Haberler

Muhammed Serkan Gül, "Ben Bir Aynayım"

Güncelleme:
Abone Ol

Muhammed Serkan Gül, kitap yazarlığından kültür sanata uzanan görüşlerini paylaştı.

Kitap yazmaya nasıl karar verdiniz ?

Kitap yazma fikri birden ortaya çıkmış bir düşünce değil. Yılların oluşturduğu deneyimler, bilgi, etkileşimler insanın zihin dünyasında şekillenip, ardından bir boşalım ve akış sağlıyor. İnsan zihinini bir baraj gibi düşünün. Nasıl ki barajda biriken suyu baraj kapaklarını açıp ara ara tahliye etmeniz gerekir, insan zihninde birikenleri de aynı biçimde aktarmak lazım. Kitap yazmak bu aktarımında bana iyi gelen bir paylaşım aracı. Bu vesile ile yazmaya başladım.

Sabret Şükret Seyret ve Yanılgı kitabınız okuyucu tarafından büyük ilgi gördü, kitaplarınızın bu kadar sevileceğini tahmin edebiliyor muydunuz ?

Kitaplarımın bu kadar sevileceğini beklemiyor ancak okuyuca da bir karşılık bulacağını umut ediyordum. Çünkü iki kitabımda insana dair. İnsan kendini bulmak, kendi içindekilerini bir başkasında yansıma bulduğunu görmek ister. Bu ümidimin karşılığı okuyucu sevgi ve ilgisi oldu.

Muhammed Serkan Gül yazmak için neye ihtiyaç duyar. İlham kaynağı nedir ?

İlham kaynağım insan. İnsan ruhunun derinliklerini keşfetmek ve yazıya aktarmak adeta bir sanat eserini dizayn etmek gibi beni heyecanlandıran, motive eden bir faktör.

Sabret Şükret Seyret kitabınızda "Sabır" çok güzel anlatılıyor. Bir kaç kelime ile özetlemek gerekirse sizin için "sabır" nedir ?

Sabır benim için Allah'ımıza ulaştıran, onunla ruhsal bir tılsım yakalamamı sağlayan, Allah'ımızın insan ile irtibatının karşılığı. Sen sabrettikçe Yüce Allah'ımız sende tazahür eder. Sen konuşursun Allah'ımız dinler. Sen gayret edersin Allah'ımız lütfeder. Ben de sabır, beni Allah'ıma götüren aşktır

Sosyal medya da geniş kitlelere hitap ediyor ve neredeyse her camia'dan da takipçisiniz var, nedir insanları size bu kadar çeken ?

Aslında bu sorunun en doğru cevabı o insanlar da. Bana kalırsa ise insanlar kendinde olanı buluyor bende. Ben bir aynayım, beni sevenler bende kendilerini buluyor çünkü bana yansıttıklarını onlara yansıttıyorum. Hepsi bu... Ayna olmak

Yazar kimliğinizin yanı sıra, siz bir iş adamı, bir sosyal sorumluluk kurumunun başkanısınız. Nasıl her yerde bu kadar "var olabiliyor" idare edebiliyorsunuz. Hepsi ayrı bir sorumluluk isteyen işler sonuçta ?

Evet ayrı işler, ayrı sorumluluklar ancak aynı zihnin ürünü. Şayet zihin planlı, düzenli ve disiplinli olursa ve bunu sorumluluk almaktan yana kullanılırsa bir çok işi birlikte yürütebilir. Allah'ımızın insana en büyük lütfu zihin yani beynimiz. Nasıl istersek öyle kullanabildiğimiz mükemmel bir enstrüman.

Büyük bir topluluk sizi "hocam" diye anıyor, hatta yazarlık, iş adamlığı, vakıf başkanlığını gölgede bırakıyor. Siz ise hoca olarak anılmak istemediğini bir röportajınız da okumuştum sebebi nedir ?

Ben hoca değilim. Bunu tekrar ve tekrar ifade edeyim. Hoca üniversiteside ders veren akademisyen, lisede ders veren öğretmen ve camide görevini ifa eden imama hitaben söylenen bir kavram. Sanırım "bildiğimin âlimi, bilmediğimin talibi" dercesine doğru bildiklerimi aktaramam insanların bana hoca demesine sebep oldu, bunu sadece bana değil, dini bilgilerini aktaran başka insanlara da söylüyorlar. Ancak ben hoca kavramını az önce ifade ettiğim biçimde kullanıyorum. Haliyle diyanete bağlı bir cami görevlisi olmadığım için bana söylemesini istemiyorum.

Kaynak: Bültenler / Güncel

Serkan Gül Haberler

Bakmadan Geçme

1000
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title