Minik Muharrem'in Ölümüne Bakanlıktan Müdahillik Talebi
Van'ın Gürpınar İlçesi'ne bağlı Yalınca Köyü Çalık Mezrası'nda, geçen 1 Şubat gecesi yolların kardan kapalı olması nedeniyle hastaneye kaldırılamayarak hayatını kaybeden 1,5 yaşındaki Muharrem Taş'ın ölümüyle ilgili soruşturma devam ediyor.
Van'ın Gürpınar İlçesi'ne bağlı Yalınca Köyü Çalık Mezrası'nda, geçen 1 Şubat gecesi yolların kardan kapalı olması nedeniyle hastaneye kaldırılamayarak hayatını kaybeden 1,5 yaşındaki Muharrem Taş'ın ölümüyle ilgili soruşturma devam ediyor. Sarışturmada tanık beyanları tamamlanırken, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı da açılacak olan kamu davasına müdahil olmak istedi.
Gürpınar İlçesi'ne bağlı Yalınca Köyü'nün Çalık Mezrası'nda yaşayan 1,5 yaşındaki Muharrem Taş, yolların kardan kapalı olması nedeniyle hastaneye kaldırılamayarak hayatını kaybetti. Muharrem'in cenazesi de ailesi ve yakınları tarafından çuvalla Yalınca Köyü'ne ardından da araçla Van'a getirildi. Taş ailesinin cep telefonuyla yaşadığı zorlukları kaydetmesi ve bunun kamuoyuna yansıması üzerine büyük yankı buldu. Taş ailesi, çocuklarının ölümünden sorumlu tuttukları kurumlar hakkında şikayetçi olunca soruşturma başlatıldı. Soruşturma ile ilgili Van Baro Başkanı Murat Timur, bugün açıklama yaptı. Timur şöyle konuştu
Savcılık soruşturma ile ilgili önemli kısmını tamamladı. Bu aşamadan sonra artık Başsavcılığın yetkililer ile ilgili soruşturma izni talep etmesi gerekiyor. Bugün yaptığımz görüşmede Başsavcı, soruşturma izni için yetkili makamlara başvuru yapacağını söyledi. Bugün itibariyle şikayetçilerin tanıkların tamamı dinlendi. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın da dosyaya müdahil olmak istemesi önemli gelişme. Bir taraftan bazı basın yayın kuruluşlarında olayın vicdanları sızlatacak şekilde olayın mizansen olduğu konusunda açıklamaları olurken, bazı bakanlar gerek Van'daki açıklamalar ve dün itibariyse bakanlığın soruşturmaya müdahil olmak istemesi aslında burda bir hata olduğunu devlet makamlarının da kabul ettiğini açıkça göstermektedir. Bakanlığın çocuk ölümü ile bu dosyada şikayetçi olmak istemesi çok önemli bir gelişme. Biz de Baro olarak bu konunun takipçisi olacağız. Bazı basın yayın kuruluşlarının vicdanları sızlatacak şekilde mizansen açıklamaları ile ilgili tekzip yaynlanması konusunda ki metninide bugün göndereceğiz.
KORUCU İFADE VERDİ
Soruşturma kapsamında Muharrem Taş'ın babası Abdulvahap Taş'ın görüştüğü korucu Enver Taşar da dinlendi. Korucu Taşar olay günü Muharremin babasının kendisini telefonla aradığını belirterek, Baba beni arayarak, oğlunun çok hasta olduğunu yolların kapalı olduğu için çıkamadığını söyledi. Acil yardım gelmesi gerektiğini söyledi. Bunun üzerine ben de karakolu aradım. Daha sonra tekrar kendisini aradığımda, karakoldaki komutan kendisinin de Karayollarını aradığını, Karayollarının kendi mıntıkıları olmadığını, olay olmadan gidemeyeceklerini bunun üzerine köy hizmetlerini aradığını, yetkililerin orayı açacak araçlarının bulunmadığını söylediklerini 112'ye de haber verdiklerini, onların da yol açılmadığı sürece, yol açacak aracın kendilerine refakat etmediği sürece gelemeyeceklerini söyledi dedi.
CENAZE İÇİN DE AMBULANS GÖNDERMEDİLER
Korucu Taşar, o gün hem baba, hem de karakoldakilerle defalarca telefonla görüştüğünü de belirterek, Gece saat 02.00'de çocuk vefat etmiş. Oğlunun vefat ettiğini, cenaze için yardım istediğini söyledi. Ben yine karakol komutanını arayarak durumu bildirdim. Bu arada il merkezinde gelen yakınları sabah 06,30'da köye geldiler. Ben de onlara katıldım ve mezraya gittik. Mezradan cesedi alıp köye kadar getirdik. Biz cesedi yürüyerek getirirken, yaklaşık 14.30 sıralarında bir bayan arayarak telefonumu karakoldan aldıklarını 112 servisinden aradıklarını söyledi. Daha sonra telefonu bir doktora verdi. Erkek olan doktor bana hasta olup olmadığını sordu. Ben de hastanın gece 02.00 sıralarında vefat ettiğini, ama cenaze için yardım gelmesi gerektiğini söyledim. Doktor ceset için 112 servisinden ambulans gönderemediklerini söyledi. Akabinde çocuğun yakınları ve annesini durumunu sordu. Ben de annesinin durumunun iyi olmadığını, zaman zaman baygınlık geçirdiğini söyledim. Doktor bu tür vakalara da ambulans gönderemeyeceklerini söyledi. Ben de iki çocuk daha var. onlar da hasta onlar için bari gelin deyince onları da kendi imkanlarınızla getirin dedi. Telefonu kapattı diye konuştu.