Meriç Nehri'nde Taşımacılık" Konferansı
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: - Trakya Üniversitesi (TÜ) Edebiyat Fakültesi Tarih Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İbrahim Sezgin'in konuşması.- Konferansa katılanlardan görüntüler.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: - Trakya Üniversitesi (TÜ) Edebiyat Fakültesi Tarih Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İbrahim Sezgin'in konuşması.- Konferansa katılanlardan görüntüler. Edirne'nin fethinin 654. yılı dolayısıyla "Meriç Nehri'nde taşımacılık" konferansı düzenlendi. Trakya Üniversitesi (TÜ) Edebiyat Fakültesi Tarih Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İbrahim Sezgin, Devecihan Kültür Merkezi'ndeki konferansta, günümüzde bu nehrin taşımacılıkta kullanılmadığını söyledi.Nehir taşımacılığının, bugünkü gibi uçak, tren, kamyon ya da tırların olmadığı dönemlerde önemli olduğunu belirten Sezgin, "Nehir ve deniz taşımacılığı güvenlik açısından da önem taşıyor. Osmanlı Devleti zamanında hem korsanlara karşı hem de maliyet açısından yarar sağlayan bir yöntemdi" diye konuştu.Özellikle Avrupa'ya yapılan seferlerde Tuna Nehri'nin askeri taşımacılıkta kullanıldığını anlatan Sezgin, öte yandan Fırat ve Dicle nehirlerinin de tarihte etkin olarak kullanıldığını dile getirdi.Tarihte Meriç Nehri'nde ticari ve askeri yönlü taşımacılığın ön planda olduğunu vurgulayan Sezgin, şöyle devam etti: "Edirne'yi gelip görenler, şu anda Meriç Nehri'nde taşımacılık yapılamayacağı kanısında bulunabilir. Baktığımız zaman su çok geniş bir alanda akıyor ve içerisinde yer yer kum adacıkları var. Taşkın dönemleri hariç hiç kimse burada taşımacılık yapıldığına ihtimal vermez. Osmanlı Devleti döneminde de 12 ay taşımacılık yapıldığı söylenemez. Suyun debisinin müsait olduğu dönemlerde taşımacılık yapılıyordu."- Osmanlı Devleti döneminde kaçakçılıkOsmanlı Devleti arşivlerinde nehirlerdeki taşımacılığa ilişkin kayıtların yer aldığını anlatan Sezgin, şunları kaydetti: "O dönemde belgelere intikal eden kaçakçılık olayları da var. Zahire kaçakçılığı yapılıyormuş. Biliyorsunuz Osmanlı Devleti, halkının aç kalmamasına çok önem veriyordu. O yüzden halkın ihtiyacı olan maddelerin dışarıya satışı yasaktı. İngiliz, Fransız ve Venedik gemileri yüksek fiyat vererek kaçak yoldan hububat almaya çalışıyordu. Devlet kaçakçılığı engellemeye çalışsa bile Ege Bölgesi'nde ve Meriç Nehri'nde yapılabiliyordu. 18. yüzyıl sonlarında, Edirne Bostancıbaşı durumu devlet merkezine açıklıyor. Osmanlı Devleti de kaçakçılıkla mücadele edebilmek için tedbirler alıyor. Kaçakçılık yapan iki kişi Limni Adası'na sürgüne gönderiliyor."TÜ Öğretim Görevlisi Yrd. Doç. Dr. Aziz Tekdemir'in de sunum yaptığı konferansa, DSİ 11. Bölge Müdürü Adil Sabancı, Edirne Kültür ve Turizm Müdürü Ahmet Hacıoğlu ve kurum müdürleri katıldı.
