Moro Müslümanlarından Türkiye'ye yardım çağrısı -
Turgut Alp Boyraz - Moro İslami Kurtuluş Cephesi (MİKC) lideri Hacı Murad İbrahim, Türkiye'nin tüm dünyadaki Müslümanların sorunları ile ilgilenen bir ülke olduğuna dikkati çekerek, "Moro'da kurulacak kendi hükümetimizi yönetebilmemiz için Türkiye'den bize yol göstermesini ve ilham vermesini istiyoruz" dedi.
Turgut Alp Boyraz - Moro İslami Kurtuluş Cephesi (MİKC) lideri Hacı Murad İbrahim, Türkiye'nin tüm dünyadaki Müslümanların sorunları ile ilgilenen bir ülke olduğuna dikkati çekerek, "Moro'da kurulacak kendi hükümetimizi yönetebilmemiz için Türkiye'den bize yol göstermesini ve ilham vermesini istiyoruz" dedi.
Filipin hükümeti ile ülkenin güneyindeki Moro adasında yaşayan Müslümanlar arasında kırk yılı aşkın süredir devam eden ve en az 120 bin kişinin ölümüne neden olan çatışmayı sona erdirmek için Moro İslami Kurtuluş Cephesi (MIKC) ve hükümet arasında imzalanacak nihai barış anlaşması öncesi, MİKC lideri Hacı Murad İbrahim, Anadolu Ajansı'na konuştu.
Filipinlerin güneyindeki Kotobato şehrinde yer alan Darapanan Kampı'nda AA muhabirine açıklamalarda bulunan İbrahim, "Türkiye sadece Ortadoğu'da değil, tüm dünyada Müslümanların sorunları ile ilgilenen bir ülke" ifadesini kullandı.
Filipinler hükümetiyle yürüttükleri barış görüşmelerinde Türkiye'nin önemli bir rol oynadığını ve İnsani Yardım Vakfı'nın (İHH) barış sürecini denetlemekle görevli uluslararası Bağımsız Gözlemci Heyeti'nin bir üyesi olduğunu hatırlatan İbrahim, "Türk hükümetine ve Türkiye halkına Moro davasına verdikleri destekten dolayı teşekkür ediyorum. Türkiye'deki mevcut hükümet başından beri samimi bir şekilde bize destek oldu. Filipinler hükümeti ile imzalayacağımız barış anlaşmasının hayata geçirilmesi noktasında da bu desteğin artarak devam etmesini istiyoruz" dedi.
-"Bağımsızlığa alternatif arıyoruz"-
Filipinler hükümeti ile yürüttükleri barış anlaşmasının Moro bölgesine bağımsızlık hakkı tanımadığının hatırlatılması üzerine İbrahim, "Moro halkının bağımsızlık özleminden vazgeçmedik ancak Filipinler hükümeti bize yeterince yetki verirse bu bağımsızlığa bir alternatif olabilir" dedi.
Bağımsızlığın Moro halkının ortak hakkı olduğunu vurgulayan İbrahim, "Bu haktan vazgeçmeye karar vermek bizim yetkimizde değil, buna halk karar verir. Ancak biz hükümetle bir siyasi çözüm üzerinde anlaşabiliriz. Eğer Filipinler hükümeti bize kendi kendimizi yönetecek kadar güç verirse, bu halkımızın bağımsızlık arzusuna bir alternatif olabilir" değerlendirmesinde bulundu. Filipinler hükümeti ile imzalayacakları nihai barış anlaşmasının mükemmel olmadığını bildiklerini söyleyen İbrahim, bunca yıldır kendi kendilerini yönetecek yetkilere ulaşabilmek için mücadele ettiklerini belirtti. İbrahim, "Bu anlaşmada karşılıklı tavizler verdik. Eğer bu anlaşma tam olarak uygulanırsa, Moro halkının kendi kendisini yönetme arzusunu karşılayacağına inanıyoruz" diye konuştu.
- Silahlar uluslararası gözetime bırakılacak-
Filipinler hükümeti ile imzalanacak nihai barış anlaşması uyarınca silahların "kullanım dışı" kalacağına dikkati çeken İbrahim, Moro İslami Kurtuluş Cephesi savaşçılarının silahlarının bir kısmının yeni oluşturulacak "Barış ve Güvenlik" timi ile Moro polis gücü tarafından kullanılacağını söyledi. Geriye kalan silahların oluşturulacak uluslararası bir komisyonun gözetimi altına bırakılacağını vurgulayan İbrahim, "Silahları Filipinler hükümetine teslim etmemiz ya da imha edilmesine izin vermemiz söz konusu değil" diye konuştu.
- "Anlaşmanın sulandırılmasını kabul etmeyiz"-
Barış anlaşmasının uygulama aşamasında bazı sorunlarla karşı karşıya olduklarına değinen İbrahim, "Filipinler kongresi anlaşmayı onaylama aşamasında sulandırmaya kalkarsa bunu kabul etmeyiz" dedi.
İkinci bir sorunun da 2016 yılında Moro'da yapılacak referandum olduğunun altını çizen İbrahim, "İnsanları referandumda evet oyu kullanmaya ikna etmek için çok yoğun bir şekilde çalışmamamız gerekiyor" ifadesini kullandı.
Barış anlaşmasından beklentilerin çok yüksek olmasının da başka bir sorun oluşturduğuna işaret eden İbrahim, "İnsanlar anlaşma imzalanır imzalanmaz bunun hayatlarına olumlu yansımasını bekliyor. Bu yüzden bir yıl içerisinde bu anlaşmanın insanların hayatına doğrudan olumlu yansımaları olması için plan yapmak zorundayız" diye konuştu.
- "Savaşçıların bir kısmı polis olacak"-
Moro İslami Kurtuluş Cephesi savaşçılarının bir kısmının anlaşma uyarınca kurulacak olan "Barış ve Güvenlik" timi ile Moro polis gücüne katılacağını hatırlatan İbrahim, "Moro İslami Kurtuluş Cephesi savaşçılarının yanı sıra başkaları da polis ve güvenlik timi içerisinde yer alabilecek. Morolu savaşçıların, Moro özerk devletine bağlı olarak oluşturulacak polis gücü içerisindeki sayısının ne olacağı ise henüz müzakere aşamasında" dedi.
İbrnahim, ilk etapta oluşturulacak "Barış ve Güvenlik" timinin, Moro hükümetinin kendi polis gücünü oluşturana kadar güvenliği sağlamaktan sorumlu olacağını ve bunun Filipin askerleri ile Moro İslami Kurtuluş Cephesi savaşçılarından oluşacağını kaydetti.
- "Öncelikli hedefimiz eğitim, sağlık ve altyapı hizmetleri"-
"Moro İslami Kurtuluş Cephesi olarak şu anda kapsamlı bir kalkınma planı üzerinde çalışıyoruz" diyen İbrahim, genel olarak Moro'nun temel sorunlarını, "onlarca yıldır süren savaş nedeniyle ihmal edilen eğitim alanında ilerleme sağlanması, sağlık hizmetlerinin geliştirilmesi ve altyapı çalışmalarına hız verilmesi" olarak sıraladı.
Moro halkının, Filipinlilerin geri kalanından çok daha fakir olduğunu belirten İbrahim, yoksulluğun Müslümanların yaşadığı bölgelerde çok yaygın olduğuna dikkati çekti. İbrahim, Moro halkının da Filipinler'in geri kalanıyla eşit seviyeye gelebilmesi için yoğun bir şekilde çalışmaları gerektiği değerlendirmesinde bulundu.
- "Bangsamoro Birleşik Adalet Partisi ile seçimlere gireceğiz"-
Moro İslami Kurtuluş Cephesi'nin İslami ve sosyal bir organizasyon olarak faaliyetlerine devam edeceğini ifade eden İbrahim, bazı sosyo-ekonomik programları hayata geçirmek için Filipinler hükümeti ile birlikte çalışacaklarını kaydetti.
İbrahim, "Moro İslami Kurtuluş Cephesi seçimlere katılmayacak ancak kurulma aşamasında olan Bangsamoro Birleşik Adalet Partisi ile seçimlere gireceğiz. Bu partinin kim tarafından yönetileceği ise merkez komitemiz ve halkımızın vereceği karara bağlı olacak" dedi. Kendisinin hükümete katılmasa bile önemli bir rol üstlenebileceğini söyleyen İbrahim, son kararı Moro halkının vereceğini söyledi.
- "Önceki anlaşmalardan daha iyi"-
Hükümetle varılan mevcut anlaşma ile, 1996 yılında Moro Milliyetçi Kurtuluş Cephesi'nin yaptığı anlaşmadan çok daha ileri kazanımlar elde edildiğini belirten İbrahim, "Moro Milliyetçi Kurtuluş Cephesi yöneticilerinin bu anlaşmanın Moro halkının arzusunu yansıtmadığı yönündeki ifadelerini anlamakta güçlük çekiyoruz. Onların Filipin hükümeti ile 1996'da yaptıkları anlaşma çok daha zayıf bir anlaşmaydı" dedi.
Her şeyin Moro halkının gözü önünde cereyan etiğini belirten İbrahim, Moro İslami Kurtuluş Cephesi komutanlarından bir kısmının anlaşmadan rahatsız olduğu yönündeki iddiaların hatırlatılması üzerine, "Bu barış anlaşmasından rahatsız olan bir tek Moro İslami Kurtuluş Cephesi komutanı bile gösteremezler ancak ben, bize katılma kararı alan birçok Moro Milliyetçi Kurtuluş Cephesi komutanı gösterebilirim. Moro İslami Kurtuluş Cephesi'nin bir bütün olarak bu barış anlaşmasının arkasında durduğunun garantisini de verebilirim" dedi.
Moro halkının anlaşmaya çok büyük oranda destek verdiğini söyleyen İbrahim, "İlk anlaşmayı imzaladığımızdan beri halkın tepkisi hep olumlu yönde. Ben bu anlaşmaya desteğin yüzde doksanlar oranında olduğunu düşünüyorum" diye konuştu.
- "Karşı çıkan gruplar toplumdan izole olur"-
Anlaşmaya karşı çıkan diğer grupların sabotaj ve askeri faaliyetlerini sürdürme kabiliyetine hala sahip olduklarına dikkati çeken İbrahim, "Eğer Moro halkı bu anlaşmadan memnun kalırsa bu gruplara olan desteğini kesecektir" dedi. "Barış anlaşmasına karşı çıkan gruplar toplumdan izole olacaklardır" diyen İbrahim, bu grupların böyle bir durumda ayakta kalmalarının mümkün olmadığını vurguladı.
İbrahim, barış sürecinin MNLF de dahil Moro'daki tüm diğer gruplara açık olduğunun altını çizerek, bunu sabote etmek isteyenlere halkın müsaade etmeyeceğini söyledi.
- "Barış için her şans denenmeli"-
İslam dünyasında Keşmir ve Filistin gibi silahlı mücadelenin devam ettiği diğer bölgelerdeki örgütlere seslenen İbrahim, "barışa açılan küçük bir kapı" da olsa bunun denendirilmesi tavsiyesinde bulundu.
Kendilerinin de onlarca yıldır silahlı mücadele verdiğini ve silahlı mücadele veren diğer grupları suçlamadığını söyleyen İbrahim, "Eğer biz Moro'daki barış anlaşmasında başarıya ulaşırsak, dünyanın dört bir yanındaki diğer Müslüman örgütlberi de bu yönde teşvik etmiş olacağız" diye konuştu.