MHP'li Çetin: Cumhurbaşkanlığı Seçimi Fiili Başkanlık ve Federasyon Getirebilir
MHP Genel Başkan Yardımcısı Şefkat Çetin, Cumhurbaşkanlığı seçiminin, fiili başkanlık ve federasyon getirebileceğini belirterek, "Adayın birisinin çıkarak bu seçimin bir referandum olacağını ve cumhurbaşkanı olması halinde fiilen başkanlık sistemini uygulayacağını söylemesi, rejimi değiştireceğini ilandan başka bir anlam taşımamaktadır" dedi.
MHP Genel Başkan Yardımcısı Şefkat Çetin, Cumhurbaşkanlığı seçiminin, fiili başkanlık ve federasyon getirebileceğini belirterek, "Adayın birisinin çıkarak bu seçimin bir referandum olacağını ve cumhurbaşkanı olması halinde fiilen başkanlık sistemini uygulayacağını söylemesi, rejimi değiştireceğini ilandan başka bir anlam taşımamaktadır" dedi.
Çetin, yaptığı açıklamada, "AKP hükümetinin PKK ile yaptığı müzakereleri yasalaştırma çalışmalarına paralel olarak, bu ihanet sürecine kararlı bir şekilde karşı çıkan MHP" üzerinde baskı kurulmasına ve geri adım attırma arayışlarına hız verildiğini öne sürdü. "MHP'yi tıpkı AKP ve işbirlikçileri gibi açılımcı, bölücü, Barzanici ve Apo sever gösterme çabasının bir toplum mühendisliği çalışması olduğu çok açıktır" diyen Çetin, şunları ifade etti:
"Bugün Türkiye'nin sınırlarına kadar dayanmış ve içeride alttan alta mevzi kazanan aşiretçi, etnikçi, mezhepçi ve dinci ayrışmalara dayanarak insanların birbirini boğazladığı ilkel yapıyla, bin yıllık süzgeçte damıtılarak milletleşme sürecini tamamlamış ve Türk üst kimliği çatısı altında modern milletler arasında yerini almış milli devlet yapısı arasında ciddi bir mücadele sürmektedir. Şeyh Said'lerin, Asalalar'ın ve nihayetinde PKK'nın bir manivela gibi kullanılarak Türkiye'deki kardeşliği bozma girişimlerinde son derece ciddi bir yol ayrımına gelinmiştir. Dün Sevr ile yapılamayanlar, bugün BOP projesinin uygulayıcıları tarafından hayata geçirilmek istenmektedir. Türk milleti her gün bir yenisi izlettirilen sanal gündemlerle cambaza baktırılırken, asıl tehlikeyi göremez hale getirilmektedir. Türkiye adım adım bölünmeye doğru götürülürken, ülkemizin bütün kurumları ile birlikte kamuoyunun suskun ve tepkisiz kalması için bütün güçler seferber olmuş vaziyettedir."
-"HER İKİ CUMHURBAŞKANI ADAYININ AYNI ZİHNİYETİ TEMSİL ETTİĞİ AÇIK"-
Türk milletinin, yapılan algı operasyonlarıyla devletine ve vatanına sahip çıkamaz hale getirilmek istendiğini kaydeden Çetin, şunları ekledi:
"Oğlunu davulla zurnayla askere uğurlayan, al bayrağını asmadan düğününü yapmayan Türk milleti vatanının dört bir tarafında PKK eşkıyası tarafından bayrağımızın indirilmesine alıştırılmaktadır. Gazetelerin anlı şanlı köşe yazarları tarafından Türkiye'nin yakın zamanda bölüneceği sıradan bir hadise gibi sunulmakta ve milletimizin bu durumu kanıksaması için toplum mühendisliği sonuna kadar kullanılmaktadır. Bir emniyet müdürünün bayrak indirmelere çare olarak "Bayrak asmayalım ki indirmesinler' teklifi, Barzani'yi Diyarbakır'da devlet protokolü ile ağırlayan Tayyip Erdoğan'ın sözde Kürdistan tanımlaması gelinen son noktayı özetlemektedir. Şimdilerde TBMM'de AKP'li vekillerin verilen talimatlar doğrultusunda kaldırıp indirdiği parmaklarıyla çıkarmaya hazırlandıkları yasa, PKK'yı terör örgütü olmaktan çıkararak Türkiye'nin yönetimine ortak edecek bir sürecin önünü açmaktadır.
Tayyip Erdoğan'ın yeni Türkiye diye pazarladığı diğer tarafta ise Alevi ile Sünni'ye, Türk ile Kürt'e, doğulu ile batılıya, laik ile mütedeyyine birlikte yaşama şansı bırakmayan, parçalayan, bölen ve ötekileştiren dağılmış bir Türkiye haritası dayatılmaktadır. Türkiye'nin çevresinde haritaları değiştiren kargaşadan ve içeride elindeki silahı bırakmaksızın hükümetle masaya oturabilmiş bölücü yapılanmalardan kaynaklanan güvenlik sorunları var iken, cumhurbaşkanlığı yarışının bir rejim tartışmasına dönüştürülmesi son derece sakıncalıdır. Adayın birisinin çıkarak bu seçimin bir referandum olacağını ve cumhurbaşkanı olması halinde fiilen başkanlık sistemini uygulayacağını söylemesi, rejimi değiştireceğini ilandan başka bir anlam taşımamaktadır. Bu girişimin anayasal bir suç olduğu bir tarafa, kendisi için başkanlık, ülkemiz için federasyon hevesinin doğuracağı olumsuz sonuçları yeterince hesap edemedikleri çok açıktır. Her iki cumhurbaşkanı adayının esasında aynı zihniyeti temsil ettiği çok açıktır. Başkanlık hevesleriyle federasyon hesapları örtüşenlerin Meclis'te yaptıkları güç birliğiyle son sürat açılım yasasına asılmaları bu yüzdendir. Meclis'i İmralı'nın talimatlarıyla çalıştırarak terör örgütüne meşruiyet yasası çıkaran, güneydoğumuzdan devleti çekerek örgüte teslim eden zihniyetin amacına ulaşmak için önümüzdeki seçimi bir fırsat olarak kullanmasına Milliyetçi Ülkücü Hareket hiçbir şart altında alet olmayacak ve müsaade etmeyecektir."