Müezzinoğlu baba evinde
YEŞİM SERT KARAASLAN - Acı, hasret ve umudu küçük yaşlarda tecrübe eden, doğduğu topraklara sığamayan Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, o günlerin tanığı olen eşini Kıbrıs çıkartmasının olduğu gün ai...
YEŞİM SERT KARAASLAN - Acı, hasret ve umudu küçük yaşlarda tecrübe eden, doğduğu topraklara sığamayan Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, o günlerin tanığı olen eşini Kıbrıs çıkartmasının olduğu gün ailesinden istediklerini belirterek, "1974 yılında Kıbrıs çıkartmasının olduğunda eşimi istemek için dünür gidilecekti. Çıkartma olunca, hava kararınca sokağa çıkma yasağı oldu. Bu durumda, akşam ezanından önce dünür gelindi" dedi.
Selanik'teki gezi ve tamaslarının ardından, doğup büyüdüğü topraklara giderek, Kozlukebir'de eşi Faize Müezzinoğlu'nun annesi Halide İsmail ile babası Hasan İsmail'i ziyaret etti.
Kayınvalidesi ile kayınpederini ellerinden öpen ve sıhhatlerini soran Müezzinoğlu, şu an çocukluk yıllarının geçtiği yerlere gelmenin, sevgi, özlem, acı dahil birçok duyguyu hissettiğini, birçok anının tekrar canlandığını söyledi. Müezzinoğlu, şimdi, dönem dönem geldiği ve gezdiği bu sokakların, geçmişin tanığı olduğunu belirterek, her taşın acı tatlı anısı olduğunu dile getirdi.
Kozlubekir köyüne birçok Bakanın konuk olduğunu ifade eden Müezzinoğlu, "Hemen hemen tüm Bakanlarımız misafirimiz oldu. Ama, ilk siftahı Sayın Başbakanımız 2004'teki Atina ziyaretinden sonra Batı Trakya'ya gelerek yaptı. O zaman programda böyle bir ziyaret yer almıyordu, ama kendisinin bazı taktikleri vardır. Bir taktikle, programı delerek buraya geldik" diye konuştu.
Müezzinoğlu, söyleşi sırasında akşam ezanı okunurken, "gençken sık sık ezan okurdum" diyerek, Ben de ezan okurum" diyerek, babasının köyün müezzini olduğunu anımsattı. Kendisinin gençlik yıllarında sık sık camiide ezan okuduğunu anlatan Müezzinoğlu, "Babam, ara ara hadi ezanı sen oku' derdi" dedi.
-"Hava kararıncaya kadar sokak başı sohbeti olurdu"
Eşi ile aynı mahalede buyüdüklerini anlatan Müezzinoğlu, "Bazen hanıma takılırım 'sen benim önümü kestin' diye" dedi.
Eşinin evlerinin bir penceresinin yolu gördüğünü belirten Müezzinoğlu, eşiyle yaşadıkları aşktan sıcak kesitler anlatarak, şunları kaydetti:
"Yolu gören pencereden, beni görürdü, el sallardı. Ben bisikletle gelirdim, orada bir ağaç vardı.
Aman, anam duymasın, çünkü o zamanlar ayıptı. Hava kararınca, ezan okununcaya kadar sokak başı sohbeti olurdu.
Ben ilkokul 5. sınıftayken eşim 2. sınıfta okuyordu."
Müezzinoğlu, 1974 yılında Kıbrıs çıkartmasının olduğunda eşini istemeye geleceklerini dile getirerek, "Ama, çıkartma olunca, hava kararınca sokağa çıkma yasağı oldu. Bu durumda, akşam ezanından önce dünür gelindi. Kız istemeye üç defa gidilir gelinir. Adet böyledir, ama 'durum karıştı' diyerek ilk istemede verdiler eşimi bana" diye konuştu.
Kıbrıs çıkartmasının bunun dışında da anlam taşıdığını belirten Müezzinoğlu, "Çıkartma bizim için 'umut' demekti aslında. Çünkü, Türk Ordusu, buradan da girecek, diye düşündük. Bizim için çok büyük bir umuttu" dedi.
-"Sıkıntıları paylaşarak aştık"
Müezzinoğlu'nun eşi Faize Müezzinoğlu da geçmişte çok sıkıntılı günlerden bugünlere geldiklerini ifade etti.
Faize Müezzinoğlu, o günlere ilişkin, "14 yıl boyunca buraya gelemedim, annemler geliyordu. O zaman telefonlar da bu kadar rahat değildi. Haberleşme imkanımız çok olamıyordu. Sıkıntılar oldu, ama paylaşarak sıkıntıları aştık" değerlendirmesinde bulundu.
Bakan Müezzinoğlu da eşinin değerlendirmesini katıldığını vurgulayarak, sıkıntıları paylaşarak üstesinden geldiklerinin altını çizdi. Müezzinoğlu, "Bence, en stratejik cümle budur" diye konuştu.
-"Ailemi geçindirmek için gece nöbetlerinden para kazanıyordum"
Eşiyle öğrenciyken evlendiklerini, küçük kızının kaçak geldiği dönemde henüz bebek olduğunu anlatan Müezzinoğlu, "Yabancı uyruklu olarak Türkiye'de ihtisas yaparken, maaş verilmiyordu, mecburen dışarda kaçak çalışıyorduk" dedi.
Müezzinoğlu, hafta sonları geceleri dışarda nöbet tuttuğunu dile getirerek, gece nöbetlerinden aileyi geçindirmek için para kazandığını söyledi.
Bir anısını anlatan Müezzinoğlu, "Bir cumartesi günü sabah 07.00'de evden çıktım, ancak salı günü akşam dönebildim. Bu çalışma temposu içerisinde çocuklarıma çok vakit ayıramadım. Öyle bir günde eve geldiğimde, eşim küçük kızıma 'Bak kızım, amcan gelmiş' dedi. Bunu hiç unutamam. Bunda biraz sitem, hüzün, sıkıntı hepsi vardı" diye konuştu.
Müezzinoğlu, tüm bunlara rağmen, sıkıntıların üstesinden birlikte gelebilmenin aileyi de güçlendirdiğini vurgulayarak, güçlü fırtınalara bile dayanılabilindiğinin altını çizdi. Bu şekilde insanın, daha büyük güçlükleri aşabileceğine ilişkin de güven kazandığına işaret ederek, "sıkıntılardan korkulmaması, tam aksine zorlukların sevilmesi gerektiğini" kaydetti.