Mersin Bakan Çağlayan Türkiye'de Vampirlik Dönemi Bitmiştir Bakan Çağlayan.
Ekonomi Bakan Zafer Çağlayan, Türkiye'de yaşanan toplumsal olayların ABD ve Avrupa'daki bazı çevrelerce manuple edildiğini, kimsenin gücünün Türkiye'nin başına vurmaya yetmeyeceğini kaydederek, "Türkiye'de vampirlik dönemi bitti" dedi.
Ekonomi Bakan Zafer Çağlayan, Türkiye'de yaşanan toplumsal olayların ABD ve Avrupa'daki bazı çevrelerce manuple edildiğini, kimsenin gücünün Türkiye'nin başına vurmaya yetmeyeceğini kaydederek, " Türkiye'de vampirlik dönemi bitti" dedi.
Seçim bölgesi Mersin'e gelen Çağlayan, Mersin Büyükşehir Belediyesi Kongre ve Sergi Sarayı'nda düzenlediği basın toplantısında Mersin'de gerçekleştirilen hizmetler ve yapımı planlanan projeleri değerlendirdi. AK Parti Milletvekilleri Çiğdem Münevver Ökten, Ahmet Tevfik Uzun, Nebi Bozkurt, İl Başkanı Mekin Merter Salt ile çok sayıda partilinin katıldığı toplantıda Bakan Çağlayan, 2011 Haziran seçimleri öncesi verdikleri sözleri yerine getirmeye çalıştıklarını belirterek, ' Türkiye'de bir ilki gerçekleştiriyoruz. Bu seri devam edecek. 12 Haziran 2014 ve 2015'te de devam edecek" dedi.
'KİMSENİN GÜCÜ TÜRKİYE'NİN BAŞINA VURMAYA YETMEYECEK'
Çağlayan, konuşmasının devamında, ekonomi gündemine değinerek şöyle devam etti: 'Ülkemiz hassas bir dönemden geçiyor. Türkiye'nin şahlanışından gerek dünyada, gerekse ülke içinde rahatsız olanlar oldu. Bu başarıyı hazmedemeyenler oldu ve olacak. Cumhuriyet tarihinde bu böyle oldu. Yükselen itibarımıza uluslararası arenada parmakla gösterilen siyasi, ekonomik istikrar, Türkiye'nin yükselişine, itibarına gölge düşürmek isteyenler oldu, olacak. Muslukları kesilen faiz lobisi ve onların taşeronları da bu işten rahatsız olacak. Kolay değil, Başbakan da ifade etti, son 30 yılda faiz lobisi 1,5 trilyon doları ülkemize ödettirdi. Bu geçen yılki milli gelirin 2 katı. Borçla yaşar bir ülke haline gelmenin faturası son 10 yılda yüzde 69'u bulan faizi yüzde 4,5'lara düşürmüştük. Son 10 yılda bizden önceki dönemdeki gibi milletin parasını çar çur etseydik, mali disiplin sağlamasaydık 642 milyar lira daha bu ülkenin cebinden faiz çıkacaktı. Kim ödüyor' Bedelini hepimiz ödüyoruz. Doğmamış çocuklarımızın borcu oluyor. Bu işten neması, ekmeği kesilenler var. Bunların uzantıları, dünyadaki işbirlikçileri, engel çıkarmaya gayret gösterecek. Önümüze çıkacak engelleri Türkiye'nin başını kaldırdığı ortamlarda tepesine nasıl vurulduğunu geçmişte yaşadık, ama artık kimsenin gücü Türkiye'nin başına vurmaya yetmeyecek."
AVRUPA'NIN EN HIZLI BÜYÜYEN EKONOMİSİYİZ'
Son günlerde yaşananlara değinen Çağlayan şu görüşlere yer verdi:
'Sokaklarda eylemler yapan, devlet malına zarar veren, esnafa, halka, sanayiciye zarar verenlerin, sağduyulu halkımın en iyi şekilde değerlendirdiğini görüyorum. Halkımız bunlara itibar etmiyor. Hak istediğini iddia edip, eylemleriyle bu ülkeyi hem maddi, hem manevi zarar verenlere halkımızın hakkını yedirmeyiz. Biz yüzde 50'nin oyuyla geldik, ama yüzde 100'ün Başbakanı ve bakanlarıyız. Halkımızın olan bitenin farkında olduğunu biliyoruz. İnanıyoruz ki halkımızın sağduyusu eninde sonunda galip gelecek ve kazanan sadece Türkiye olacak. Tüm bunlara inat, inadına yatırım, istihdam, üretim, inadına ihracat ve durmak yok 2023'e devam ediyoruz. Halkımızın hizmetinde olduğumuzu söylemiştik, hükmetmeye değil hizmetkar olmaya geliyoruz demiştik. Bunları gerçekleştiriyoruz. İcraatlarımız bunun net göstergesi. Ekonomide de dünyaya inat, Avrupa'ya inat çok önemli değerlerle karşı karşıyayız. 2010'da Türkiye yüzde 9.2 büyüdü. 2011'de yüzde 8.8, geçen yıl yüzde 2.2 büyüdü. Avrupa'nın en hızlı büyüyen ekonomileri içinde oldu. Bu yılın ilk çeyreğinde yüzde 3'lük büyüme yakaladık. Avrupa'nın en hızlı büyüyen 3'üncü büyük ekonomisi olduk. Avrupa'nın 3'üncü büyüyen ekonomisi olurken dünyada gelişmiş 20 ülkenin olduğu G-20 içinde de Çin'den sonra ikinci olduk. Bunlar birilerinin nasırına bastırıyor. Tek ayak üstünde IMF kapısında 1 milyar dolar için bekleyen bir Türkiye. Türkiye'ye borç verecekler ki emir verebilsinler. Türkiye ancak halkından emir alabilir. Biz hükümete gelmeden önce Türkiye'de toplanan her 100 liralık verginin 85 lirası kamu borcunun faizlerine giderdi. Hastaneler, okullar, ulaşım sistemleri, altyapı, üst yapı yatırımları tüm bunlara rağmen şu anda bizim ülkemizde toplanan her 100 liralık verginin sadece 15 lirası borcun faizine gidiyor. 70 lira ne oluyor' Benim vatandaşımın cebine kalıyor. Bu parayla altyapı hizmetlerine 2023 Türkiyesi'ne ülkeyi taşıyoruz. 2023, sadece maddi rakamların yakalanacağı bir tarih değil. Aynı zamanda Gazi Mustafa kemal Atatürk'ün muasır medeniyetler içine sokma hayali içindeki Cumhuriyetimizin 100'ncü kuruluş yıldönümü. Biz Cumhuriyetimizi kuran Atatürk ve bu ülke için kanlarını, canlarını verenlere karşı onlara evlatlık görevini bu şekilde yapacağız. Türkiye'yi dünyanın ilk 10 ekonomisi içine sokacağız. Bugün olduğu gibi dünyada kendi gündemini kendi yapan bir ülke olacağız."
Konuşmasının devamında seçimler sonrası hükümet olarak Mersin'e kazandırdıklarına değinen Çağlayan, 'Söz verip, seçilince unutulanlardan değiliz. Seçim sırasında taleplerin altını çizip seçim sonrasında üstünü çizenlerden olmadık, olmayacağız" dedi
'TÜRKİYE'YE UYARI YAPMAK KİMSENİN HADDİ DEĞİL'
Çağlayan konuşmasının ardından toplantıya katılan gazetecilerin sorularını cevaplandırdı. Soruları tek tek alan Çağlayan daha sonra ise hepsini birden cevaplandırdı. 'Hükümet faiz lobisine ne gibi tedbirler alınacak? Tüm sorunu faiz lobisine yüklemek doğru bir yaklaşım mı? Merkez Bankası, ekonomide faizde inişler çıkışlar olabileceğini söyledi' sorusu üzerine Çağlayan, şu cevabı verdi:
'Türkiye'ye uyarı yapmak kimsenin haddi değildir. Dünyanın 17'nci, Avrupa'nın 6'ncı büyük ekonomisiyiz. Dünyada 6 milyon yaşayan vatandaşımız var. Bunun 5 milyonu Avrupa'da yaşıyor. Kimsenin haddi değil. Görüşlerini ifade ettiler. Gezi olaylarıyla ilgili, AB ve ABD bu konulardaki hassasiyetlerini keşke dönüp kendi ülkelerinde gözetebilseler. İngiltere'de yaşanan olayları izlemişsinizdir. ABD Wall Street'te yaşananları görmüşsünüzdür. Almanya'da, İtalya'da, Avrupa'nın her yerinde birçok şey yaşandı. Bu tür marjinal grupların kamu güvenliğini bozma noktasındaki hareketler var. İyi niyetli, çevre adına yapılan eylemlerle, devlet malını yıkma, vatandaşa zarar verme ve devletin siyasi, ekonomik istikrardan yoksun gibi gösterme çabasında olanlara söylüyorum; kimsenin haddi değil. Türkiye, 1960'ta otomobil yapabilirdi. Türkiye, Nuri Demiralp döneminde engellenmese dünyanın en büyük uçak üretimini yapan ülkelerden biri olabilirdi. 1960 darbesi, 72 muhtırası, 80 darbesi, 28 Şubatlarla kesilmese farklı bir Türkiye olurdu. Son 30 yılda PKK terörü etkisinde kalmasa farklı olurdu. Bu kadar saf değiliz, tamamen dış güçlerin Türkiye üzerinde egemen olmasını isteme hevesidir. Onların hevesi kursağında kaldı ve kalacak. Ekonomi ve siyasi istikrarın zayıf olduğu dönemlerde önemli etki gösterir, ama Türkiye son derece güçlü ekonomiye sahip. Türkiye borçlarını, devletinin borçlarının azlığı konusunda Avrupa'nın 24 ülkesinden daha az olan bir ülke, 27 ülkenin 24'ünden daha az borcu var. Türkiye'nin yapılan yatırımlara rağmen, 21 ülkesinden daha az bütçe açığı veriliyor. Türkiye'de IMF ile borçlu alacaklı ilişkisini değiştirdi. Geçmişte IMF kapısında 1 milyar dolar borç için bekletilen Türkiye yok. Bir Dünya liderine sahip Türkiye var artık. Türkiye bu yapısıyla birçok ülkeyi, kuruluşları rahatsız ediyor. Rahatsız etmeye de devam edeceğiz. Hükümet olarak milletten başka kimse bizi yıkamaz. Allah'tan başka kimseye hesap vermeyiz."
'BAŞKA İŞLERLE UĞRAŞAN BANKALAR VAR'
Bankalara da yüklenen Çağlayan, sözlerini şöyle tamamladı:
'Borsada iniş çıkışlar normaldir. İçeride kötü niyetli bankacıları en fazla uyaranlardan biriyim. Şu anda bankalar, bankacılık yapsınlar. Başka işlerle uğraşan bankalar var. Hepimizin elinde kayıtlı. Biz devletiz ve bunlar Türkiye'de en fazla para kazanan kesim. Milleti sömürerek, askerdeki çocuğuna para gönderenlerden ahlaksız kesinti yapan bankalardan bahsediyoruz. Uyarıyorum, hep söylüyorum, bunların isimleri kayıtlı. Tehdit için söylemiyorum, bankacılık bizim için önemli bir kesimdir. Ben işini kötü yapanlar için söylüyorum. Elbette kazansınlar. Faiz lobisinin buradaki oyuncuları haline gelmesinler. Faizleri daha yükseltip Türkiye'nin iliklerini, kemiklerini sömürmesinler. Türkiye'de vampirlik dönemi bitti. Yeni bir Türkiye var. 100 liralık verginin 15 lirası borca gidiyor, bu rahatsız ediyor. Kimsenin gücü yetmez. Taş gibi bir ekonomimiz var. Son olaylar iyi değerlendirilmelidir. Biz devletiz, hükümetiz. Fazla bilgiye haklı olarak sahibiz. Herkesin aklını başına devşirmesi gerekiyor. Bu ülkeden, bu insanların üzerinden para kazananların, bu ülkeye kazık atma lüksü olamaz. Bizim gayemiz kavga etmek değil, ülkemizi birlik içinde götürmek. Çözüm sürecinin Türkiye'ye neler getireceği önemli. 20 Haziran'da Diyarbakır'da, teşvikin ilk yılında çözüm süreciyle başlayan, 2013'te Doğu ve Güneydoğu'ya neler geldi paylaşacağız. Biz işimize bakacağız. Çözüm süreci Türkiye'yi sosyal, ekonomik ve siyasi anlamda üst seviyelere çıkaracak. Yaparken önümüze engeller çıkacak. Siyaset nereye giderse gitsin, yapmaya devam edeceğiz. Türkiye'nin yüzde 100'ünün hükümetiyiz. Yaşananlar, çözüm sürecinden rahatsız olanların da ne kadar rahatsız olduklarının önemli bir göstergesidir. Sağduyulu vatandaşların kendini sıyırdıklarını görüyoruz. Marjinallerin sayısının azaldığını görüyoruz. Türkiye Cumhuriyeti devleti neler gördü, geçirdi' Ne destanlar yazmış bir ülkedir. Bu konuda da mutlaka gereken emniyet, istikrar kısa sürede sağlanacaktır."