Mesut Özil'e Milli Marş Tepkisi!
YIL 1974. O dönemdeki adıyla Batı Almanya, Dünya Futbol Şampiyonası'na ilk kez ev sahipliği yapıyordu.
YIL 1974. O dönemdeki adıyla Batı Almanya, Dünya Futbol Şampiyonası'na ilk kez ev sahipliği yapıyordu. Doğu Almanya ile 22 Haziran'da Hamburg'ta dünya şampiyonası grup maçına çıktı. Tribünlerde İki ayrı devlete mensup 60 bin Alman karşılaşmayı izledi. Maçı Doğu Almanya 1-0 kazandı. Ancak konu o dönemde oynanan maçın sonucu değil, maçtan önce her iki ülkenin milli marşı okunurken futbolcuların takındığı tutumdu. Önce Doğu Almanya milli marşı okundu. Hiçbir Doğu Alman futbolcu orkestranın çaldığı marşa eşlik etmedi. Ardından Alman milli marşı çalmaya başladı.
YILDIZLAR SUSKUNDU
Hakemin solunda sıralanan Alman milli takımının kaptanlığını 'İmparator' lakaplı Franz Beckenbauer yapıyordu. Kadroda kaleci Maier, Vogts, Breitner, Schwarzenbeck, Cullmann, U. Hoeness, Overath, Grabowsky, Gerd Müller ve Flohe de vardı. Marş çalınınca kamera her futbolcuyu teker teker görüntüye getiriyor. Hiçbirinin dudağı oynamıyor. Hiçbir futbolcu Alman milli marşını okumuyordu. Kaleci Maier sıkılmış bir ruh haliyle kafasını yukarı kaldırıyor, sağa ve sola çeviriyordu. Orkestranın çaldığı marşa tribünden de eşlik eden yok. O dönemde hiç kimsenin aklına, "Neden futbolcular milli marşı okumuyor? Milli marşı okumayan gerçek Alman olabilir mi?" soruları gelmiyordu.
TARTIŞMA BÜYÜYOR
Aradan 42 yıl geçti. Almanya kadrosundaki dokuz göçmen kökenli futbolcuyla Avrupa Şampiyonası'nda kupayı kaldırmayı hedefliyor. Ancak ülkede göçmen futbolcuların Almanya'yı şampiyon yapmak için sahada verdikleri mücadele yerine milli marşı neden okumadıkları gündemi işgal ediyor. Mesut, Boateng, Khadira ve Mustafi gibi göçmen futbolcuların milli marşı okumamaları hararetli tartışılıyor.
ÇİFTE STANDART
Tartışmayı başlatanlar ve yürütenler bu futbolcuların, marş çalarken sessiz kalmaları nedeniyle Alman olup olmadıkları bile sorguluyor. Tartışma, futbolcuların attıkları gollerle, yaptıkları savunmayla kısacası oynadıkları futbolla Almanya'yı şampiyonluğa taşıma gayretlerinin önüne bile geçti. Mesut, Boateng, Khadia ve Mustafi ile birlikte takımda yer alan dokuz göçmen kökenli futbolcunun Almanya'yı 2014 yılında Dünya Şampiyonluğuna taşıdığı ve ülkeye kazandırdığı büyük onur ve kupa bile tartışmanın gerisinde kaldı. Milli maçlar öncesinde milli marşı okumayan Beickenbauer, Vogts, Breitner ve Uli Hoeness'in Almanlığını tartışmayanlar, Mesut ve Boateng'in Almanlığını tartışmaları çifte standart tutumu gündeme getirdi.
BEN HİÇ OKUMADIM
Milli marş tartışmalarını başlatanlara en güzel cevabı ise 1974 yılında Dünya Şampiyonu olan karoda bulunan ve 1996 yılında da teknik direktör olarak Almanya'yı Avrupa Şampiyonu yapan Berti Vogts verdi. Milli takımda hem forma giydiği, hem de teknik direktörlük yaptığı hiçbir dönemde milli marşı okumadığını hatırlatan Vogts, seremonide futbolcuların marşı okuyup okumamalarıyla ilgili tartışmayı gereksiz bulduğunu söyledi. "Böyle bir tartışmayı anlamsız buluyorum. Her futbolcu ve antrenör marşı okuyup okumamaya kendisi karar verir. Marşı okumayan futbolcunun tüm kalbiyle Almanya için oynamadığını kimse söyleyemez. Kimse futbolcuları bu konuda yargılama hakkına sahip değil. Mesut Özil'in, Schweinsteiger'e verdiği pası milli marşı okumasına yeğlerim. Ben de hem futbolcu hem de antrenörlük yaptığım dönemde milli marşı okumadım. 1974 yılına bakın kimse okumuyor" dedi.
ALMANYA'DA DA AYNI KAYGI YAŞANIYOR
Almanya'da, İslam ve mülteci karşıtı parti AfD yöneticilerinin, göçmen kökenli futbolcular üzerinden başlattığı tartışma 1990'lı yılların ortasından 2000'li yılların başına kadar Fransa'da da sürdü. Aşırı sağcı Ulusal Cephe'nin başlattığı tartışma, o dönem milli takımın göçmen kökenli Zidane ve Thierry Henry gibi futbolcuları hedef aldı. Zidane ve Henry'nin arkadaşlarıyla Fransa'yı 1998'de dünya, iki yıl sonra da Avrupa Şampiyonu yapmaları bile tartışmaların önünü kesmeye yetmedi. Göçmen kökenli futbolcuların Fransa milli marşını neden okumadıkları sorgulandı. Aşırı sağ çevrelerde başlayan tartışma daha sonra büyüyerek toplumun merkezine kadar kaydı. Almanya'da da şimdi aynı kaygı yaşanıyor. Tartışmanın milliyetçiliği körüklenmesinden endişe ediliyor.