Haberler

Minik Fatmagül Tanı Konulan İkinci Hasta Oldu

Abone Ol

Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Çocuk Gastroenterolojisi Bilim Dalı'nda, şiddetli ishal sorunu yaşayan Bursalı 5 yaşındaki Fatmagül Bektaş'a Türkiye'de ikinci defa 'sukraz izomaltaz eksikliği' hastalığı...

Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Çocuk Gastroenterolojisi Bilim Dalı'nda, şiddetli ishal sorunu yaşayan Bursalı 5 yaşındaki Fatmagül Bektaş'a Türkiye'de ikinci defa 'sukraz izomaltaz eksikliği' hastalığı tanısı konuldu. Prof. Dr. Sema Aydoğdu, bu hastalığın, bağırsaktaki şeker, nişasta ve karbonhidratın sindirim ve emilimiyle görevli olan hücrelerde bulunan enzimin eksikliği anlamına geldiğini, kemik erimesi ile gelişme geriliğine yol açtığını söyledi.

Bursa'da oturan 30 yaşındaki Meryem ve 35 yaşındaki Muharrem Bektaş çiftinin 6 yıl önce yaptığı evlilikten Fatmagül adını verdikleri kızları dünyaya geldi. Yaklaşık 6 ay anne sütüyle beslenen ve herhangi sağlık sorunu bulunmayan Fatmagül, ek gıdalar alınca şiddetli ishal başladı. Küçük Fatmagül, hastaneye götürülmesine rağmen ishalden kurtulamadı. Bektaş çifti hastane hastane dolaşarak küçük kızları için çare aradı. Böbrek rahatsızlığı sebebiyle ishal sorunu yaşadığı belirtilen Fatmagül, uzun süre çeşitli tedaviler görmesine rağmen şiddetli ishal devam etti.

İshalin yanı sıra gelişme geriliği ve kemik erimesi gibi sorunların baş gösterdiği Fatmagül Bektaş, yaklaşık bir ay önce Ege Üniversitesi (EÜ) Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi'ne getirildi. EÜ Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Çocuk Gastroenterolojisi Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Sema Aydoğdu ve ekibi tarafından muayene edilen, tetkikleri yapılan Bektaş'a, Manisalı Beyza Adabay'dan sonra Türkiye'de ikincisi kez 'sukraz izomaltaz eksikliği' hastalığı tanısı konuldu.

SADECE ET İLE BESLENİYORLAR

Sukraz izomaltaz eksikliğinin bağırsaktaki şeker, nişasta ve karbonhidratın sindirim ve emiliminde görevli olan hücrelerde bulunan enzimin eksikliği anlamına geldiğini belirten Prof. Dr. Aydoğdu, bunun çocuğun büyümesine engel olduğu gibi, çocukta kemik erimesi ve gelişme geriliğine yol açtığını söyledi. Bu hastalığı olan kişinin meyve, sebze, pirinç, patates, çikolata gibi hiçbir besini yiyemediğini söyleyen Aydoğdu, hastanın sadece et ile beslenebildiğini belirtti. Hastalığın genetik olduğunu söyleyen Aydoğdu, "Şekerli ve nişastalı gıdaların sindirimi için ince bağırsak hücrelerinde sukraz ve izomaltaz isimli enzimlerin miktarının düşük olması veya hiç olmaması sonucu ortaya çıkan bir hastalık. Bebekler anne sütüyle beslendikten sonra ek gıdalarda yapılan beslenmede, hepsi de nişastalı ve şekerli gıdalar olduğu için bu sorun ortaya çıkıyor. Bu hastalık belirtisini çok şiddetli ishal ile gösteriyor. Hastada adeta idrar gibi ishale sebep oluyor" dedi.

BAĞIRSAK KANSERİNE SEBEP OLUYOR

Fatmagül'ün çok şiddetli ishal sorunu ile hastaneye getirildiğini anlatan Prof. Dr. Aydoğdu, "Günde 1 litreye varan bir dışkılaması vardı. Oysa bu yaşta bir çocuk için normal olanı 100 gramlık bir dışkılama yapmaktır. Çok şiddetli bir karın şişliği var. Bu sukraz ve izomaltaz sadece çocuklukta değil, her yaşta enzim eksikliğine göre kişinin başına gelebiliyor. Bu hastalığa tanı konulması çok zor. Çok sayıda gıda etkilediği için biz hekimlerin tanı koymakta güçlük çektiği bir hastalık. Çok dikkat etmemiz gereken bir sorun. Hep bu sorunu çekenlerin hastalığı gözden kaçıyor. Yıllarca bu sorunu çekmek zorunda kalıyor. Fatmagül şu an 5 yaşında ama hastalığı sebebiyle çok ciddi bir gelişme geriliği var. Şu an 3 yaşında bir çocuk kadar. Bu hastalık çocuklarda gelişme geriliğine ve kemik erimesine yol açıyor. Bu tanının gecikmesi daha ileri yıllarda bağırsak kanseri gelişimine yol açıyor. Bu tür geçmeyen ishali olan çocuk, genç ve yetişkinler doktora başvurmalı, nedenlerinin araştırılması sağlamalıdır" diye konuştu.

GEREKLİ İLAÇ GELDİĞİNDE ÇİKOLATA YİYEBİLECEK

Hastalığın Avrupa kıtasında çok daha fazla görüldüğünü, ancak Asya ve Afrika'da nadiren rastlanan bir hastalık olduğunu söyleyen Prof. Dr. Aydoğdu, "Avrupa verilerine baktığımızda bu hastalık 5 bin kişide bir insanda görülüyor. Asya ve Afrika'da az görülen bir hastalıktır. Verilere baktığımızda ve bizdeki akraba evliliklerini düşündüğümüzde, ülkemizde hastalığın yaklaşık 50 ile 80 bin arasında kişide olduğunu tahmin ediyoruz. Ama bu kadar hasta verisi elimizde olmasına rağmen kesin tanı olan hasta sayımız ise şuan sadece iki. Bu yüzden tanı almamış ve çok uzun süre devam eden ishallerde sukraz ve izomaltaz hastalığını göz önünde bulunduralım" dedi.

Hastalığın ekmek içinde bulunan bir bakterinden üretilen özel bir enzimle tedavi edildiğini belirtilen Prdf. Dr. Aydoğdu, "Tedavi için özel bir enzim gerekiyor. Bu da Amerika'da üretiliyor. Bu enzim geldikten sonra kızımız kısmi olarak nişastalı ve şekerli ürünleri tüketebilecek. Şu an ise meyve ve çikolata yiyemiyor. Diyet altında zor tutuyoruz ama enzim geldiğinde normale dönecek. O yüzden gereken enzimin yurtdışından biran önce temin edilmesi gerekiyor" diye konuştu.

'DÖRT GÖZLE İLACIMIZI BEKLİYORUZ'

Uzun yıllardır Fatmagül'ün şiddetli ishal sorunu olduğunu anlatan anne Meryem Bektaş, "Kızımızı bugüne kadar çok sayıda hastaneye götürdük. Şiddetli ishal belirtisine, böbrek rahatsızlığı teşhisi konuldu. Bir ay önce ise kızımızı Ege Üniversitesi Hastanesi'ne getirdik. Nadir görülen bir hastalığı olduğunu öğrendik. Şu an yaptığı diyet ile kısmen iyi durumda. Ama et dışına hiçbir şey yiyemiyor. Çocuk olduğu için çikolata ve meyve yemek istiyor. Ama hiçbirini yiyemiyor. Bu sorun ilaç geldiğinde çözülebiecek. Şu an ilacımızı bekliyoruz. İlacımızın ne kadar hızlı gelirse bizim için o kadar iyi olacak" dedi. - İzmir

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel

Ege Üniversitesi Muharrem Bektaş Sema Aydoğdu Türkiye Politika Güncel Haberler

Bakmadan Geçme

1000
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title