Milli Savunma Bakan Yardımcısı Dere, MKEK için hazırlanan kanun teklifini değerlendirdi Açıklaması
Milli Savunma Bakan Yardımcısı Muhsin Dere, Kırıkkale Makine Kimya Endüstrisi Kurumunun (MKEK) yapı ve statüsünün değiştirilmesine yönelik kanun teklifiyle ilgili, "Biz diyoruz ki MKEK gibi kritik yerler belli ölçüde devletin yönetiminde kalsın, yüzde 100 kamu olsun, fabrikalar, tersaneler...
Milli Savunma Bakan Yardımcısı Muhsin Dere, Kırıkkale Makine Kimya Endüstrisi Kurumunun (MKEK) yapı ve statüsünün değiştirilmesine yönelik kanun teklifiyle ilgili, "Biz diyoruz ki MKEK gibi kritik yerler belli ölçüde devletin yönetiminde kalsın, yüzde 100 kamu olsun, fabrikalar, tersaneler devlette kalsın ama biraz özel sektör mantığıyla hareket etsin. Özel sektörle iş birliği yapsın." dedi.
Dere, SAHA İstanbul ile Çorum Ticaret ve Sanayi Odasınca (TSO), Çorum TSO toplantı salonunda düzenlenen "Savunma Sanayi Buluşması" toplantısında, MKEK'nin yapısı ve statüsünün değiştirilmesine yönelik kanun teklifinin bugün TBMM gündeminde yer alacağını söyledi.
MKEK'nin Hazineye ait kamu iktisadi teşekkülü (KİT) statüsü bulunduğunu hatırlatan Dere, bunun yönetimi Milli Savunma Bakanlığına bağlı yüzde 100 kamu ama bir şirket olduğunda her türlü iş birliğine açık olacağını anlattı.
MKEK'nin 100 yıllık bir kurum olduğunu, artık yapısının değişmesi gerektiğini vurgulayan Dere, "Biz diyoruz ki MKEK gibi kritik yerler belli ölçüde devletin yönetiminde kalsın, yüzde 100 kamu olsun, fabrikalar, tersaneler devlette kalsın ama biraz özel sektör mantığıyla hareket etsin. Özel sektörle iş birliği yapsın. Genel müdürlük binasında 700 personel çalışmasın. MKEK fabrikalardan oluşan bir kurum, fabrikalarda çalışsın. Özel sektöre daha çok iş versin. Kendisi kritik teknolojilerde belirleyici olsun ama özel sektörün desteğiyle ayakta dursun." ifadelerini kullandı.
Türkiye'de 27 askeri fabrikada 15 bin personel çalıştığını dile getiren Dere, "Asker, sivil, işçi, mühendis, birlikte güzel uyumla çalışmalar devam ediyor. Burada stratejik iş birliği anlaşmalarıyla tedarikçi müesseseleriyle özel sektörle iş birliği yapsın. Özel sektör yerlileştirsin ve biz oradan alım garantisi verelim. 5-10 yıl uzun süreli sözleşmelerle faaliyetlerimizi bu şekilde devam ettirelim." diye konuştu.
Askeri tesislerin özel sektörle iş birliği yaparak yerlileşmesini hedeflediklerini aktaran Dere, şunları kaydetti:
"Devletin mülkiyetinde kalması gereken yerler, kritik olanlar devletin mülkiyetinde kalsın. Kısaca şunu demeye çalışıyoruz. Bizim için asker, sivil, özel sektör, kamu ayrımı yok. Yani ciddi olarak işimizi yapalım, el ele verelim, özel sektör kamu ayrımı yapmayalım, kamu bürokrasisinin eski, ruhsuz halini kırıp atalım artık. Bürokrasi, engel mekanizması olmasın ama bürokrasinin ihtiyaç olduğunu da unutmayalım. Devletin bir işleyişinin olduğunu, bu düzenin herkese lazım olduğunu unutmayalım. Bu şekilde iş birliği ve koordinasyonla çalışırsak inşallah çok daha iyi noktalara geliriz savunma sanayisinde."
"Son 20 ayda 24 Ar-Ge projesine başlayıp tamamladık"
MKEK Genel Müdürü Yasin Akdere ise kurumun 1950'lerde Türkiye için ne kadar önemliyse 2023, 2053 ve 2071'de de aynı öneme sahip olacağına işaret etti.
Kurumun daha dinamik, sektörü yönlendirecek, özel sektörle iş birlikleriyle rekabetçiliğini artıracak, sadece yurt içinde değil, ihracat potansiyelini de kullanarak büyük bir oyuncu olarak dünyada ses getiren teknolojilere yatırım yapan yapıya dönüştürülmesinin planlandığını anlatan Akdere, ortaklarıyla beraber yarının Türkiye'sini inşa edecek bir Makine Kimya Endüstrisini hazırlamaya çalıştıklarını söyledi.
MKEK'nin silah, mühimmat, roket ve patlayıcı kimyasal ile makine olmak üzere 4 ana iş kolunda faaliyet gösterdiğini belirten Akdere, "Son 20 ayda 24 Ar-Ge projesine başlayıp tamamladık. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bize, 'Yapılmayanı yapın, ağır silahlarda çeşitliliği sağlayın' şeklinde talimat verdi. İnşallah en kısa zamanda hızlı hareket edebilecek bir yapıya kavuşmuş olacağız Bazı engellerimiz var. Mevzuat ile ilgili sıkıntılarımızı aştıktan sonra değerli sanayicilerimizle yarınımızı garanti altına alarak yapılmayanı yapacağız." değerlendirmesinde bulundu.
MKEK olarak 76 milimetre deniz topu yaptıklarının altını çizen Akdere, şöyle devam etti:
"Bir müttefik ülke 8,2 milyon avroya yapıyor. Parayı peşin veriyorsunuz, 'Topu 24 ay sonra alırsınız' diyorlar ama gün geldiğinde, 'Avrupa Birliği ambargo koyduğundan dolayı teslim edemiyoruz' diyorlardı. 'Normalde 72 ayda tamamlanacak Ar-Ge'yi nasıl kısa zamanda tamamlarız?' dedik. Paydaş firmalarla 12 ay gibi bir sürede Ar-Ge çalışmalarını bitirdik. Şu anda montaj aşaması durumundayız, önümüzdeki ay atışlarımızı yapacağız. Deniz kuvvetlerimizin ihtiyacı olan deniz topunu kendimiz üretiyor olacağız. Bu projeye başladığımızda, 'Bunlar nasılsa bunu yapamaz' demişlerdi. Proje yeşermeye başlayınca, 'Biz bunu size 8,2'ye değil, 5,1'e verelim. Hatta eğitim mühimmatlarını da yanında verelim' dediler. Sayın Bakanımız aradı, 'Ne kadara bitiriyorsun bu ürünü?' diye sordu. 4,7 milyon dolara bitirdiğimizi söylediğimde, 'Gerekirse 14,7 milyon dolar harcayacaksın, bu proje hayata geçecek, geri adım atılmayacak' dedi. Böyle bir irade var arkamızda."
Akdere, MKEK'de 478 ana ürünün yüzde 62'sinin yerli imkanlarla üretildiğini, kalan kısmının yerlileştirilmesinin de son derece önemli olduğunu ifade ederek, "Yapılmayanın yapılması yönünde çalışmalara ağırlık verildi. 2020 yılında 2,8 milyar lira olan ciroyu bu yıl 4,8'e, 2022'de de 8,6 milyar liraya çıkartmayı hedefliyoruz." dedi.