Modaya O da Uydu
Kadir İnanır, Türk Kızılay Dergisinin Yayınlanan Röportajında Tartışma Yaratacak Açıklamalarda Bulundu.
Kadir İnanır, Türk Kızılayı'nın dergisindeki röportajında, Telif Hakları Yasası'nı eleştirdi, Hükümetin ve Kültür Bakanı Ertuğrul Günay'ın bu yasayı değiştirmeye gücünün yetmeyeceğini söyledi. Röportajında Ahmet Kaya'ya çatal kaşık fırlatanlar için "3-5 yavşak-zibidi" ifadesini kullanan İnanır, milletvekillerine de dolaylı göndermede bulundu.
Bir soru üzerine Telif Hakları Yasası'nı eleştiren İnanır, "Türkiye'de sinema oyuncuları yüz yıldır sömürülüyorlar. Sinema emekçilerine 15 ay sonrasının senetleri verilir, o senetler de tefecilere yarı fiyatına kırılırdı. Bu düzen hala değişmemiştir. Telif Hakları Yasası sinemayı ve sanatı sömürenlerin en büyük işbirlikçisi olarak bu soygun düzeninin en büyük güvencesi olarak duruyor" diye konuştu. Kadir İnanır'ın röportajının bu bölümdeki soru ve yanıtlar aynen şöyle:
-GÜÇLERİ YETMEZ-
-Siyasete girin değiştirin
Ben bir liderin işaretiyle parmak kaldırıp indirecek adam değilim
-Nasıl değişecek o halde?
Feridun Çölgeçen diye bir ağabeyimiz, bir Amerikan filminde sadece birkaç saniye göründü ve hello dedi diye, ölene dek telif ücreti aldı, üstelik ücreti elden zarf içinde teslim edildi. Şimdi misal Tatar Ramazan milyon kere izlense, ki daha çok izlenmiştir, ona emek veren, ruh veren biz sanatçılara kuruş telif ödenmez, yasa böyle. Böyle adalet mi olur?
-Kültür Bakanı hemşeriniz
Gücü yetmez bu yasayı değiştirmeye, yeterse yapar zaten.
-Kim engeller?
Sinema sektörünün kanını emenler, dev holdingler, uluslararası firmalar..
-Hükümet sigara tröstlerini karşısına almayı göze aldı, sinema sektöründen neden çekinsin?
Yapsınlar da görelim o halde. Alkışlamayı da biliriz, ama biliyorum ki yapamazlar, güçleri yetmez.
-"3-5 YAVŞAK-ZİBİDİ"-
Kadir İnanır, röportajında, 12 Şubat 1999 tarihinde düzenlenen Magazin Gazetecileri Derneği gecesinde Kürtçe klip hazırlayacağını söylemesi üzerine gördüğü tepki nedeniyle Türkiye'den kaçmak zorunda kalan ve Fransa'da kalp krizi sonucu yaşamını yitiren sanatçı Ahmet Kaya'yı da anlattı. "Ahmet Kaya sıra dışı biri değildi, sen-ben gibi, koca yürekli,insan sevgisiyle dolu, muhteşem bir sese sahip bir sanatçıydı" diyen İnanır,
Kadir İnanır, "Sizin de bulunduğunuz bir ortamda linç süreci başlatıldı" sorusu üzerine şunları söyledi:
"Ne alakası var. Benim olduğum yerde benim arkadaşıma kim yanlış yapabilir? 3-5 yavşak zibidinin haddine mi benim dostuma çatal bıçak atmak. O olay içerdeki program devam ederken çıkış kapısı önünde oldu, ben de ne olduğunu anlayamadım, anladığımda Ahmet Kaya oteli terk etmişti."
İnanır, olaya adı karışan sanatçı ve gazetecilerle daha sonra görüşüp görüşmediğine yönelik bir soruyu da yanıtlarken, "Benim ucuz şahıslarla işim olmaz. Olması gereken olay anında orada olmam ve gereğini yapmamdı, içimde yaradır" diye konuştu. İnanır, "ne yapardınız" sorusunu, "gereğini" diyerek yanıtladı. İnanır, Ahmet Kaya ile ilgili değerlendirmesini şöyle sürdürdü:
-"KAYA NAMUSLU BİR SOSYALİSTTİ"-
"Ahmet pırlanta gibi bir insandı. Yaptığı besteleri önce bana getirip okuturdu, benim eleştirilerime çok değer verir, kulağıma çok güvenirdi. İnsan sevgisiyle dolu ve sonuna kadar bütünlükten kardeşlikten yanaydı. Kimse maval okumasın. Kimse kalkıp memleketi Ahmet'ten çok seviyorum demesin, kimsenin tekelinde değildir memleket sevgisi ve kimse bir başkasından daha çok sevdiğini iddia edemez, etmesin. Ben Ahmet'in memleket sevgisinden, Türk-Kürt kardeşliğine olan inancından ve sonsuza kadar bir arada kardeşçe yaşama kararlılığından kendim kadar emin oldum. Namuslu bir sosyalistti o. Ben adamlığına inandığım için sonuna kadar arkasındaydım, Ahmet Kaya adam gibi adamdı. Ama Fransa'da iyi bir ortama düşmedi Ahmet, orada çok yoruldu ve o koca yüreği bu ağır yüke ve acıya dayanamadı.