MŞÜ'den ODTÜ Olaylarına Kınama
MŞÜ Rektörü Prof. Dr. Nihat İnanç, ODTÜ'de, GÖKTÜRK-2 uydusunun uzaya fırlatılma törenleri sırasında çıkan olayları kınadı.
Muş Alparslan Üniversitesi (MŞÜ) Rektörü Prof. Dr. Nihat İnanç, Türk mühendisleri tarafından yapılan GÖKTÜRK-2 uydusunun ODTÜ'deki uzaya fırlatılma törenleri sırasında çıkan olayları kınayarak tören sırasında protestolarla karşılaşan Başbakan Erdoğan'a destek verdi.
Muş Alparslan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nihat İnanç, Üniversite Senatosu adına yaptığı açıklamada, Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Yerleşkesi'nde gerçekleştirilen Göktürk-2 uydusunun uzaya fırlatılması töreni sırasında yaşanan olaylara tepki göstererek Başbakan Erdoğan'a destek verdiklerini açıkladı. Rektör İnanç, üniversitelerin geçmişte ideolojik kamplaşmaların ve siyasal hesaplaşmaların arenası haline getirildiğini vurgulayarak "Üniversiteler, uzun bir aradan sonra asli görevlerine dönmüş ve akademik çalışmalar öncelikli gündemleri olmuştur. Bu nedenle üniversiteler, artık siyasal hesaplaşmaların, ideolojik kamplaşmaların merkezi olmak istememektedirler. Üniversitelerde elde edilen huzurlu ortam, öğrencilerimizin daha verimli bir eğitim-öğretim almalarına, öğretim elemanlarının daha güçlü akademik çalışma özgürlüğüne kavuşmalarına imkan sağlamıştır. Üniversitelerin huzuru ve gençlerimizin geleceği, basit hesaplar uğruna heba edilmemelidir. Öncelikle şunu ifade etmek gerekiyor ki, üniversiteler özerk ve özgür kurumlardır ve bu varlıklarını daha güçlü olarak sürdürmek durumundadırlar. Üniversitelerde polis ve asker olmamalıdır" diye belirtti.
Polisin veya askerin bir kampüse girmesinin tamamen rektörün iznine tabi olduğunu vurgulayan İnanç, "Ancak özel güvenlik birimleri ile güvenliğin sağlanamayacağı durumlarda, elbette ki rektör ilgili güvenlik birimlerini kampüse davet edebilir. Ancak bir diğer önemli husus ise öğrenciler ile ilgilidir. Polisin, askerin göremeyeceği bir üniversiteye, elinde molotofkokteyli, taşı, benzini, sopası gibi malzemelerle öğrencilerin girmesi mümkün müdür? Böylesi bir istihbaratın varlığı durumunda konudan birinci derecede sorumlu olan rektör, gerekli tedbirleri almak zorundadır. Rektör, öncelikle bu tür öğrenci organizasyonlarını ikna etmek veya gereğini yaparak dağıtmak durumundadır. Bunun gerçekleşmemesi durumunda ise en üst düzey güvenlik tedbirlerini almak zorundadır" dedi.
"HAKLARIN SINIRLARI DOĞRU TANIMLANMALI"
Öğrencilerin demokratik haklarını kullanarak herhangi bir uygulamaya veya düşünceye muhalif tavır sergileyebileceklerine dikkat çeken Alparslan Üniversitesi Rektörü Nihat İnanç, "Ancak bu hakkın ve sınırlarının doğru tanımlanması gerekir. Birilerinin demokratik hakkı, karşı taraftakine antidemokratik, hatta şiddete dayalı bir yöntem kullanılması olarak tanımlanamaz. Her türlü muhalefet; soru, protesto, dinlemeyip terk etme gibi yöntemlerle sergilenebilir ancak hakaret, küfür, çevreye zarar verme, şiddete dayalı bir yaklaşımı demokratik hak olarak tanımlamak mümkün değildir. Sonuç itibarıyla kişinin özgürlüğünün sınırı, muhatabının özgürlük alanının sınırına kadardır. Sınır ötesi bir özgürlük, tek taraflı dayatmadır ki, bu bir hak olarak tanımlanamaz. Türkiye'de yapılan ilk uydu olan Göktürk-2'nin uzaya fırlatılışını, Türkiye halkı olarak geçtiğimiz hafta büyük bir heyecanla ve gururla beklerken, üzülerek ifade etmek gerekiyor ki ODTÜ'de yaşanan olaylar maalesef bu haklı gururu yaşamayı gölgede bırakmıştır. Bir kurumun özerk ve özgür olması, o kurumu ayrı bir ülke haline getirmez. Nihayetinde üniversiteler de her alanda hükümetler ile koordinasyon halinde çalışmak durumundadırlar. Mali sıkıntılar, kadro ihtiyaçları gibi hususlarda hükümetlere ihtiyaç duyan üniversiteler, hükümetlerin kendilerine sağladığı imkanlar karşısında en azından bir teşekkür sunmak durumundadırlar. Tamamen bir bilimsel çalışmanın ürününün gururunu yaşamak ve Türkiye halkına bu heyecanı yaşatmak üzere, misafir olarak gitmiş olduğu bir üniversitede, bir Başbakanın böylesi bir hakarete maruz kalması kabul edilebilir ve normal bir durum değildir. Kaldı ki kültürümüzde misafirin yeri bellidir. Misafire yapılan hakaret, ev sahibine yapılmış veya ev sahibi tarafından yapılmış olarak addedilir. Üniversitelerimizin yapılanması ve gelişmesi için, başından beri her türlü desteği vererek, bu günlere ulaşmamızda önemli katkıları olan TC Başbakanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan Bey'e bir kez daha teşekkürlerimizi sunarken, üniversitelerde demokratik hak sınırlarını aşarak şiddete ve hakarete ulaşan her türlü protestoyu telin ettiğimizi ifade etmek istiyoruz" şeklinde konuştu.
"BAYKAL'A YAPILAN SALDIRIYA HERKES TEPİ GÖSTERMİŞTİ"
Dönemin Cumhuriyet Halk Partisi CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'a Van'a yapılan yumurtalı saldırıya her kesimden tepki geldiğini de sözlerine ekleyen İnanç, "Deniz Baykal'ın Van'da uğramış olduğu yumurtalı saldırıya kamuoyunun gösterdiği tepkiyi kimse unutmadı. Hepimiz tepki koyduk. Buna neden olduğu iddia edilen bir emniyet müdürü ağır cezada yargılandı, görevden alındı. Bu olay sayın Başbakanın başbakanlık yaptığı iktidarı döneminde muhalefet partisi liderine yapıldı, buna hepimiz tepki gösterdik. Sen onun gibi düşünmeyebilirsin, onun gibi bakmayabilirsin, onu dinlemek zorunda değilsin ama, 'Ben muhalefetimi orada sergilemek istiyorum' diyorsan bunun bir edebi vardır, bir ahlakı vardır. Yasal sınırlar dahilinde yapacaksın. Dolaysıyla öğrenciyle öğrenci cephesinde baktığımızda demokratik hak, özgürlük ve özerklik gibi kavramların tanımının yeniden yapılması gerekiyor" diye belirtti. - MUŞ