Milli Eğitim'den Yükseköğretim Çıkışı
Milli Eğitim'in çiçeği burnunda Bakanı Nabi Avcı, ilk iş olarak Yüksek Öğretime el attı.
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Yükseköğretim Yasa Tasarısı Taslağı'nı eleştirileri ve karşı önerileriyle Başbakanlığa gönderdiklerini, burada oluşturulacak çalışma grubunun konuyu tüm yönleriyle tekrar değerlendireceğini belirterek, "Muhtemelen eldeki taslakla çok bağlı olmayan yeni bir tasarı orada hazırlanacak" dedi.
Avcı, Başkent Öğretmenevi'nde bir araya geldiği gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Öğretmenlerle arasının nasıl olduğunun sorulması üzerine Avcı, iletişimde her zaman sorunların yaşanabileceğini ancak bunların iyi niyetle aşılabileceğini söyledi.
Öğretmenlerle iyi diyaloğunun olduğunu, bunun karşılığını da öğretmenlerden almaktan duyduğu memnuniyeti dile getiren Avcı, "Aramız iyidir, daha da iyi olacak inşallah. Tabii kuru kuru muhabbet de yetmez. Öğretmenlerimizin şüphesiz maddi koşullar bakımından beklentilerinin olduğunu biliyorum, bunlar haklı beklentiler. Dolayısıyla belli bir hesap kitap içinde bu beklentiler için benim elimden gelen ne varsa bunları yapmak istiyorum" diye konuştu.
Okullarda serbest kıyafet uygulamasında sorun olup olmadığını, bu konudaki izlenimlerinin sorulması üzerine Avcı, bir fıkra anlattı ve şunları söyledi:
"Bir kütüphaneciye sormuşlar 'İşler nasıl gidiyor' diye. Demiş ki 'Çok iyi. Dışarda ödünç verdiğim sadece bir tane kitap var. O da gelince her şey daha da yoluna girecek.' Eğer işlerin yolunda olmasından böyle bir şey anlarsak bu doğru değil. Şüphesiz dışarda birçok kitabımız olacak, onlardan bir kısmını insanlar geri getirmeyecekler, kaybedecekler. Böyle sorunları çözmek kütüphanecinin görevi. Bizim de Milli Eğitim Bakanlığı olarak tabii birçok sorunumuz var. Bunların bir kısmını çözdük bu güne kadar. Başka alanlarda olduğu gibi bu alanda da çok ciddi adımlar atıldı. Pek çok sorun çözüldü ama hayat sınırlı sayıda sorunlardan ibaret değil. Siyaset sorun çözme sanatıdır. O yüzden siyasetin de sorunların da sonu gelmez."
Bakanlığının sorumluluk alanlarının tüm Türkiye'yi ilgilendirdiğini vurgulayan Bakan Avcı, şöyle devam etti:
"Dünyanın en doğru kararını bile alsanız bu kadar geniş kitle içinde
'beğenmedim' diyecek insan mutlaka çıkar. Bu kadar büyük bir kitlede bundan memnun olmayacak insanlar çıkar. İnsan doğasının özünde olan bir şey. Biz aldığımız her kararın, yaptığımız her uygulamanın herkes tarafından ağız birliğiyle alkışlanmasını tabii ki beklemiyoruz ama en azından genel, makul bir ortalamada buluşmak gerektiğini düşünerek mümkün olduğunca danışma süreçlerini geniş tutmaya çalıştık, çalışıyoruz, bundan sonra da çalışacağız. Aldığımız kararlar, yaptığımız uygulamalar şüphesiz doğrular kadar yanlışlar da içerebilir. Yanlış yapmış da olabiliriz. Geçmişte de yapmışızdır bundan sonra da yaparız çünkü hepimiz insanız. İnsanlar tek tek yanlış yapabildiği gibi kurumsal olarak da yanlışlar yapabilirler. Biz de yapabiliriz. Ama önemli olan bunları düzeltebilecek mekanizmaları da oluşturup oluşturamadığımızdır. Biz yanlışlarımızı görmekten ve değiştirmekten çekinmeyiz."
-"4+4+4 sürecinin bir tane mimarı yok"-
Zorunlu eğitimi 12 yıla çıkaran sistemin "mimarının" kendisinin olup olmadığının ve uygulamada eksiklikler görüp görmediğinin sorulması üzerine Avcı,
"4+4+4 sürecinin bir tane mimarı yok. Bu süreçte yapılan düzenlemeler geçmiş yıllarda yapılan muhtelif şura kararlarına dayanıyor" yanıtını verdi.
Milli Eğitim Bakanlığı'nın paydaşlarla bir araya geldiği bir şura geleneğinin olduğunu hatırlatan Avcı, yapılan düzenlemenin herhangi bir kişiye atfedilebilecek bir çalışma olmadığını söyledi.
Eğitimde yapılan her türlü düzenlemenin kendi içinde risk barındırdığını dile getiren Avcı, eğitimde yapılan düzenlemelerin otoyolda 150-200 kilometre hızla giden bir otobüsün motorunu yenilenmesi işlemine benzetti. Avcı, şunları söyledi:
"Hem bu araçlar yoluna devam edecek, yolcular rahatsız edilmeyecek hem de aracın belli başlı ayarları elden geçirilecek hatta lastik değiştirilecek. Hem sistem işlemeye devam edecek hem de rektifiye işlemleri yapılacak. Bu çok riskli ve zor bir iş. Eğitim de öyle. Milyonlarca öğrenci, öğretmen ve aileyi ilgilendiren sürecin siz rektifiye ediyorsunuz, bir yerlerini değiştiriyorsunuz. Bunu yaparken insanlara şunu diyemiyorsunuz, 'Bir dakika arkadaşlar biz şimdi eğitimde reform yapacağız bu sene çocuklarınızı okula göndermeyin. Biz ders programlarımızı yenileyelim, öğretmenlerimizi hizmet içi eğitimden geçirelim, okullarımızı yeniden düzenleyelim ondan sonra seneye gelip kaldınız yerden devam edin.' Böyle bir şey yok. Çok zor bir süreçti. Bu zor sürecin en büyük ağırlığını da gerçekten öğretmenlerimiz çektiler. Geçen sene yaz tatilinde bu yeni programlara, müfredatlara ayak uydurabilmek için öğretmenlerimiz geçen yaz hiç tatil yapmadılar. Geceli gündüz çalıştılar, idarecilerimiz, okul yöneticilerimiz. Derslikler düzenlendi, okullar hazırlandı, müfredattaki değişiklikler öğretmenlerle hizmet içi eğitimde paylaşıldı. Çok yoğun, çok hızlı, çok yorucu bir süreçte bu ders yılı başında bu yeni düzenlemeye geçildi. Sorunlar yok mu- Şüphesiz bölgesel olarak, yerel olarak birçok yerde o okul değil de bu okul, o sınıf değil de bu sınıf, bu öğretmen değil de o öğretmen, o ders kitabı değil de bu ders kitabı türünde sıkıntılar yaşandı, yaşanır. Ama bu ölçekte bir düzenleme için bu kadar az sorunun ortaya çıkmış olması bir başarıdır. O bakımdan öğretmenlerimize, idarecilerimize teşekkür borçluyuz. Dünyanın başka her hangi bir yerinde böylesine büyük ölçekli bir düzenleme bu kadar az sorunla halledilemez. Bu işi en az sorunla başarılı bir şekilde yönetti Milli Eğitim bürokrasimiz, öğretmenlerimiz, yöneticilerimiz ve velilerimiz. Milletçe el birliği ile çok zor bir düzenleme sürecini mümkün olan en az sorun ve başarıyla gerçekleştirdik ve gerçekleştiriyoruz."
-YÖK Yasa Tasarısı Taslağı-
Bakan Avcı, YÖK'ün taslak çalışmasına ilişkin soru üzerine de YÖK'ün hemen hemen bütün üniversitelerle görüşerek bir taslak hazırladığını anımsattı.
Taslağın Bakanlığa gönderildiğini de anımsatan Avcı, anayasal bir kurum olan YÖK ile ilgili her düzenlemesinin anayasal değişikliği de gerektirdiğine dikkat çekti. İşin Maliye Bakanlığı'nı ilgilendiren bölümlerinin de olduğunu, sürecin sadece kendi Bakanlığı'nın çalışmasıyla tamamlanamayacağını bildiren Avcı,
"Milli Eğitim Bakanlığı olarak biz, bu taslağı eleştirilerimiz ve karşı önerilerimizle birlikte Başbakanlığa gönderdik. Başbakanlıkta bu konuyla ilgili bir çalışma grubu oluşturuluyor, oluşturulacak. O grup, işe anayasal, mali, hukuki ve eğitim, bürokratik boyutuyla, bütün boyutları ve ilgili bütün paydaşların görüşleri, YÖK zaten bunları toplamıştı, onları da tekrar değerlendirerek muhtemelen eldeki taslakla çok bağlı olmayan yeni bir tasarı orada hazırlanacak" diye konuştu.
-"Evde orayı çalışıyorduk, elektrikler kesildi"-
Dershanelerin kapatılmasına yönelik bir soru üzerine Avcı'nın yaptığı "Tam evde orayı çalışıyorduk, elektrikler kesildi' esprisi salondakileri güldürdü. Konuyla ilgili çalışmalarının devam ettiğini ifade eden Avcı, "(Konuyla ilgili çalışmalarımız sürüyor) lafı orta sahada top çevirme lafıdır ama gerçekten çalışmalarımız sürüyor. Bütün boyutlarıyla konuyu inceliyoruz. Dolayısıyla nihai bir çözüm veya karar aşamasına gelmeden, sağından solundan çekiştirilecek sözler söylemek istemiyorum" dedi.
(sürecek)
Muhabir: Sarp Özer-Yıldız Aktaş
Yayıncı: Tolga Özgenç - ANKARA