenlere her seçimde demokrasi ayarı çeken milletimiz 1 Kasım'da da gerekli cevabı verecektir. Bu düşüncelerle, milletimizin bin yılı aşkın süredir müntesibi olduğu değerlerin ışığında 1995 yılının 9 Haziran'da hak için yola düşen Memur-Sen'in siz değerli öncülerini, saygıyla selamlıyorum. Allah yar ve yardımcımız olsun."
"MEMUR-SEN MÜCADELENİN ADIDIR"
Memur-Sen Onursal Başkanı, AK Parti Milletvekili ve Meclis İdare Amiri Ahmet Gündoğdu, "Vefa'nın İstanbul'da bir semt olarak kalmaması ve yaşatılması en çok Memur-Sen'e yarar. Herkesten Allah razı olsun, Akif İnan ağabey başta olmak üzere vefat etmiş bütün öncülerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Memur-Sen, mücadelenin, davanın ve duruşun adıdır, bu duruşu daima göstereceğine inanıyorum. Akif İnan ağabeye bıraktığı bu değerli miras için bir kez daha teşekkür ediyorum" dedi.
"SILA-İ RAHİM BİZİ MEMNUN ETTİ"
Sıla-i Rahimin dinimizde önemli bir değere sahip olduğunu kaydeden Memur-Sen Eski Genel Başkanı Ahmet Aksu ise, "Bu değeri yaşatan değerli genel başkanımıza teşekkür ederim. Aynı davaya baş koymuş arkadaşlarımızı bir kez daha gördüğümüz için çok memnun oldum. Hepimize ilk önce Peygamber Efendimizin, daha sonra da Hz.Hüseyin efendimizin yolundan ayrılmamaya davet ediyorum" diye konuştu.
"MEMUR-SEN DAİMA HAKKIN YANINDA OLMUŞTUR"
Kısa bir selamlama konuşması yapan eski Memur-Sen Genel Başkanı Fatih Uğurlu, "850 bine gelmiş bir Memur-Sen var, 1 milyon üye hedefinin de kısa zamanda gerçekleşeceğine inanıyorum. Memur-Sen her zaman hakkın yanında haksızlığın karşısında olmuştur, daima da olacaktır" ifadelerini kullandı.
Kur'an tilavetiyle başlayan program, belge takdimi ve akşam yemeğiyle sona erdi. - ANKARA