Mülteci Krizi Avrupa ile Türkiye İlişkilerine Fırsat Sundu
Türkiye ile AB ilişkilerinin mülteci krizi ile birlikte ivme kazandığına dikkat çeken uzmanlar, ilişkilerin geçmişten ders alıp itinalı bir şekilde yürütülmesi gerektiğini ifade etti.
Türkiye ile AB ilişkilerinin mülteci krizi ile birlikte ivme kazandığına dikkat çeken uzmanlar, ilişkilerin geçmişten ders alıp itinalı bir şekilde yürütülmesi gerektiğini ifade etti.
Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonuyla işbirliği halinde çalışan, ESİAD İzmir Avrupa Birliği Bilgi Merkezi tarafından "Avrupa Birliği ile İlişkilerde Neredeyiz?" başlıklı toplantı düzenlendi. İzmir Hilton Otelinde yapılan toplantıya İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, rektörler, kamu kurum yöneticileri, sivil toplum örgütlerinin temsilcileri, akademisyenler ve iş dünyası temsilcisi katıldı.
"KAVİMLER GÖÇÜ GİBİ GÖÇ OLACAK"
Toplantının açılış konuşmasını yapan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, AB ile Türkiye ilişkilerinin son dönemde yaşanan göç dalgası ile ivme kazandığını ifade ederek, "Sadece Türkiye'yi burada tutarak Avrupa Birliğinin kendini kurtarması mümkün değil. Eğer açlık ve sulh, demokrasi problemleri geri kalmış ülkelerde devam ettikçe göçlerin artacağı, hatta kavimler göçü gibi göçlerin olacağı kanaatim var. Eğer biz yerinde sorun çözemesek insanların doğduğu şehirlerde ikamet etmesini sağlayamazsak bu felaket tüm dünyayı tehdit etmeye artarak devam edecek. Bu göçlerin Türkiye'yi Avrupa Birliğine almadan durdurulabileceği değil bu sorunun küresel olarak değerlendirilmesi gerekir. İnsanlığın sefalet problemine bir çözüm bulması gerektiğine inanıyorum" diye konuştu.
"İZMİR AVRUPA İLE İLİŞKİLERDE ÖNCÜ ROL OYNAYABİLİR"
Ege Sanayicileri ve İşadamları Derneği Başkanı Mustafa Güçlü de mülteci krizinin Avrupa Birliği ile Türkiye arasındaki ilişkilere ivme kazandırdığını belirtti.
Mülteci krizinin Türkiye ile AB'nin birbirine olan ihtiyacını net bir şekilde ortaya koyduğunu ifade eden Güçlü, "Bu tablo Türkiye için karşı görüş koyan ülkeler için bile uyandırma telefonu olmuştur. Bu kapsamda gerek Kasım ayında AB zirvesine Türkiye'nin davet edilmesi, gerek geçen ay gerçekleştirilen AB'de gerçekleştirilen zirve önemli adımlar olmuştur. Öte yandan bunlarla birlikte vize serbestisi gibi yeni konular gündeme gelmeye başladı. Her ne kadar ilişkimiz zaman zaman duraksamalar yaşasa da ilişkilerimiz her zaman önem taşıyacak" dedi.
İzmir'in Avrupa'ya bir çok alanda yakın bir şehir olduğunu dile getiren Mustafa Güçlü, Türkiye ile AB arasındaki ilişkilerde İzmir'in öncü rol oynayabileceğini kaydetti.
"MÜLTECİ KRİZİ BİR FIRSAT SUNDU"
Gazeteci Soli Özel de, Avrupa Birliği'nin Türkiye'yi değil de Macaristan gibi ülkeleri üye olarak aldığına dikkat çekerek, "Macaristan ile ilgili yazılan yazıları göndereyim size, Türkiye ile çok fark bulamayacaksınız. Şimdi Polonya'da aynı yolda ilerliyor. AB liberal demokratik modelin somutlaşmış hali diyebileceğimiz kurum kendi bünyesinde liberal olmayan bir demokratik yönetimi benimsediğini Macaristan gibi bir ülkeyi tutabiliyor" ifadelerini kullandı.
Soli Özel, Avrupa Birliği ile olan ilişkilerde mülteci krizinin bir fırsat sunduğunu dile getirerek, "İki tarafında geçmişten ders alarak bu ilişkiyi itinalı bir şekilde yürütmeli ve bugünkü dünyadaki gelişmeler de bu ilişkinin içine yedirilmelidir" dedi.
Avrupa Birliği ve Küresel Araştırmalar Derneği Başkan Yardımcısı Can Baydarol da mülteci krizi sonrası başlayan yakınlaşmanın karşılıklı olarak samimiyetle ilerlemesi gerektiğini belirtti.