MHP'li Özcan Yeniçeri' Den Demirtaş'a Sert Sözler
Mhp Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri, "Bir siyasi partinin ayaklanma çağrısı yapması bu çağrı sonucu iki gün boyunca kentlerin savaş alanına dönüşmesi, 37 kişinin hayatını kaybetmesi tam bir kaos yaratma ve terör eylemidir.
Mhp Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri, "Bir siyasi partinin ayaklanma çağrısı yapması bu çağrı sonucu iki gün boyunca kentlerin savaş alanına dönüşmesi, 37 kişinin hayatını kaybetmesi tam bir kaos yaratma ve terör eylemidir. Böyle bir eylemin demokraside yeri yoktur. HDP'liler kendilerini yasalara, yaptıkları yemine ve anayasaya değil PKK'ya ve Öcalan'a bağlı olduklarını bir kez daha ortaya koymuştur. Dünyanın hiçbir yerinde, böyle terörist eylem düzenleyen siyasi parti bunun sorumluluğundan kendisini kurtaramaz. Adam çıkmış, Demirtaş denen adam, terörist başı gibi hareket edecek, çıkmış bir de meydan okuyor. 'Ölümden ötesine yol yok'. Yol var mı? yok mu? göreceksin sen Demirtaş" dedi.
MHP Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri, TBMM'de basın toplantısı düzenledi. Yeniçeri, "PKK/İmralı/HDP'nin organize ve açık çağrısıyla Ekimin ikinci haftasında gerçekleştirilen ayaklanmanın sonucunu İç İçişleri Bakanı 10 Ekim 2014 günü açıkladı. Buna göre PKK, Kobani bahanesiyle 37 ilimizde 1419 olay gerçekleştirmiştir. Bu olaylarda 212 okul, 67 emniyet, 25 kaymakamlık, 29 parti binası kundaklanmıştır. Belediye otobüsleri, kamu ve özel taşıtlar, ambulanslar tahrip edilmiştir. Çocuk yuvaları, Kızılay kan merkezleri, Bankalar, müzeler, PTT şubeleri talan edilmiş talan edilmiştir. Sokak saldırıları sonucunda ölü sayısı 40'ı bulmuş, 308'i emniyet görevlilerimiz olmak üzere 723 kişi yaralanmıştır" dedi.
Çözüm sürecinin Türkiye'yi sokağa çıkma yasağının uygulandığı bir ülke haline getirdiğini belirten Yeniçeri, "Başında söyleyelim PKK'ya dalkavukluk yapan kalemler, dağda ölen PKK'lılar için ağladığını söyleyenler, PKK'ya itibar kazandırmak için televizyonlarda dil dökenler ve PKK ile görüşmek için Kandil'e gitme planları yapanlar dökülen kanlardan ve milletin malına verilen hasardan sorumludur. Bu bağlamda Erdoğan başta olmak üzere AKP hükümeti gerçek tehdit, fiili paralel devlet olan KCK ve PKK unsurlarını "Çözüm Süreci" kapsamından hapishaneden salıvererek toplumun güvenliğine kast etmişlerdir. AKP hükümeti süreç boyunca 'çözüm partneri' PKK'nın yaptığı eylemleri ve bölgede vatandaşa yaptığı baskıları görmezlikten gelmiştir. PKK ve bölücü mihrakların ayaklanma denemeleri göz göre gerçekleşmiştir. AKP hükümeti, MİT, Emniyet ve çözümcüler geliyorum diyen ayaklanmalar karşısında gerekli tedbirleri almamış ve yeterli uyanıklığı göstermemiştir" dedi.
Yeniçeri, sözlerini şöyle sürdürdü: "Kandil'deki terör karargahında oturan Murat Karayılan süreçle ilgili olarak şunları söylüyor: 'Ortada çözüm süreci falan kalmamıştır... Süreç bizim için bitmiştir, şimdi Başkan Apo'nun süreç konusunda söyleyeceği son sözü bekliyoruz'. PKK'lı Mustafa Karasu işi daha da ileriye taşıyor ve sadece Suruç'ta değil güneydoğunun her yanında "kıyamet" koparılmalıdır diyerek ayaklanma çağrısı yapıyor. Şunları söylüyor: 'Türk devleti gençleri öldürüyor, yaralıyor. Hareketimizin çatışmasızlık ortamını sürdürmesinin bir anlamı kalmamıştır.' PKK'lı Cemil Bayık ise savaşa başlama tarihinden söz ediyor. Terörist Bayık, 'Savaşı Eylül sonunda başlatabiliriz. Savaş başlatma yetkisi bizdedir' dedikten sonra Öcalan'ın bu konseptteki yeri için de 'Öcalan bizim önderimiz savaşmayın nasıl diyecek ki? Dese bile savaşçılar bunu kabul etmezler' diye ekliyor. Bayık, terör örgütüne son aydaki katılımın 93'teki katılım düzeyini aştığını ifade ederek, '93'te ayda 1000'e yakın kişi katılırdı. Geçen ay 1200 kişi katılmıştır' diyor. Demek ki ortada açılım yok katılım var! PKK'nın eylemlerini Öcalan'ın söylemleriyle telafi etmeye çalışan sözde çözümcü gerçekte teslimiyetçi ve gafil iktidar kesimi 'önemli olan PKK'nın ne yaptığı değil, Öcalan'ın ne söylediğidir' diyerek durumu kurtarmaya çalışmıştır. Öcalan ise İmralı'dan ayaklanma talimatını şöyle vermiştir: 'Halkımızın yüksek yoğunluklu savaşa karşı yaşamını şekillendirmesi gerekiyor. Sadece Rojava halkı değil kuzey ve tüm parçalardaki Kürt halkının buna göre yaşamını şekillendirmesi gerekiyor. Bütün Kürt halkını topyekun bu yüksek yoğunluklu savaşa karşı direnişe geçmeye çağırıyorum' diyor. Öcalan, açıkça Türkiye de dahil Kürtleri her yerde yüksek yoğunluklu bir savaş için direnişe geçmeye çağırmıştır. Onlarda HDP ve KCK vasıtasıyla harekete geçmişlerdir. HDP 7 Ekim'de yaptığı yazılı açıklama da 'acil eylem çağrısı'nda bulunmuş ve 'Kobani'de yaşanan katliam girişimine karşı bütün halkımızı sokağa çağırıyoruz' demiştir."
HDP EŞ Başkanı Selahattin Demirtaş'a tepki gösteren Yeniçeri, "HDP '7'den 70'e bütün halklarımızı sokağa, alan tutmaya ve harekete geçmeye çağırıyor. Bundan böyle her yer Kobani'dir' çağrısıyla sokağa dökmüştür. Bir siyasi partinin ayaklanma çağrısı yapması bu çağrı sonucu iki gün boyunca kentlerin savaş alanına dönüşmesi, 37 kişinin hayatını kaybetmesi tam bir kaos yaratma ve terör eylemidir. Böyle bir eylemin demokraside yeri yoktur. HDP'liler kendilerini yasalara, yaptıkları yemine ve anayasaya değil PKK'ya ve Öcalan'a bağlı olduklarını bir kez daha ortaya koymuştur. Dünyanın hiçbir yerinde, böyle terörist eylem düzenleyen siyasi parti bunun sorumluluğundan kendisini kurtaramaz. Adam çıkmış, Demirtaş denen adam, terörist başı gibi hareket edecek, çıkmış bir de meydan okuyor. 'Ölümden ötesine yol yok.' Yol var mı? yok mu? göreceksin sen Demirtaş. Utanmadan 'Biz barışçı gösteri çağrısı yaptık, şiddeti provokatörler yaptı' diyorlar. "Türkiye'nin sokaklarını Kobane'ye çevirelim, Kobane düşerse Ankara da düşer' diyen bunlar değil miydi? Meydana gelen şiddet olaylarının üç tane eş başkanı ve eş güdümü vardır. Bunlar, Öcalan, HDP/KCK ve PKK'dır. Öcalan'ın talimatı, KCK ile HDP'ninorganizasyonu ve PKK'nın icraatı ile yürütülen bir eş güdümün sonucu ölümler ve tahribatlar gerçekleşmiştir. Yasalar karşısında her üç odağa da yaptıklarının hesabı sorulmalıdır!" - Ankara
