Meslekten İhraç Edilen Hakimler Yargılanıyor
"Paralel Yapı" soruşturmaları kapsamındaki tutukluların tahliyesini kararlaştıran ve meslekten ihraç edilen hakimler Metin Özçelik ve Mustafa Başer'in Yargıtay 16. Ceza Dairesinde yargılandığı davaya devam edildi.
"Paralel Yapı" soruşturmaları kapsamındaki tutukluların tahliyesini kararlaştıran ve meslekten ihraç edilen hakimler Metin Özçelik ve Mustafa Başer'in Yargıtay 16. Ceza Dairesinde yargılandığı davaya devam edildi.
Yargıtay konferans salonundaki duruşmada heyete, Yargıtay 16. Ceza Dairesi Üyesi Muhsin Şentürk başkanlık etti.
Sincan F Tipi Cezaevinde tutuklu bulunan Özçelik ve Başer, salona jandarma eşliğinde getirildi.
Sanık yakınlarıyla avukatların katıldığı duruşmada, Başkan Şentürk, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi'nde (SEGBİS) oluşması muhtemel arıza sebebiyle duruşma salonunda ihtiyaten kamera kaydı yapıldığını belirtti.
Bir önceki celse, 30 Mayıs tarihli oturumdaki SEGBİS kaydı dökümünün 64'üncü ve 74'üncü sayfaları arasında kalan kısmının duruşma tarihinden en az 10 gün önceden başvurulması halinde ilgilisine izlettirilmesine karar verildiğini hatırlatan Şentürk, ilgilisi tarafından belirtilen sürede başvurulmadığını aktardı.
Şentürk, sanık müdafileri avukat Celal Sis, avukat Nermin Sis, avukat Ceylan Güvenç ve avukat Özlem Mert Özkayhan'ın vekillikten çekildiklerine dair dilekçe verdiklerini bildirdi.
Daha sonra savunma için sanıklara söz verildi.
Sanık Metin Özçelik, sözlerine Yargıtay 16. Ceza Dairesi üyelerini, yapılan değişikliğin ardından yeniden Yargıtay üyeliğine seçilmeleri dolayısıyla tebrik ederek başladı.
Yargıtay üye sayısının daha da azaltılacağını, yine bir eleme yapılacağını ve bu elemede üyelerin performanslarının kriter olacağını anlatan Özçelik, bu durumun tabii hakim ilkesine aykırı olduğunu ileri sürdü.
Özçelik, 30 Temmuz 2015'te tutuklandıktan sonra müfettiş ya da başka bir makam tarafından savunmasının ve ifadesinin hiç alınmadığını savunarak, ilk kez ifade vereceğini söyledi.
Yargıtay 16. Ceza Dairesinin aldığı kararlara rağmen cezaevinde savunma için sağlanan imkanların yetersiz olduğunu öne süren Özçelik, ifadesinin bu nedenle bir ön savunma olduğunu dile getirdi.
Özçelik, savunma hakkının önemini vurgulayarak, bunun kısıtlanmasının resen bozma sebebi yapılabileceğini ifade etti.
İddianame yerine geçen belgede şahsına atılı dört suçlama olduğunu belirten Özçelik, iddiaların tamamen soyut olduğunu, delillerle ilgi kurulamadığını öne sürdü.
Özçelik, "Bu tarif edilen yapı ne olursa olsun, benim ilgim yok. Bu ilgiyi gösterecek tek bir delil yok. Bu kadarının yeterli olması lazım. Olmayan bir şeyin olmadığını ispatlamak zorunda kalmak çok zor. Türkiye'de oynanan oyunda bana düşen rol, tutuklu sanık rolü. Bunun hakkını vermek amacıyla da tüm şartlara karşın savunmamı hazırlamaya çalıştım." görüşünü savundu.
Böyle bir kararı nasıl verdiğinin sorulduğunu aktaran Özçelik, hakimliğe ilk başladığı dönemde Yargıtayın bozma kararına karşı verdiği iki kararı anlatarak, "Değil Fetullah Gülen, kimse beni ilgilendirmez. Ben vicdani kanaatime göre karar veririm." ifadelerini kullandı.
Duruşmaya öğle arası verildi.