Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz Karabük'te
Karabük’te toplu açılış töreninde konuşan Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, okul öncesi eğitimi yaygınlaştırma çalışmalarının sürdüğünü ifade etti.
Karabük'te toplu açılış töreninde konuşan Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, okul öncesi eğitimi yaygınlaştırma çalışmalarının sürdüğünü ifade etti. Yılmaz, "Bilimsel araştırmalar göstermiştir ki kaliteli eğitim için olmazsa olmaz unsur okul öncesi eğitimi yaygınlaştırmak. Okul öncesi eğitimde 5 yaşı yüzde 90'a getirdiğimizde ondan sonra da 4-5 yaş için yüzde 90 hedefini koyacağız. Daha sonra 3 yaşı da arayacağız. Fransa devlet başkanı geçen gün açıklama yaptı. Zorunlu okula gitme yaşını 3 yaşına düşürdü" diye konuştu.
Karabük'te yapımı tamamlanan 12 anaokul, ortaokul ve lise ile 1 Akşam Sanat Okulu'nun açılış törenine Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz da katıldı. Şehit Alican Öztürk İmam Hatip Ortaokulu'nda düzenlenen törende 40 milyon liralık yatırımların toplu açılışı gerçekleştirildi.
Açılış töreninde konuşan Karabük Valisi Kemal Çeber, son 15 yıl içerisinde Karabük'ün kamu yatırımlarından aldığı payın 5.5 milyar lira olduğunu ifade ederek şöyle dedi:
"3 Nisan bizim için çok önemli. Hem ilimizin kuruluşu hem de ilimizin kuruluşu vesilesi olan demir çelik fabrikalarımızın temel atma günü. 81 yaş günümüzü kutluyoruz. Bu 81 yıl içerisinde Karabük ilimiz, fabrikayla beraber doğdu, büyüdü, gelişti. Yaşanabilecek her şeyi yaşadı. İyi, kötü, tatlı her türlü anısı var. Ama gelişme seviyesini hiç kaybetmedi. Bu 81 yıllık gelişme seyrimizde özellikel son 15 yılın öne çıktığını görüyoruz. Son 15 yıl içerisinde Karabük'ün kamu yatırımlarından aldığı pay yaklaşık 5.5 milyar lira. İlimizin her tarafında bu gün kullandığımız yüksek standartlı yolları, göller, orman yolları hepsini görmektedir. Bu yatırımların önemli bir payını Milli Eğitim yatırımları oluşturmaktadır. Milli eğitim anlamında temel problemlerini halletmiş bir iliz. Milli eğitim anlamında gösterge kabul edilen her konuda Türkiye'de ilk ondayız. İlköğretim ve ortaöğretimde hep ilk 3'teyiz. Bugün Karabük'te yaklaşık olarak 38 bin öğrenci, 3 bin 200 öğretmen, 187 okul ile büyük bir eğitim ailesi vardır. Bu aileyle biz Milli Eğitim hizmetlerimizi sürdürüyoruz. Bütün bu verdiğim istatistikler için ben de başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere hükumetlerimize, başbakanlarımıza, Milli Eğitim Bakanlarımıza ve bakanlık teşkilatımıza Karabük halkı adına şükranlarımı arz ediyorum. Bu gün açılacak toplam 12 tesisle de milli eğitim hizmetlerinin daha iyi verileceği garantisini de veriyorum. Bir taraftan da yatırımlarımız devam ediyor. Şu an hali hazırda 22 eğitim yatırımı gözükmektedir. Himmet ve desteğinizden hiç şüphemiz yok. Ben bu anlamda da ne kadar yol kat ettiğimizin farkındayım. Böyle bir günde bizimle beraber olduğunuz için şükranlarımı arz ediyorum. Açılacak okullarımız ve kurumumuzun ilimize, bölgemize ve ülkemize hayırlı olmasını temenni ediyorum."
" Türkiye'nin enerji ihtiyacının yüzde 10'unu karşılayacak bir tesistir"
Ardından konuşan AK Parti Karabük Milletvekili ve TBMM Eski Başkanı Mehmet Ali Şahin, Vladimir Putin'in Türkiye ziyaretini hatırlattı. Kardemir ve Karabük'ün Türkiye için önemli olduğunu da ifade eden Şahin, "KARDEMİR'in temellerinin atıldığı gün biz bunu Karabüklüler olarak Karabük'ün de kuruluşu olarak kabul ediyoruz. Çünkü 13 hanelik bir köydü. Eğer KARDEMİR kurulmamış olsaydı herhalde Karabük bugün bu durumda olmazdı. O bakımdan bizim için 3 Nisan tarihi son derece önemlidir. Hatta 3 Nisan tarihi sadece Karabük için değil tüm Türkiye için önemlidir. Çünkü Türkiye'nin ilk ağır sanayisinin temelinin atıldığı bir tarihtir. Sadece Karabük'ün gelişmesi ve kalkınmasına katkı sağlamamış ki KARDEMİR, Türkiye'nin ilk ağır sanayi tesisi olması sebebiyle Türkiye'nin de kalkınmasına öncülük etmiş olan bir önemli tesisimizdir. 3 Nisan 2018 tarihi Türkiye için bir başka bakımdan da son derece önemli bir tarih olarak hatırlanacaktır. Türkiye'nin ilk nükleer santrali bugün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin tarafından temeli atılacak. Türkiye için son derece önemli bir tesistir bu. Sadece Akkuyu Nükleer Santrali İstanbul'un bugün için ihtiyaç duyduğu enerjinin tamamını üretebilecek kapasitede bir tesistir devreye girdiğinde. Türkiye'nin enerji ihtiyacının yüzde 10'unu karşılayacak bir tesistir. Ama bir siyasi parti çıkmış bugün, bunun yapılmaması için eylemler yapıyor. 'Ölüm santralini istemiyoruz' diyor. Ana muhalefet partisinin yetkilileri. Gerçekten bu nükleer santral ölüm santraliyse buna niye destek veriyoruz niye temel atıyoruz diye baktım başka ülkelerde var mı? Amerika Birleşik Devletleri'nde şu anda 104 tane nükleer santral devrededir. Amerika'da kaç kişi ölmüş. 59 tane nükleer santral şu anda Fransa'da faaliyettedir. 55 tanesi Japonya'da, komşumuz Bulgaristan'da 2 tane, Romanya'da 2, Ukrayna'da 2, Ermenistan'da var. Ama birileri her şeye karşı çıkmayı bir görev biliyor. Köprü yapıyorsunuz, üçüncü havaalanı yapıyorsunuz karşı çıkıyor. Şimdi de efendim bölgesinde önemli önemli sonuçlar doğuracak olan nükleer santrale karşı çıkıyor. Ama milletimizin nezdinde bunların hiçbir değerinin olmadığını da ben biliyorum" diye konuştu.
"İktisadi bağımsızlık olmadan tam bağımsızlık olmaz"
Karabük'te açılışı gerçekleştirilen 12 tesisin kente hayırlı olmasını dileyen Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, "Karabük'ün güzel insanları bugün açılışını gerçekleştirdiğimiz 12 eğitim tesisimiz Karabük ve ilçemiz için hayırlı uğurlu olsun. Emeği geçenlere, destek olanlara, katkıda bulunanlara bir eseri ortaya koyabilmek işbirliği ile mümkündür. Bir araya gelmekle mümkündür. Yıkmak için bir iki kişi yeterli ama yapmak için çok kişinin işbirliği gereklidir. Bu eserleri Karabük'e kazandıran ve destek olanlara teşekkür ediyorum. Eğitimimizin daha kaliteli olması için desteklerini esirgemeyen milletvekillerimize, meclis başkanımıza, eğitime destek olan eğitim gönüllülerine sonsuz teşekkür ediyorum. Bu gün aynı zamanda Karabük'ün kuruluşunun 81. yıldönümü. Ebediyete akıp giden 81 yılda Karabük'ün çok daha başarılara imza atacağına inancım tamdır. 100 kişi bile olmayan bir köyden 110 binin üzerinde Cumhuriyet kenti nasıl oluşturulmuş bu dönemde gördük. Çünkü inandılar ki Gazi Mustafa Kemal'in öncülüğündeki arkadaşları iktisadi bağımsızlık olmadan tam bağımsızlık olmaz. ve biz de inanıyoruz ki Kuvay-i Milliye biziz. Bu ülkenin gerçek gücü biziz. Bu ülkenin gerçek temsilcileri biziz. Bu ülkenin milli iradesinin gerçek temsilcileri de biziz. Kuvay-i Milliyeciler olarak inanıyoruz nitelikli bilgiye sahip olunmadan tam bağımsızlık olunamaz. Dolayısıyla tam bağımsızlık için iktisaden, bilgi ve bilim adamlarına sahip olmak gerekti" diye ifade etti.
"Ülkemiz büyüdü, ekonomimiz güçlendi. İhracatımız arttı"
Daha güçlü ve güzel Türkiye'yi gelecek nesillere bırakma hedefinde olduklarını ifade eden Bakan Yılmaz, şöyle devam etti:
"Bu ana kadar bu millete çok büyük hizmetler verdik. Daha güçlü ve güzel Türkiye'yi gelecek nesillere bırakmak istiyoruz. Bugün dünden daha güçlü olduğumuzu ülkemizin hedefi olan Kızılelma'sı çağdaş uygarlık seviyesinin üzerine her dönemden daha fazla yaklaştığımızı ifade etmek istiyorum. Çalışmaların sonucunda ülkemiz büyüdü, ekonomimiz güçlendi. İhracatımız arttı. Yatırımlar aralıksız devam etti. Rekor seviyede istihdam sağlandı. Sosyo ekonomik göstergelerde büyük oranda iyileşme yakalandı. Halkımızın refahını ilgilendiren eğitim, ulaşım, sağlık, güvenlik ve alt yapı gibi pek çok alanda ilerlemeler sağlandı. Biz sadece bize oy verenlere hizmet götürmedik. Herkes bilir Hakkari'den tek milletvekilimiz bile yok ama Yüksekova'ya Selahattin Eyyübi Havaalanını yaptık. Şırnak Cizre'ye, Iğdır'a havaalanlarını yaptık. Bu aziz milletin 81 milyonunu daha iyi hizmet alması için gece gündüz demeden çalıştık, çalışmaya devam ediyoruz. Hangi alanda olursa olsun bütün çalışmalarımızı insanımızı daha mutlu ülkemizi güçlü yapmaktır."
"Bu kadronun ehliyetinin ve liyakatinin göstergesi bu ülkeye sunduğu hizmet ve eserlerdir"
Türkiye'nin satın alma paritesi anlamında dünyada 13. sırada olduğunu hatırlatan Bakan İsmet Yılmaz, "Ülke olarak gerçekten daha iyi noktadayız. Satın alma paritesi anlamında dünyada 13. sıradayız. Dünyada 200'ün üzerinde ülke var, bütün ülkeleri sollamışsın 13. Sıraya gelmişsin bu büyük bir başarı. Bu millet çok daha iyisine layıktır. Dünyanın ekonomik bakımdan 10 büyük ekonomisi arasına girmemiz gerekir diyoruz. Herkesin işi olsun, aşı olsun, ne başta dert ne de gönülde hasret olsun diyoruz, Yapar mıyız, eğer birlik beraberlik içinde olursak bu ana kadar başardıklarımıza bakarak bundan sonra da hedeflerimizi yakalayacağımıza inanıyoruz. Şunu çok açık ve net olarak söylemek isterim. Bu aziz millet hiç kimsenin karakaşına kara gözüne bakarak oy vermez. Ama neye bakar, kendisine hizmet geliyor mu gelmiyor mu? Bu kadronun ehliyetinin ve liyakatinin göstergesi bu ülkeye sunduğu hizmet ve eserlerdir. Allah'a hamdolsun, çok konuşmadık halka hizmet götürmeye devam ettik. Bugün Türkiye'de ne başarı varsa hepsinin arkasında eğitim var. Bir başarı mı yakalandı eğitimden dolayı. Eğitim olmadan doktor hizmet verebilir mi, mühendis köprüyü yapabilir mi? Marmaray'ı yapabilir mi? Nükleer santrallerle ilgili beraber çalışacağız. İnşallah yeni bölümleri açıyoruz ama bizden önce ihaleye çıkardık, tek teklif dahi verilmezdi. Türkiye'nin bu enerjiyi, bu kabiliyeti kazanması istenmezdi. Belki bu neticelenen ihale ilk değil. Bundan önce 4-5 sefer ihaleye çıkıldı teklif dahil verilmedi. Türkiye şimdi birincisini yaptı, ikincisinin sözleşmesini yaptı. Üçüncüsü için çalışma yapıyor. Bir tanesiyle Türkiye'nin enerji ihtiyacının yüzde 10'unu karşılayacak. Yeter mi yetmez? Fransa bugün toplam enerjisinin yüzde 60'tan fazlasını nükleer enerjiden karşılıyor. Fazla düşünmeye gerek yok, komşun ne yapıyorsa sende onu yap derler. Dolayısıyla bak dünyaya Almanya'nın, İngiltere'nin, İsveç'in, Fransa'nın var. Dünyanın bütün çağdaş ülkelerinde var da Türkiye sahip olmazsa bir eksiklik olmaz mı? Hiç şüpheniz olmasın ne yaptıysak millet için doğrusunu yaptık" şeklinde konuştu.
"584 bin öğretmen ataması gerçekleştirdik"
Bakan İsmet Yılmaz, eğitimin öneminde olduklarını belirterek bakanlığın çalışmalarını da şöyle aktardı:
"Milli Eğitim Bakanlığı olarak eğitimin önemindeyiz, öneminin farkındayız. Türkiye'nin en önemli önceliğinin eğitim olduğunu biliyoruz. Bu önceliğin gereği olarak hükumet bütçemizde en büyük kalemi en büyük payı eğitime ayırdık. Rahmetli Özal döneminde milli gelirde eğitime ayrılan pay 1980'li yıllarda 1.2'ydi. Almanya 4.8 ayırıyordu. 1990'lı yıllarda 2.2 ayırdık, o zaman İtalya 4.9 ayırıyordu. Biz iktidara geldik. 2.9 ayrılıyordu, diğerleri 4.8-4.9 ayırıyordu. Bu gün OECD ortalaması 5.2. Türkiye ise 6.2 pay ayırıyor. Çok net olarak söylüyoruz eğitime öncelik verdik. Göstergesi de milli gelirden ayırdığımız paydır. Dün Avrupa'nın gerisinde eğitime 4'te 1 oranında kaynak ayırırken bugün Avrupa'da eğitime milli gelirden en fazla kaynak ayıran ülkelerden biriyiz. Şimdi biz 134 milyardan fazla para ayırıyoruz. Toplam hükumet bütçesinin yüzde 18'inden fazla. Allah'a hamdolsun, çok iyi bir yolda gidiyoruz. İstiyoruz ki evlatlarımız hayata hazır olsun. Sağlıklı ve mutlu bireyler olarak yetiştirilsin. Bugün Türkiye'de 65 binden fazla okulda, 1 milyondan fazla öğretmenimizle 18 milyona yakın öğrencimize eğitim vermekteyiz. Kaliteli eğitim vermek istiyoruz. Herkes bugün kaliteli eğitimi konuşuyor. Alt yapı olmadan kaliteli eğitimden bahsedilebilir mi? Eğer bugün eğitimde kaliteden bahsediliyorsa alt yapının büyük ölçüde tamamlanmış olmasından kaynaklanıyor. Alt yapı bitmeden kaliteli eğitim konuşulmazdı. Hiç gördünüz mü hastanesi olmayan bir yerde 'MR yok, röntgen yok' denildiğini. Cenab-ı Allah'a hamdolsun biz inanıyoruz ki Türkiye'yi 21.yüzyıla taşıyacak, ülkemizi bilgi ekonomisine geçişinde eğitim şart. 584 bin öğretmen ataması gerçekleştirdik. Kaliteli bir eğitim için aranan unsurlardan birisi öğretmen başına düşen sayısının makul seviyede olması lazım. Kore'de 17, Japonya'da 17, İngiltere'de 17. Bir öğretmene 17 kişi düşüyor. Dünyanın ileri gitmiş ülkeleriyle aynıyız Fransa'dan da daha iyiyiz. Nasıl yaptık, 584 bin öğretmen ataması gerçekleştirerek bunu yaptık. Bugün gördüğümüz her üç öğretmenden ikisi bizim dönemimizde atandı. Bir başka husus, kaliteli eğitim için olmazsa olmaz unsurlardan birisi derslik başına düşen öğrenci sayısının makul seviyede olmasıdır. İlkokulu Sivas'ta, liseyi İstanbul'da okudum. 70 kişilik sınıftaydık. Ders saati muhtemelen 45-50 dakikaydı. 70 kişilik sınıfa bir öğretmen girdiğinde bir öğrencisine bir dakika dahil ayıramazsa kaliteli eğitimden bahsedilebilir mi? Biz geldiğimizde 36'ydı, şimdi tüm Türkiye'de 24'e düşürdük"
"İkili eğitimi daha kaliteli bir eğitim için kaldırıyoruz"
Kaliteli bir eğitim için ikili eğitimin kaldırılacağını belirten Bakan İsmet Yılmaz, "282 bin derslik yaptık. Başbakanımız gelir gelmez talimat verdi. İkili eğitimi kaldıracağız. İkili eğitimi daha kaliteli bir eğitim için kaldırıyoruz. 58 bin dersliğin yapılması lazım. Şu anda 47 bin dersliğin inşası sürüyor, 11 bin derslik ihtiyacımız var. Bunun da en büyüğü İstanbul'da. Eğitime destek seferberliği Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımızın himayelerinde başlatarak 2019 sonunda Türkiye'de ikili eğitimi kaldıracağız. Evlatlarımıza bugün verdiğimiz eğitimden daha kaliteli eğitimi vereceğiz. Kaliteli eğitimi vermek için mutlaka teknolojinin eğitimle buluşturulması lazım. Evlatlarımızın teknolojiyi kullanabilmesi lazım. Bunun için de Fatih Projesi'ni başlattık. 1 milyon 400 binin üzerindeki tablet bilgisayarı öğretmen ve öğrencilerimize dağıtmaya başladık. Yine 430 binin üzerindeki akıllı tahtayı da liselerden başlamak üzere ortaokullarda da öğrencilerimizin hizmetine sunduk. Allah nasip ederse önümüzdeki dönemde ilköğretim, özel eğitim ve mesleki eğitim dahil bütün okullarımızı Fatih Projesi kapsamına alacağız. Evlatlarımızın da teknolojiyi daha iyi kullanmasını sağlayacağız. Çağdaş eğitim için olmazsa olmaz teknolojinin kullanılmasından geçiyor" diye ifade etti.
"Çağdaş uygarlık seviyesinin üzerine çıkmak için müfredatı güncellemek lazım"
Değişen bilgi ve teknolojiye göre ders programlarının da değişmesinin bir zorunluluk olduğunu ifade eden Bakan İsmet Yılmaz, "Bilgi değişiyor, teknoloji değişiyor. Değişen bilgi ve teknolojiye göre ders programlarının da değişmesi de zorunluluktur. Biz çocukken maddenin üç hali var deniliyordu. Şimdi maddenin 4 hali var. Plazma hali diyorlar. Teknoloji böyle değişmişken bilim böyle değişmişken hala maddenin hali 3 dersek evlatlarımızı çağın gerisinde bırakmış oluruz. Çağa uydurmak için uyum göstermek için çağdaş uygarlık seviyesinin üzerine çıkmak için mutlaka müfredatı güncellemek lazım. 51 dersin programını güncelledik. 1-5, 9 sınıflar yeni müfredatla eğitim almaya başladı. İnşallah önümüzdeki yıldan itibaren geri kalanları mutlaka yaygınlaştıracağız. Yeni programlarla, güncellenmiş programlarla evlatlarımıza çağdaş bir eğitim vereceğiz. İnanıyoruz ki bilimden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır" diye konuştu.
"15 Temmuz bu ülke insanının değerler eğitimine sahip olduğunu gösteriyor"
Müfredat güncellemede değerler eğitimine de önem verildiğinin altını çizen Bakan İsmet Yılmaz, "Müfredatı güncellerken sadeleştirmeye dikkat ediyoruz. Okuldaki öğrenmelerin günlük hayatla ilgisinin olmasına dikkat ediyoruz. Değerler eğitimini veriyoruz. Analitik düşünme yeteneğini de hızlandırmak istiyoruz. 15 Temmuz'da bu millet hakkına, hukukuna, evlatlarının geleceğine, seçtikleri aracılığıyla yönetilme hakkına sahip çıktığında bir insan için en değerli şeyi can varlığıdır. Ama bu ülkede canını bile feda edebilecek bu ülkenin değerleri için sokağa çıktı. 7'den 77'ye eğer bu insanların değerler eğitimi olmasaydı, 'Bana ne hali varsa görsün' denilebilirdi. 15 Temmuz bu ülke insanının değerler eğitimine sahip olduğunu gösteriyor" diye konuştu.
"Kaliteli eğitim için okul öncesi eğitimi yaygınlaştırmak olmazsa olmaz unsur"
Okul öncesi eğitimin kaliteli eğitim için yaygınlaştırılması gerektiğine vurgu yapan Bakan İsmet Yılmaz, "Türkiye her alanda hem maddi hem de manevi çok iyi bir yere gidiyor. Başbakanımız bu görevi aldıktan sonra bize talimat verdi. Bir başkası İsmet bey her alanda Avrupa'dan iyiyiz. Ama bir alanda geriyiz. O gerilik de diğer alanlara etki ediyor. Nedir o okul öncesi eğitim. İçimizden okul öncesi eğitime giden var mı? Peki evlatlarını torunlarını gönderen var mı? İşte bizim okul öncesi eğitimde bilimsel araştırmalar göstermiştir ki kaliteli eğitim için olmazsa olmaz unsur okul öncesi eğitimi yaygınlaştırmak. Bir yıl okul öncesi eğitim alan; hiç almayana kıyasla daha başarılı. Biz geldiğimizde okul öncesi öğrenci sayısı 320 bindi. Oranı yüzde 10'a denk geliyordu. Şimdi 1 milyon 479 bin. 5 kat artmış. 80 yılda gelinen mesafeden çok daha fazlasını 5 kat, öğretmen sayısı 7 kat, okul sayısı 3 kat artmıştır. 80 yılda yapılamayanları eğitimde yaptık. Çok iyi bir oranı yakaladık. 5 yaşı yüzde 90'a getirdiğimizde ondan sonra da 4-5 yaş için yüzde 90 hedefini koyacağız. Daha sonra 3 yaşı da arayacağız. Fransa devlet başkanı geçen gün açıklama yaptı. Zorunlu okula gitme yaşını 3 yaşına düşürdü. Okul öncesi 3 yılı zorunlu eğitim programına aldık diyor Fransa. Biz ise yüzde 90'a çıkardığımızda okul öncesi eğitimi de yaygınlaştıracağız. Fırsat eşitliği ilkesi kapsamında okullarda ücretsiz kitap dağıttık. Şartlı eğitim yardımı başlattık. Annelerimize diyoruz kaliteli eğitim için evlatlarınızı düzenli olarak okullara gönderin. İhtiyaç sahibi annelere okul öncesi eğitimde dahil, liselere kadar şartlı eğitim yardımı yaptık. 25 milyonun üzerindeki evladımızın annesine yardım yaptık. Düzenli olarak evlatlarını okula göndersinler de arkadaşlarından geri kalmasınlar diye bunları yaptık" diye ifade etti.
"En çok öğretmen ihtiyacımız eskiden Doğu'da olurdu. Şimdi İstanbul'da"
Bakan İsmet Yılmaz, okul sütü ve kuru üzüm dağıtımı projesinden 6 milyon öğrencinin faydalandığının altını çizdi. Öğrenci yetiştirme ve destekleme kurslarını da hatırlatan Bakan Yılmaz, okullaşma oranında da birçok gelişmiş ülkeden Türkiye'nin daha iyi olduğunu ifade etti.
Yılmaz, "Bugün burada açtığımız okullar gibi Türkiye'nin dört bir tarafına okullar açıyoruz. Eskiden Doğu'ya daha az yatırım yapılırdı. Şimdi biz Doğu'ya daha çok yatırım yaptık. En çok öğretmen ihtiyacımız eskiden Doğu'da olurdu. Şimdi İstanbul'da. Marmara'da öğretmen doluluk oranı norm kadro yüzde 85. Önümüzdeki dönem öğretmen doluluğuna dikkat edeceğiz. Karabük'te de öğretmen eksiğini tamamlayacağız. Karabük'ü daha iyi seviyeye getirelim. 2007'nin son çeyreği ile 2017'nin son çeyreğinde yani 10 yılda OECD bir çalışma yapmış. Son 10 yılda milli gelirini en çok artıran ülke Türkiye. Hiçbir başarı tesadüfen gelmez. Türkiye açık ara büyüdü. Mukayeseli üstünlüğümüz insanımız, beşeri sermayemizi nitelikli kılan eğitimdir" şeklinde sözlerini tamamladı..
Bakan İsmet Yılmaz ve beraberindekiler ardından toplu açılış törenini gerçekleştirdi. Hayır severlere plaketlerinin verildiği programda sınıflar ziyaret edildi. - KARABÜK