MHP'den "Türkiye'de ve Dünyada Spor Diplomasisi" paneli
Dışişleri Bakan Yardımcısı Yasin Ekrem Serim, "Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Türkiye Yüzyılı anlayışıyla yürüttüğümüz oyun kurucu dış politikamız çerçevesinde kamu diplomasisine özel önem veriyoruz.
Dışişleri Bakan Yardımcısı Yasin Ekrem Serim, "Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Türkiye Yüzyılı anlayışıyla yürüttüğümüz oyun kurucu dış politikamız çerçevesinde kamu diplomasisine özel önem veriyoruz." dedi.
Mhp Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin himayesinde Spor Komisyonu tarafından parti genel merkezinde " Türkiye'de ve Dünyada Spor Diplomasisi" konulu panel düzenlendi.
Panelde konuşan Serim, sivil toplum kuruluşları, iş insanları, sanatçılar ve sporcuların diplomasinin tabii unsurları haline geldiğini belirtti.
Devletlerin geleneksel diplomasinin yanı sıra kamu diplomasisini etkin bir şekilde kullandığına dikkati çeken Serim, "Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Türkiye Yüzyılı anlayışıyla yürüttüğümüz oyun kurucu dış politikamız çerçevesinde kamu diplomasisine özel önem veriyoruz." ifadelerini kullandı.
Serim, bunun en önde gelen unsurlarından birinin spor diplomasisi olduğunu belirterek, sporun evrensel kurallarıyla, adalet ve dürüstlük anlayışıyla uluslararası toplum için idealize edilmiş evrensel bir dili temsil ettiğini söyledi. Serim, sporun, siyasi farklılıklar ve ekonomik eşitsizliklerle bölünmüş bir dünyanın insanlarının kalplerine ve zihinlerine hitap eden küresel bir mesaj işlevi gördüğünü vurguladı.
"Spor diplomasisi" ifadesi kavram olarak yeni duyulmaya başlansa da tarihinin antik çağa kadar dayandığını aktaran Serim, "Antik çağda olimpiyatlar sırasında ateşkes ilan edilmesi. Savaşları bile duraklatabilen daha etkili bir diplomasi faaliyeti söylemek mümkün mü?" diye konuştu.
"Milli sporcularımızla her zaman gurur duyuyoruz"
Serim, toplumlar ve kültürler arasında evrensel bir barış olarak gördükleri sporun başka amaçlarla siyasileştirilmemesi gerektiğine inandıklarını belirterek, "Devletler sporu yumuşak bir güç olarak kullanarak küresel nüfuslarını ve itibarlarını artırmaktadır. Atatürk, 'Ben sporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda ahlaklısını severim' sözüyle aslında spor diplomasisinin aktörlerini tarif etmiştir. Bizler de bu ifadede vücut bulan milli sporcularımızla her zaman gurur duyuyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'nin spordaki başarılarını anımsatan Serim, "Filenin sultanlarının aldığı her sayı, milli kadın boksörlerimizin kazandığı her maç bizlere Türk kadınının, Cumhuriyetimizin gücünü hatırlatmaktadır. Spor günümüzde bir oyundan çok daha öte bir işleve sahip ve Türkiye'nin de en önemli yumuşak güç unsurlarından bir tanesidir." şeklinde konuştu.
"Filistinli kardeşlerimize insani yardım ulaştırmak için kesintisiz çalışıyoruz"
Konuşmasında, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarına değinen Serim, şöyle devam etti:
"Gazze'de ilk günden beri yakından takip ettiğimiz bir insanlık trajedisi herkesin malumu. Türkiye ve Türk milletinin Filistinli kardeşlerinin her zaman yanında olacağından kimsenin şüphesi olmasın. Sayın Cumhurbaşkanımız ve Sayın Bakanımız ilk günden itibaren muhataplarıyla temas halindeler. Akan kanın durması ve Gazze'de yaşanan krize uluslararası toplumun sessiz kalmaması için her platformda var gücümüzle gayret gösterdiğimizi ifade etmek istiyorum. Vatandaşlarımızın güvenle tahliyesini sağlamak ve Filistinli kardeşlerimize insani yardım ulaştırmak için kesintisiz çalıştığımızı söylemek istiyorum."
"Eşofmanlı diplomat"
Eski Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu ise ABD'nin sporcuları için uluslararası arenada "eşofmanlı diplomat" ifadesini kullandığına işaret ederek, bu konuda Avustralya, İngiltere ve Fransa'nın da ciddi çabaları olduğunu söyledi.
AB'nin de spor diplomasisi noktasında strateji, yaklaşım ve eylem planı ortaya koyduğuna dikkati çeken Kasapoğlu, bakanlığı döneminde bu konuda yapılan çalışmaları anımsattı. Kasapoğlu, "Spor diplomasisi noktasında Türkiye'nin elini güçlendirecek, küresel anlamda kartların yeniden karıldığı bu dünyada Türkiye'nin sporda da gücünü uluslararası diplomasiye güçlü bir şekilde yansıtmasını sağlayacak adımlar attık." dedi.
Bu adımların vizyoner bir bakış açısı sonucu olduğunu ifade eden Kasapoğlu, Türkiye'nin spor diplomasisinde gücü ve varlığı olan bir ülke olarak yerini aldığını ifade etti.
-"O bayrağı onurla, gururla temsil ettiğime inanıyorum"
Futbolda eski Milli Takım Teknik Direktörü Mustafa Denizli de sporun diplomasi yönünü Türkiye, Avrupa'nın merkezi ve İran'da da yaşadığını anlatarak, bu sayede devlet başkanları, bakanlarla, ülkelerin önde gelen bürokratlarıyla tanışma fırsatı bulduğunu anlattı.
Gençlerin bir hedefi olması gerektiğini vurgulayan Denizli, "Ay yıldızı ben 16 yaşında taktım ama Türkiye'de herhangi birine karşı mücadele etmek için takmadık. Bizim rakiplerimiz ülke dışında. Onlar için bu bayrağı kullanıyoruz. Sporculuğumda da teknik hayatımda da hep o bayrağın başarılı olması için mücadele ettim. Başardıklarım oldu, başaramadıklarım oldu. Ama hep o bayrağı onurla, gururla temsil ettiğime inanıyorum." ifadelerini kullandı.
Denizli, sporun birleştirici gücünün yanında, zaman zaman da ayrıştırıcı gücünün etkinleştiğini dile getirerek, şunları kaydetti:
"Dünya bir futbol maçı için bir milli maç sonrası iki ülkenin savaşına sahne olmuştur. Nasıl barış için kullanılıyorsa spor müsabakaları, savaş için bir gerekçe olarak gösterilmiştir. Ermenistan, yıllarca diplomatik ilişkimiz çok iyi olmayan bir ülkeydi ama bir milli maç nedeniyle iki ülkenin cumhurbaşkanı yan yana oturup o maçı seyrettiler. Sporun dünyadaki barışa katkısı bir ölçüde buradan da görülebilir. 2. Dünya Savaşı'nda birbirlerini yok etmeye çalışan ülkeler şimdi spor sayesinde kol kola geziyorlar, ortak kararlar alıyorlar."
Mustafa Denizli, Türkiye'de Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş'ta çalışan ve şampiyonluk yaşayan tek kişi olduğunu anımsatarak, "Zaman zaman bunu düşünüyorum, acaba spor diplomasisinin dilinden uzak konuşsaydım, bir 90 dakika için insanların birbirine girebileceği bir kaç cümle ağzımdan çıksaydı veya rakiplerimizi değersiz kılarmış gibi konuşmalar yapsaydım bu camialarda görev yapabilir miydim?" dedi.
"Devlet yardımı olmazsa Türkiye'de hiçbir kulüp ayakta duramaz"
Denizli, bir katılımcının bir sorusu üzerine, "Türkiye'de zaman zaman 'siyaset futbola karışıyor' diye tartışılır. Ben size onun gerçeğini söyleyeceğim. Esasında siyaset futbola girmedi, futbol siyasete girdi. Bunu en yakın yaşayan insanlardan biri benim, yıllar önce. O öyle devam etti. Çünkü devlet yardımı olmazsa bakın bugün Türkiye'de hiçbir kulüp ayakta duramaz. Ben bunu hem sporcu hem teknik adam olarak yaşadım. Türkiye'de eski zamandan beri siyaset futbola girmemiştir, kulüpler ihtiyaç sahibi oldukları için siyasetten yardım istemişlerdir. Bu yeni değil, eskidir ve devam ediyor. Devlette o yardımları her zaman yaptı." yanıtını verdi.
Panelde, MHP Kocaeli Milletvekili Saffet Sancaklı da konuşmasında sporun uluslararası alandaki diplomatik başarılarına örnekler verdi.