Haberler

Milli Eğitim Bakanı, "Şahsıma Fırsat Verin"...

Abone Ol

Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer.(Çocuk işçiler) "Doğrusu bize yansıyan belki bir takım bazı tek tük hadiseler var.(Gazlı içecek ve cips satışı) "Kantinlere 'şunu satın veya bunu satmayın' türünden yasaklamayla çözme imkanımız yok.

Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer:

(Çocuk işçiler) "Doğrusu bize yansıyan belki bir takım bazı tek tük hadiseler var. O hadiselerden hareketle sorunu genelleştirerek bakmak doğru değil ama eğer bu konuda bir ihmal varsa, doğrusu ben onun hesabını ilgili yöneticilerden sorarım"

(Gazlı içecek ve cips satışı) "Kantinlere 'şunu satın veya bunu satmayın' türünden yasaklamayla çözme imkanımız yok. Kırtasiye ve bakkallarda benzer türden yiyeceklerin satılması çocuklarımıza dair başka bir tehdidi ifade ediyor. Bu açıdan ebeveynlerin, öğretmenlerin, okul yöneticilerinin, çocukların bizzat kendilerinin bilinç sahibi olmaları ve bu konuda bir farkındalığa yöneltilmeleri gerekiyor"

Haber: Dilhun GENÇDAL - Kamera: Özgür ARSLAN İstanbul - DHA

Sabri Ülker Gıda Araştırmaları Vakfı (GAV) ve Milli Eğitim Bakanlığı işbirliğiyle 8-11 yaş ilkokul öğrencilerine yönelik geliştirilen "Yemekte Denge" eğitim programı, Kasımpaşa'daki Tuz Ambarı'nda düzenlenen toplantı ile tanıtıldı. Toplantıda konuşan Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, "Çocukların sağlıklı beslenme alışkanlığını günümüzde ve gelecekte kendi yaşamlarında uygulayabilmelerini sağlayacak bu sosyal sorumluluk projesinin pilot uygulaması, 2011-2012 eğitim-öğretim yılının ikinci döneminde, 4 ilde toplam 40 okulda, 8-11 yaş grubundaki sınıflarda başlayacak. Pilot uygulama ile İstanbul, İzmir, Gaziantep ve Trabzon'da toplam 20 bin öğrenciye ulaşmayı amaçlayan projenin, tüm Türkiye'ye yaygınlaştırılması amaçlanıyor. Pilot okulların yanı sıra ulaşılamadığımız çocuklar ve ebeveynler web siteleri aracılığıyla tüm eğitim materyalleri ve oyunlara ulaşabilecek. Projenin ilk adımı, öğretmenlerin ve ebeveynlerin sağlıklı beslenme davranışı geliştirmelerine ilişkin duyarlılık ve farkındalıklarının artırılması ve öğrendiklerini çocuklara ne şekilde

öğreteceklerine ilişkin eğitim almalarıdır" diye konuştu.

İHMAL VARSA, BEN ONUN HESABINI İLGİLİ YÖNETİCİLERDEN SORARIM

Toplantı sonrası basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Bakan Dinçer, çocuk işçilerle ilgili yapılan düzenleme hatırlatılarak, okulların açılmasına rağmen hala bazı çocukların tarlalarda çalışması sorulunca, bu sorunun, çok eski ve köklü sorunlardan biri olduğunu vurgulayarak, kendisinin Çalışma Bakanlığı döneminde hazırladıkları projeyle bu çocukların okullara gitmesiyle ilgili birtakım tedbirler aldıklarını hatırlattı. Dinçer, "Doğrusu bize yansıyan belki bir takım bazı tek tük hadiseler var. O hadiselerden hareketle sorunu genelleştirerek bakmak doğru değil ama eğer bu konuda bir ihmal varsa, doğrusu ben onun hesabını ilgili yöneticilerden sorarım. Bunu açıkça burada paylaşmak istiyorum. Çünkü okul çağındaki bütün çocuklarımızın okula gitmeleri bizim için esastır ve o çocukların eğitimi, sorumluluğu da bizim üzerimizdedir. Bunun başka bir mazereti de olmamalı, ebeveynler bu konuda hassas davranmalılar. Ama ondan daha önemlisi yerel yöneticilerimizin bu konudaki sorumluluklarını yerine getirmelerini ben özellikle rica ediyorum" diye konuştu.

SORUNU ÇÖZMEK İÇİN LÜTFEN BANA, ŞAHSIMA DA FIRSAT VERİN

Anadolu Liseleri'ndeki boş kontenjanlara ve liselere kayıt için ek süre verilip verilmeyeceğinin sorulması üzerine Dinçer, "Ek yeni bir kayıt hakkı tanımayacağız, yeni bir program başlatmayacağız, eğitim programımız başladı. Çocuklarımız eğitim programının tam başında başlayacaklar, eğitimlerini almaya ve sonuna kadar devam edecekler. Velilerin yahut da şimdiye kadarki uygulamalardan kaynaklanan bir takım tereddütlerin ortaya çıkardığı sorunları tekrar tekrar deneyerek, çözme imkanı olmadığını bu vesileyle tekrar görüyoruz. Burada sistemik bir sorun var, o sistemik sorunu çözmek için lütfen bana, şahsıma da fırsat verin. Çünkü, önümüzdeki yıl ben yerleştirme sisteminin bu tip ihmallere, yahut da olumsuz sonuçlara fırsat vermeyecek şekilde geçirilmesi kanaatindeyim" dedi. Dinçer, Anadolu Liseleri'nde 8 bin civarında açık kontenjan bulunduğunu da sözlerine ekledi.

KIRTASİYECİLER VE BAKKALLARIN DA BİLİNÇLİ OLMASI LAZIM

Dinçer, eğitim yılı başlamadan önce gazlı içecek ve cipslere yasak getirilmesine rağmen, bazı bölgelerde kırtasiyelerde satışın söz konusu olduğu ve bunlarla ilgili denetimin yapılıp yapılmayacağı sorulunca da, "Şimdi biliyorsunuz o genelge aslında uygulamaya konuldu, ben o genelgenin başarıyla uygulanıyor olmasından da çok mutluyum. Buna katkı sağlayan herkese de çok teşekkür ediyorum. Okullarda enerji boyutu yüksek, ama beslenme değeri düşük olan bu tip yiyecek ve içeceklerin satılmasının doğru olmadığını hep beraber fark etmiş olduk. Ancak bugün burada başlattığımız programdan da anlaşılacağı gibi, bunu sadece kantinlere 'şunu satın veya bunu satmayın' türünden yasaklamayla çözme imkanımız yok. Kırtasiye ve bakkallarda benzer türden yiyeceklerin satılması çocuklarımıza dair başka bir tehdidi ifade ediyor. Bu açıdan ebeveynlerin, öğretmenlerin, okul yöneticilerinin, çocukların bizzat kendilerinin bilinç sahibi olmaları ve bu konuda bir farkındalığa yöneltilmeleri gerekiyor. Bugün başlatılan proje aslında, çocuklarımızı ve diğer etkileyebilecek aktörleri bilinçlendirmeye yönelik bir çabaydı. Umarım bundan sonra öyle bir bilinç oluştururuz ki, kırtasiyeciler satmaya kalksalar bile kimse onlara iltifat etmez, ama daha da önemlisi kırtasiyeciler ve diğer bu tür yiyecekleri satan bakkalların da benzer bir bilinçle çocuklarımıza sahip çıkmalarını sağlamak olsun" diye konuştu.

TÜRKİYE'DE EĞİTİM SİSTEMİ İLE İLGİLİ YAPILAN DÜZENLEMELER, SADECE BİR KANUNDAN İBARET DEĞİL

"Milli Eğitim Bakanlığının yapısının değişikliğiyle ilgili eleştireler oldu. Siz, neden 'Atatürk'e bağlı öğrenci yetiştirmek' ifadesini kaldırdınız? Bununla ilgili açıklamanız olacak mı?" sorusu üzerine ise Dinçer, "Biz bir Teşkilat Kanunu hazırladık. Teşkilat Kanunu'nda olması gerekenler yer aldı. Sadece bu kadarını söyleyeyim. Onun dışında hiçbir şey çıkarılmış değil. Herşey, Türkiye'de eğitim sistemi ile ilgili yapılan düzenlemeler, sadece bir kanundan ibaret değil. Anayasamız, Temel Eğitim Kanunu, Tevhid Tedrisat Kanunu gibi benzeri pek çok şey, sizin öngördüğünüz belki de eleştirilen boyutları zaten taşıyan muhtevaya sahip. Bu açıdan bakıldığında dikkatle bakacak olursanız bizim Teşkilat Kanunu'muz, sadece teşkilatlanmayla ilgili konuları içeriyor" dedi.

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel

Politika Güncel Politika Güncel Haberler

Bakmadan Geçme

1000
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title