MHP TBMM Grup Toplantısı
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Tüm yollar tıkanmış, tüm geçitler yalan ve palavraya batan Başbakan'a kapanmıştır."
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Tüm yollar tıkanmış, tüm geçitler yalan ve palavraya batan Başbakan'a kapanmıştır. Biliniz ki kendisi için buradan çıkış yalnızca Yüce Divan vasıtasıyla olacaktır" dedi.
Bahçeli, partisinin TBMM grup toplantısında, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, İmralı tutanakları olduğu iddia edilen metinlerin kimler tarafından servis edildiğine yönelik açıklamalarını eleştirdi.
Terör örgütü elebaşının açıklamalarının her şeyi gözler önüne serdiğini, PKK'nın niyetlerini ve taleplerindeki tavizsizliği tüm hatlarıyla ifşa ettiğini belirten Bahçeli, şöyle devam etti:
"Ancak Başbakan hala 'açıklayın, yoksa ben açıklarım' diyerek, BDP'ye sözüm ona tehditler savurmaktadır. Anlaşılan sızıntının ihalesi BDP'deki çaycı, fotokopici ve odacıların üzerine kalacak, bu şekilde çakma bir kurban ve kurbanlar listesi sus payı olarak AKP'ye iletilecektir. Başbakan Erdoğan da mutlu olacak, gönül huzuruyla süreç denilen milleti süründürme pespayeliğine artan bir şevkle devam edecektir."
-"Başbakan'ın inşa ettiği siyasi mimari çürümüştür"-
Bahçeli, Başbakan Erdoğan'ın, "yalana, dedikoduya ve asılsız haberlere itibar edilmemesi ve kendisine güvenilmesi" yönündeki açıklamalarını hatırlatarak, şu soruları yöneltti:
"Kısa süre önce BDP'lerin dokunulmazlığını kaldırmaya çalışan Başbakan'a mı, yoksa BDP'lilerle yapışık ikiz olduğunu tescilleyen Başbakan'a mı güvenilmelidir- Vatan coğrafyası üzerinde ameliyat yaptırtmam diyen Başbakan'a mı, etnik cerrahlığa soyunarak İmralı canisinin pas tutmuş neşterini zimmetine geçiren Başbakan'a mı güvenilmelidir- 'Ben olsam asardım' diyen Başbakan'a mı,
'İmralı ile çözüm sürecini başlattık' diyen Başbakan'a mı itimat edilmelidir- Türk milleti hangi Başbakan'a inanmalı ve itibar etmelidir- Türkiye'yi kaç Başbakan yönetmektedir- ve Başbakan Erdoğan'ın kaç yüzü, kaç rengi, kaç dili ve kaç ruhu bulunmaktadır-"
Bahçeli konuşmasında, Hz Muhammed'in, Yüce Allah'ın kıyamette üç grup insanla konuşmayacağını buyurduğunu belirterek, bunların, "yalan söyleyen, hileye başvuran ve halkına eziyet eden yöneticiler" olduğunu söyledi. Bahçeli,
"Görüldüğü kadarıyla Başbakan Erdoğan'ın işi bir hayli zorlaşmış, bir hayli de tehlikeli hal almıştır" dedi.
Başbakan Erdoğan'ın işine geldiğinde BDP ve PKK'ya atıp tuttuğunu, işine gelmeyince de "suya yazı yazmakla, ipe un sermekle ve üç maymunu oynamakla" meşgul olduğunu iddia etti. Bahçeli, şunları söyledi:
"Kendisinin ve partisinin eridiğini, sahtekarlıkla hatları çizilen ısmarlama AKP mizanseninin çöktüğünü gören Başbakan'ın ayağı dolaşmakta ve her seferinde tenakuz çamuruna düşmesi kaçınılmaz olmaktadır. Başbakan'ın inşa ettiği siyasi mimari çürümüş, popülizmden nemalanan siyaset üslubu dibe inmiştir. Buradan şimdilik çıkış yoktur ve kalmamıştır. Tüm yollar tıkanmış, tüm geçitler yalan ve palavraya batan Başbakan'a kapanmıştır. Biliniz ki kendisi için buradan çıkış yalnızca Yüce Divan vasıtasıyla olacaktır. MHP her şeyi izlemekte, gerekli tüm notlarını almakta ve Türk milleti adına yapılan yanlış ve hainliklerin faturasını muhataplarının önüne bir bir koymak için sabırsızlanmaktadır."
"AKP gemisi süreç dehlizine gözü kapalı girmiş ve yönünü kaybettiğinden rotasını bodoslama fırtınanın ortasına çevirmiştir. İmralı canisi kılavuz kaptan rolüyle dümen başına geçmiş, Başbakan Erdoğan'a talimatlar vermiştir" ifadelerini kullanan Bahçeli, Erdoğan'ın ne olduğu, ne durumlara düştüğü ve hangi küçültücü hallere saptığının kendilerinin meselesi olmadığını söyledi.
Türkiye ve Türk milletinin çok ciddi bunalım döngüsünün tam ucunda olduğunu ileri süren Bahçeli, hem ülke içinde, hem de ülke dışında alarm zillerinin kuvvetli şekilde çaldığını söyledi.
-"Birden fazla Kandil Dağı imal ediliyor"-
Sınırların önemli bir bölümünün PKK'nın denetim ve kontrolüne geçtiğinin, medyaya kadar yansıdığını kaydeden Bahçeli, AK Parti zihniyetinin, Esed rejimiyle mücadele etmek uğruna PYD-PKK terörüne göz yumduğu ve kucak açtığını iddia etti.
El Kaide örgütlenmesinin de başını alıp gittiğini belirten Bahçeli,
"Sınırlarımızın hemen yanı başında birden fazla Kandil Dağı imal edilmektedir. Muhtemelen, PKK stratejik hedefleri doğrultusunda AKP ile köşe kapmaca oynayacak, sağ gösterip sol vuracaktır" diye konuştu.
Bahçeli, gelişmelerin istikametinin bu yönde olduğunu, PKK'nın silahı bırakarak sınır dışına çıkacağı iddialarının gerçekleşmeyeceğini, gerçekleşse dahi Türkiye'nin sınırlarının hemen bitişiğinde kurulan mobil terör kamplarının militanların yeni sığınağı haline geleceğini ileri sürdü.
"İmralı canisine ümit bağlayan Başbakan ve hükümeti, bir yandan caninin özgürlük yolunu yavaş yavaş asfaltlarken, diğer yandan özerkliğin, arkasında da bağımsız Kürdistan'ın kuruluş senedini el altından hazırlamaktadır" görüşünü dile getiren Bahçeli, BDP'li bölücülerin, "Öcalan'a özgürlük, PKK'ya statü" sözlerinin her şeyi gözler önüne serdiğini söyledi.
Bahçeli, PKK'nın kaçırarak alıkoyduğu insanların iğrenç bir pazarlığa konu edildiğini, dünyanın hiçbir yerinde, herhangi bir terör örgütünün alçakça kaçırdığı kişi ya da kişileri tutsak olarak adlandırmadığını vurguladı.
"AK Parti hükümetinin bölücülere kol kanat geren muameleleri sayesinde militanlarla kaçırılan görevlilerin zımnen eşit bir konuma getirildiğini" belirten Bahçeli, şöyle devam etti:
"Bu düpedüz haysiyet kırıcıdır, millet vicdanının sakatlanmasıdır ve devlet adabının yerlere çalınmasıdır. Türkiye Cumhuriyeti öyle bir devlettir ki Türk milleti öyle bir kudrettir ki PKK'nın elinde tuttuğu vatan evlatları her nerede ise aranır, bulunur ve hainlerin de ciğeri sökülür. Önemli olan bunu gösterecek siyasi iradeye, siyasi kararlılığa ve siyasi cesarete sahip olmaktır. AKP'de ise bu yoktur ve hiç olmamıştır. Başbakan Erdoğan, Milliyetçi Hareket'e söylediği ağır sözlerin yüzde birini PKK ve İmralı canisine şu ana kadar sarf etmemiştir. Büyük Türk milleti bunu esef ve öfkeyle karşılamaktadır. Türkiye'nin bu iflas etmiş siyaset figüründen kurtulması, taptaze bir başlangıç yapması lazımdır."
-Almanya'daki yangın-
Devlet Bahçeli, pazar günü Almanya'da çıkan yangında ölen 7'si çocuk 8 Türk'e, rahmet, yakınlarına da başsağlığı diledi.
Almanya'da çıkan yangınların hep Türkler'i bulması ve Türklerin oturduğu evlerin yanmasının düşündürücü ve dikkat çekici olduğunu ifade eden Bahçeli,
"Sekiz günahsız kardeşimizin yanarak ve zehirlenerek can verdiği menfur hadisede tüm ihtimaller göz önüne alınmalı, tüm ipuçları özenle değerlendirilmelidir" dedi.
Alman makamların, arızalı bir sobadan çıktığıyla ilgili kamuoyuna açıkladıkları görüşlerin, peşin yargı ve acele hükmün bir eseri olduğunu belirten Bahçeli, parti olarak, AK Parti hükümetinin imkan ve kaynaklarını kullanarak bu yangının peşini bırakmamasını, soru işaretlerinin giderilmesi için elinden gelen çabayı göstermesini beklediklerini ifade etti.
-İstiklal Marşı'nın kabulünün 92. yılı-
Bahçeli, bugün İstiklal Marşı'nın TBMM'de kabul edilişinin 92. yılı olduğunu hatırlatarak, İstiklal Marşı'nın milliyetçiliğin, Türk milletine duyulan derin sevgi ve bağılığın sonucunda hayat bulduğunu ve esas anlamına kavuştuğunu söyledi.
Milliyetçiliği ayaklar altına alan siyasi zihniyetin istiklalin manzum seslenişini gerçek anlamda kavrayamayacak ölçüde milli köklerine yabancılaştığını ve uzaklara düştüğünü belirten Bahçeli, şunları kaydetti:
"(Türklükle karşımıza gelmeyin) diyenlerin merhum şairimizin kapısından bile geçemeyeceği, milliyetçiliği ırkçılıkla bir görenlerin adını bile anmaya yüzlerinin olmayacağı gün gibi ortadadır. Mehmet Akif Ersoy sömürgecilerden beslenmemiş, küresel planlara uyduluk yapmamış, düşmana paspaslık etmemiş, çözüm diyerek vatana göz diken uğursuzlardan hamd olsun medet ummamıştır. Kendisi Türklüğünü inkara gitmediği gibi, milleti de etnik kimliklerden ibaret görmemiştir."
(Bitti)
Muhabir: Esin Işık
Yayıncı: Kudret Topçu - TBMM