MESEM'lerle Çocuk İşçiliği Resmileştirilmiş Durumda
DEM Parti Kars Milletvekili Gülüstan Kılıç Koçyiğit, Mesleki Eğitim Merkezleri'ni (MESEM) eleştirerek, çocuk işçiliğinin resmileştirildiğini söyledi. Koçyiğit, Milli Eğitim Bakanlığı'nın okul-fabrika dönemine geçiş yapacağını ve bunu övünerek anlattığını belirtti.
Dem Parti Kars Milletvekili Gülüstan Kılıç Koçyiğit, Mesleki Eğitim Merkezleri'ni (MESEM) eleştirdi. Koçyiğit, "Sayın Bakan okul ve sektör iş birliğinden bahsediyor yani ara eleman ihtiyacının aslında liselerden başlanarak karşılanacağını ifade ediyor. Biz söyleyelim, şu anda MESEM'lerle Milli Eğitim Bakanlığı çocuk işçiliğini resmileştirmiş durumda değerli arkadaşlar. Haftanın dört günü çocuklar atölyelere gidiyor, fabrikalara gidiyor, çalışıyorlar, haftanın bir günü okula gidiyorlar. Şimdi, Sayın Bakan da diyor, 'Bu iş birliğini artıracağız' Ne yapacaklar biliyor musunuz? OSB'lerin içine okul yapacaklar, okulu okul olmaktan çıkaracaklar ve okul-fabrika dönemine geçiş yapacaklar ve bunu da övünerek bizlere anlatıyorlar" dedi.
TBMM Genel Kurulu'nda 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi görüşmeleri devam ediyor. Bugün teklifin 3'üncü maddesi üzerine söz alan DEM Parti Kars Milletvekili Gülüstan Kılıç Koçyiğit şunları söyledi:
"Bütçenin hazırlık aşamasında toplumun hiçbir kesiminin, sendikaların, demokratik kitle örgütlerinin, kadınların, siyasi partilerin görüşüne başvurulmaması ve bildik ezberlerle 'Ben yaptım, olur' anlayışıyla yeniden Plan ve Bütçe Komisyonuna sevk edildiğini her yıl tekraren görüyoruz ki bu yıl yedincisi yapılıyor bu bütçenin. E, peki, Plan ve Bütçe Komisyonuna geldiğinde tek bir cümlesi değişiyor mu? Muhalefet partilerinin toplum lehine, kadınlar lehine, çocuklar lehine verdiği önergeler kabul ediliyor mu? Hayır, edilmiyor. Orada da 'El kaldır, el indir' mantığıyla ne yazık ki mevcut teklif geçirilerek Genel Kurula geliyor ve Genel Kurulda da ne yazık ki bir seremoni olarak sürecin işletildiğini hep beraber görüyoruz.
"SAYIN BAKAN GÜNAYDIN"
Sayın Vedat Işıkhan kendi konuşmasında kadınlara ilişkin de istihdamda bir artış yapacaklarını ifade etti, 21 yıllık iktidardan sonra hala yapacaklarını vadeden bir iktidarla karşı karşıya olduğumuzu ifade etmemiz gerekiyor. Diğer bir mesele, bütçenin büyük kalemlerinin aslında faize ayrılması ve bütçeden emekçilerin aslında çok az bir şekilde pay alması meselesi var. Bakın, yine Çalışma Bakanı Vedat Bey konuşmasında şöyle bir itirafta bulundu, dedi ki, 'Evet, bu ülkede vergi adaletsizliği var.' Ben buradan söylüyorum Sayın Bakana, Sayın Bakan, günaydın, iki bin yıl sonra, yirmi iki yıl sonra gerçekten bu ülkede bir vergi adaletsizliği olduğunu tespit etmeniz büyük bir olay Türkiye açısından.
"BEŞLİ ÇETE DENİLEN FİRMALAR, GERÇEK ANLAMDA VERGİ VERMİYORLAR"
Neden bunu söylüyor Sayın Bakan? Çünkü artık bu üstü kapatılamaz bir hakikat, bu ülkede dolaylı vergiler KDV, ÖTV'nin yükü işçinin, emekçinin sırtında ama servetine servet katanların, yıllık ciroları yüzde 400'leri bulanlar, bankalar, işverenler, işte büyük o beşli çete denilen Makyol'u, Limak'ı ve benzeri diğer bütün firmalar ne yazık ki gerçek anlamda vergi vermiyorlar.
"MESEM'LERLE ÇOCUK İŞÇİLİĞİ RESMİLEŞTİRİLMİŞ DURUMDA"
Şimdi, Sayın Bakan okul ve sektör iş birliğinden bahsediyor yani ara eleman ihtiyacının aslında liselerden başlanarak karşılanacağını ifade ediyor. Biz söyleyelim, şu anda MESEM'lerle Milli Eğitim Bakanlığı çocuk işçiliğini resmileştirmiş durumda değerli arkadaşlar. Haftanın dört günü çocuklar atölyelere gidiyor, fabrikalara gidiyor, çalışıyorlar, haftanın bir günü okula gidiyorlar. Şimdi, Sayın Bakan da diyor, 'Bu iş birliğini artıracağız' Ne yapacaklar biliyor musunuz? OSB'lerin içine okul yapacaklar, okulu okul olmaktan çıkaracaklar ve okul-fabrika dönemine geçiş yapacaklar ve bunu da övünerek bizlere anlatıyorlar çünkü Milli Eğitim Bakanı da aynı zamanda bu okulların nasıl büyük cirolar yaptığını, ekonomiye nasıl büyük katkılar yaptığını büyük bir övünçle anlatmıştı ama aynı Milli Eğitim Bakanı şundan hiç bahsetmiyor, bu ülkede okula aç gidip gelen çocuklar olduğundan, okulda aç olduğu için bayılan çocuklar olduğundan hiç bahsetmiyor ya da işte geliyor burada, halkın kürsüsünde neyi savunuyor? Tamamen aslında 2071 tahayyülleri olan dindar ve kindar bir nesli yetiştirmenin yolunu anlatıyor."