MHP TBMM Grup Toplantısı
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Bizim İmralı canisine pazarlık yapan, sözde çözüm limanına demirleyen ve Türk milletini çöküşe götüren hiç kimseyle görüşecek bir şeyimiz yoktur" dedi."Bulunmaz Hint kumaşı mısın-" sözlerini anımsatarak, şunları...
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Bizim İmralı canisine pazarlık yapan, sözde çözüm limanına demirleyen ve Türk milletini çöküşe götüren hiç kimseyle görüşecek bir şeyimiz yoktur" dedi.
Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Başbakan'ın,
"Bulunmaz Hint kumaşı mısın-" sözlerini anımsatarak, şunları söyledi:
"Bize bulunmaz Hint kumaşı olmadığımızı söyleyerek, kim olduğumuzu soran ve AKP ile CHP'ye randevu vermeyişimizi sızlanarak dillendiren Başbakan'a diyeceklerim şunlardır. Doğrudur, biz Hint Kumaşı değiliz, olmaya da niyetimiz yoktur. Bizim İmralı canisine pazarlık yapan, sözde çözüm limanına demirleyen ve Türk milletini çöküşe götüren hiç kimseyle görüşecek bir şeyimiz yoktur. Başbakan tercih hakkını kullanmış ve terörist başıyla randevulaşarak, tarafını belli etmiştir. Bunun için bizimle görüşecek, konuşacak ve iletecek bir şeyi de kalmamıştır.
MHP Hint kumaşı değildir ama Başbakan'ın panzehiri, bölücülük mikrobunun aşısı, terörün hasmı, kardeşliğin aşığı, huzurun bekçisi, istikrarın gözcüsü, gerçek barışın sözcüsü ve Türk milletinin ta kendisidir. İmralı karanlığında yönünü kaybedenler, Kandil kuyusuna atlayanlar bizi anlayamaz, bizimle boy ölçüşemez. Terör postacılığına kadar işi götürenler bizimle aynı hizada ve seviyede bulunamaz. Mardin'de milliyetçiliğe ve Türklüğe küfür edip, Balıkesir'de tek millet diyerek münafıkça çark edenler bizimle buluşamaz, bizimle herhangi bir şey paylaşamaz. Çünkü biz Milliyetçi Hareketiz, zikzak çizenlerden, patinaj yapanlardan, kötülüğün çukuruna, karambolün kucağına, kimliksizliğin uçurumuna düşenlerden ve yaşarken siyasi ceset haline gelenlerden hamd olsun olmadık, asla da olmayacağız."
-"Bölücülük korosu"-
AKP'nin yönetimindeki "bölücülük korosu"nun kendilerine "Sizin çözümünüz nedir-" diyerek, sürekli saldırdığını iddia eden Bahçeli, "Eğer çözümden kasıt Türkiye'nin bölünmesi ve milletimizin parçalanması ise biz bu şekildeki bir çözümü değil elimizin tersiyle itmeyi, ayaklarımızın altında lime lime ezer ve ufalarız" diye konuştu.
Bahçeli, çözüm üsluplarında, çözüm anlayışlarında teröre yardım ve yataklı yapmanın, bölücülüğü diriltmenin olmadığına dikkati çekerek, "AKP-BDP-PKK'nın çözüm ve barış yaklaşımını" hiçbir şart altında kabullenmeyeceklerini söyledi.
"(Çözüm) diyerek bölünmeye ortak olacağımız sanılıyorsa, bunu dünya gözüyle kimseler göremeyecektir" diyen Bahçeli, millet şemsiyesi altında toplanmanın, terör ve şiddet müelliflerine prim vermemenin en başta gelen iradeleri ve tavizsiz tutumları olduğunu kaydetti.
-BDP'lilerle Öcalan arasındaki konuşma-
Türkiye'nin çok yoğun, çok girift ve çok çetin bir kaos sürecinin içinde çırpındığını savunan Bahçeli, Türk milletinin meşum bir saldırı altında tutulduğunu, Türk devletinin linç edilmenin, laçka bir hale getirilmenin sınır hattında tutulduğunu iddia etti. Bahçeli, "AKP'nin, hayasızca, kalleşçe, pervasızca ve hiçbir korkuya kapılmaksızın PKK ve teröristbaşı ile sürdüğü müzakereler bize bunları göstermektedir" dedi.
Bahçeli, sicili kararmış bölücülerin, kravatlı eşkıyaların, ihanetten sabıkalı müptezellerin işbaşında olduğunu öne sürerek, bölücü terör kompartımandan yer kapmaya çalışan, Kandil'deki inlerde ikmal arayışında olan karanlık yüzlerin coşku içinde olduğunu ifade etti.
"İmralı canisini özgürlüğüne kavuşturma, Türkiye'yi PKK'ya teslim etme izansızlığının ve ahlaksızlığının tahsildarlığına soyunan çapulcuların devrede" olduğunu savunan Bahçeli, Türk milletinin, "AKP kumpası, AKP ihaneti" ile karşı karşıya olduğunu iddia etti.
23 Şubat'ta "İmralı canisinin BDP'li bölücülerle" yaptığı konuşmaların aradan beş gün geçtikten sonra bir gazete tarafından deşifre edildiğini belirten Bahçeli, afişe ve ifşa edilen bu diyaloglar içinde, kendileri için sürpriz veya şaşırtıcı bir şey bulunmadığını söyledi.
Bahçeli, kendileri için BDP'lilerle Öcalan arasındaki görüşmelerin kim ya da kimler tarafından, niçin sızdırıldığının fazlaca bir önemi olmadığına işaret ederek, şöyle devam etti:
"Fakat işin içinde provokatör arayanların, köstebek izi sürenlerin, siyasi dedektiflik görevini deruhte edenlerin, savunmaya geçerek karşı tarafı suçlayanların ve 'sabotörler işbaşında' diyerek ön almaya çalışanların bu sızmada topyekun parmağı olduğu bariz gerçekliktir.
AKP zihniyeti, Oslo'dan sonra tekrar iş üstünde yakalanmış, siyasi şerefini, siyasi kalitesini ve siyasi ahlakını tam olarak İmralı'nın köhneliğine gömmüştür. Eğer gerçekten de AKP suçlu arıyorsa BDP'ye, BDP derin kulak arıyorsa AKP'ye bakmalıdır. Siyasetin bu iki şer cephesi, iblisin bu iki yeryüzü müdavimi Türk milletine psikolojik operasyon tezgahı kurmuş, kamuoyu algısını yönetmek için beraberce kaynattıkları bölücülük kazanına varlığımızı ve hayat haklarımızı atmışlardır. Öcalan'ın hezeyanlarını yayımlayan gazeteye yönelik olarak Başbakan'ın kullandığı argo ifadeler aslında suçüstü basılan bir zanlının telaş ve çırpınışıyla eşdeğerdir. Başbakan, 'Batsın böyle gazetecilik' diyerek, havanda su dövmeyi bırakmalı, ille de batacak ve yerin dibine geçecek birisini arıyorsa tez elden aynanın karşısına geçip BOP'çuluktan simsiyah kesilmiş yüz hatlarına dikkat kesilmelidir."
Bahçeli, Başbakan'ın ağır hakaretlerini sineye çekip, "Üstümüze almıyoruz" diyerek, alttan alan ve tarafsız, objektif, sorumlu basın ahlakını savunmaktan uzaklara düşenleri de esefle karşıladığını vurguladı.
-"Anayasa hazırlığına İmralı'dan müdahil oldu"-
"İmralı canisinin AKP'yi topaç gibi çevirdiği, kum torbası gibi gördüğü ve türlü manevralarla kendisine bağladığını" iddia eden Bahçeli, gelişmelerin, Başbakan Erdoğan'ın Abdullah Öcalan ile "siyam ikizi" haline geldiğini, "aynı tarlanın mahsulü" olduğunu hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde ispatladığını kaydetti.
Başbakan Erdoğan'ın, geçen hafta sonu Balıkesir'de, "Art niyetli haberlere, dedikodulara, söylentilere, medya üzerinden kurulan tuzaklara itibar etmeyin, biz açıklama yapmadıkça, teyit etmedikçe bütün söylentiler, dedikodular yalandır, iftiradır, asılsızdır" sözlerini, "rahatlıkla ve yüzü kızarmadan, ulu orta" kullanabildiğini ifade ederek, "Bir insanın alenileşmiş rezil düşünceleri böylesine çarpıtabilmesi için ya ar damarının çatlaması veya basiretinin bağlanması yeter sebep olacaktır" dedi.
Başbakan Erdoğan'ın İmralı canisinin BDP'lilere hezeyanlar içinde açıkladığı düşüncelerinin neresinde kendisine bir rol biçtiğini soran Bahçeli, şöyle devam etti:
"Başbakan Erdoğan, İmralı canisiyle neyi görüşmekte, neyin pazarlığını yapmakta, neleri vaat etmektedir- 14 yıl evvel mevta olmuş, kadavra haline dönmüş, sinmiş, bitmiş, İmralı kodesine tıkılmış bir katili, tekrar Türk milletine ve devletine diklenen ve kafa tutan cürete getiren esas amil Başbakan'ın kapalı kapılar arkasında verdiği umutlar mıdır-Başbakan Erdoğan, şeytanla, canavarla, şehidimizin, gazimizin varlığına namlu çeviren günahkarla hangi sözde çözüm ve barış projeleri altında buluşmaktadır- "
İmralı canisinin BDP'li bölücülere söylediklerinin sürpriz sayılmasa da, yenilir yutulur türden olmadığını vurgulayan Bahçeli, görüşme sonrası basına yansıyanlardan, Öcalan'ın, "vatandaşlık tarifi, MİT'e darbe planı, başkanlık sistemiyle" ilgili sözlerini okudu. Bahçeli, Başbakan'ın bu sözlere ne diyeceğini, ne tepki vereceğini merak ettiğini söyledi.
Bahçeli, en sonunda "İmralı canisinin de anayasa hazırlığına İmralı'dan müdahil olduğunu ve tekliflerini TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu'na ulaştırmak üzere ulaklarına verdiğini" savunarak, AKP'nin, PKK ile anayasa yapmak amacıyla kolları sıvadığını öne sürdü.
"Acaba TBMM Başkanı Sayın Cemil Çiçek bunlara ne diyecektir-" diye soran Bahçeli, "Öcalan'dan başkanlık konusunda açık çek alan Başbakan, tahmin ediyoruz ki rahatlamış ve rahata ermiştir. Önemli olan da zaten budur. Yapılan hesaplar, içine girilen ihanet ilişkileri Başbakan Erdoğan'ın başkan olmasına, Öcalan ve militanlarının genel afla özgür kalmalarına kadar hız kesmeyecektir" şeklinde konuştu.
(Sürecek)
Muhabir: Esin Işık
Yayıncı: Sefa Salantur - TBMM