Haberler

Misak-ı Milli, kabul edilişinin 100. yılında anıldı

Güncelleme:
Abone Ol

Türk Tarih Kurumu (TTK), Misak-ı Milli kararlarının kabul edilişinin 100. yıl dönümü dolayısıyla bir dizi anma etkinliği düzenledi.

Türk Tarih Kurumu (TTK), Misak-ı Milli kararlarının kabul edilişinin 100. yıl dönümü dolayısıyla bir dizi anma etkinliği düzenledi.

"Milli And" anlamına gelen ve 28 Ocak 1920 tarihinde toplanan son Osmanlı Mebusan Meclisinin gizli oturumunda kabul edilen 6 karardan oluşan "Misak-ı Milli"yi anma etkinlikleri, 100 yıl önce gizli oturumun gerçekleştirildiği Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi (MSGÜ) Güzel Sanatlar Fakültesi Konferans Salonunda düzenlenen "100. yılında Misak-ı Milli" programıyla başladı.

Eski TBMM Başkanı ve AK Parti İzmir Milletvekili Binali Yıldırım, programdaki konuşmasında, Misak-ı Milli kararlarının milli sınırların belirlendiği bir belge olarak hafızalarda yer aldığını anımsattı.

31 Mart 1877'de açılan Meclis-i Mebusan'ın yaptığı en kıymetli çalışmanın Misak-ı Milli kararlarını almak olduğunu belirten Yıldırım, bu kararların, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Samsun, Amasya, Erzurum, Sivas güzergahında başlattığı İstiklal Mücadelesi'nde ele alınan ilkelerinin özeti olduğunu söyledi.

Yıldırım, Misak-ı Milli'nin Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş belgesi olarak kabul edildiğine, milli mücadeleyi başarısızlığa mahkum etmek isteyen fitne odaklarına en güzel cevabın bu belgeyle verildiğine dikkati çekti.

Bugün Misak-ı Milli sınırlarına tam olarak ulaşılamamış olsa bile 780 bin kilometrekarelik vatan toprağının düşmandan temizlendiğini aktararak, şöyle devam etti:

"Bugün de milli egemenliği korumak ve devam ettirmek için büyük bir mücadele veriyoruz. Bu noktada en son yaşadığımız 15 Temmuz önümüzdeki en canlı örnektir. 15 Temmuz'da milletin istiklaline, istikbaline asker kılığına girmiş bir grup tarafından kastedilmeye çalışılmış, o gece Gazi Meclisimiz kahramanca bir direniş göstermiştir. Ülkenin Cumhurbaşkanı, Başbakanı ve millet olarak kadınıyla erkeğiyle genciyle yaşlısıyla topa, tüfeğe, uçağa, helikoptere, bombaya karşı göğüslerini siper ederek kahramanca ülkeyi teröristlerden temizlemiştir. Ay yıldızlı bayrağımız inmemiş, ezanlarımız dinmemiştir."

Milli irade ve egemenliğin olmadığı yerde bağımsızlıktan, insan haklarından ve güçlü ekonomiden söz edilemeyeceğine dikkati çeken Yıldırım, toprakları üzerinde bağımsız olmayan bir milletin egemenlik yetkisini asla kullanamayacağının altını çizdi.

Siyaset anlayışları gereği milletle birlikte olmayı çok önemsediklerini dile getiren Yıldırım, 100 yıl önce son Osmanlı Meclisi'nde alınan kararların hedefine ve ruhuna bugün de aynı şekilde bağlı olduklarını söyledi.

"Mavi Vatan'da ülkemizin hükümranlık haklarını korumak için gayret gösteriyoruz"

Yıldırım, 100 yıl önce Türkiye'nin varlığı için tehlike teşkil eden tehditlerin bugün de bitmediğine dikkati çekerek, sözlerini şöyle tamamladı:

"Maruz kaldığımız tehditleri artık sınırlarımız içinde değil, sınırlarımız dışında karşılamayı esas alıyoruz. Bunu yapmak suretiyle Anadolu coğrafyasında ve 492 bin kilometrekare 'Mavi Vatan'da ülkemizin hükümranlık haklarını korumak için gayret gösteriyoruz. Türkiye Cumhuriyeti'nin bağımsızlığını, Türk milletinin hürriyetinin tehdit eden tehlikeleri yerinde bertaraf etmeyi esas alıyoruz. Kimsenin toprağında gözümüz yok. Irak'ta ve Suriye'de bölücü terör örgütleriyle mücadele ederken yine bu gerçekle hareket ediyoruz. Amacımız hudutlarımızın güneyinde bir şer kuşağı, bir terör oluşumunun önüne geçmek. Bunun için Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve Barış Pınarı harekatlarını gerçekleştirdik.

Kıbrıs'ta 1974'te yaptığımız da budur, bugün Doğu Akdeniz'de oldubittiye getirilerek Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin haklarının gasp edilmesine karşı duruşumuz da budur. Libya ile Münhasır Ekonomik Bölge Anlaşması'nı gerçekleştirmemizin amacı da bu oldubittiye karşı gereken cevabı vermektir."

"Misak-ı Milli bir hukuk belgesidir"

TTK Başkanı Prof. Dr. Refik Turan da Misak-ı Milli'nin hayati bir belge olduğunu anlattı.

Misak-ı Milli'nin "Misak-ı Peyman-i" olarak da adlandırıldığını ve "peyman"ın kavimleşme anlamına geldiğini aktaran Turan, Türk milletinin var olmak ve istiklal için kavimleştiğini söyledi.

O zamanki 168 kişilik parlamentodan sadece 72 kişinin toplanabildiğini kaydeden Turan, şöyle konuştu:

"Parlamento 12 Ocak'ta son derece zor şartlar altında açılmıştı. Bu metin, tehditkar bir atmosferin gölgesinde hazırlanmıştı. Şu ifadeyi her zaman çok sevmişimdir, 'Gazi Meclis.' Meclisimiz, gerçekten gazidir ve o gazilik de orada başlamıştır. 72 kişilik grup gaziliği hakkıyla aldı. Bu Gazi Meclis'in almış olduğu kararla şüphesiz bir hukuk belgesini ortaya koydular. Yani, 'Hukukun başı Türk milleti ölmesin, yaşasın.' hukukuydu. Bütün hukuk belgeleri hep şunun üzerinde durur, 'İnsan hayati yaşaması en önemli hukuktur.' İşte bu belge bunu ortaya koyuyordu. Dünya emperyalist çarklarının bütün duvarları tam anlamıyla örülmüştü. Misak-ı Milli, o çelik duvarları yaran bir sesti. Allah bir daha bu Misak-ı Milli'yi milletimize yazdırmasın."

Turan, Misak-ı Milli'nin herkesin anlayabileceği nitelikte berrak bir belge olduğunu sözlerine ekledi.

MSGSÜ Rektörü Prof. Dr. Handan İnci Elçi ise Misak-ı Milli kararlarının imzalandığı tarihi salon ve binaya ilişkin bilgi verdi.

Konuşmasının ardından TTK Başkanı Prof. Dr. Turan, Binali Yıldırım'a bir tablo takdim etti.

Buradaki programın ardından Tophane-i Amire Kültür ve Sanat Merkezine geçilerek, Misak-ı Milli'ye ilişkin belge ve fotoğraflardan oluşan serginin açılışı yapıldı.

Anma etkinlikleri, TTK'nın hazırladığı Misak-ı Milli belgeselinin gösteriminin ardından verilen resepsiyonla sona erdi.

Kaynak: AA / Güncel

Türk Tarih Kurumu Türkiye Haberler

Bakmadan Geçme

1000
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title