MÜSİAD Genel Başkanı Kaan, salgın sürecinde ekonomik büyümeye dikkat çekti
Müstakil Sanayici ve İş Adamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Abdurrahman Kaan, Kovid-19 salgını sürecinde ekonomik büyümeye dikkat çekerek, Türkiye ekonomisinin 2021'de yüzde 5,5-6 oranında büyüyeceğini düşündüklerini bildirdi.
Müstakil Sanayici ve İş Adamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Abdurrahman Kaan, Kovid-19 salgını sürecinde ekonomik büyümeye dikkat çekerek, Türkiye ekonomisinin 2021'de yüzde 5,5-6 oranında büyüyeceğini düşündüklerini bildirdi.
Mardin'de bir otelde düzenlenen MÜSİAD Mardin Şubesi 8. Olağan Genel Kurul Toplantısı'nda konuşan Kaan, geçen yıl Türkiye'nin en çok ihracat yapan illeri arasında 19. sırada yer alan Mardin'in, ülke genelinde ihracatın daraldığı bu dönemde, ihracatını yüzde 14'luk artışla 904 milyon dolara çıkarmayı başardığını belirtti.
Geçen yılı tüm dünyanın zorlu bir yıl olarak geride bıraktığını kaydeden Kaan, 2018 yılının başından itibaren, küresel ekonomik sistemin oldukça sıkıştığını ve ciddi bir emtia kriziyle yüzleşmek durumunda kalınabileceğini ısrarla vurguladıklarını söyledi.
Dünya ekonomisinin gelişmekte olan ülkeler lehine doğuya kaydığını, batı ekonomilerinin hem yaşlanan nüfusları hem de hantallaşan şirket yapıları ile birer tüketim merkezi olduğunu kaydeden Kaan, şöyle konuştu:
"Elbette bu durumdan karlı çıkabilmek için Türkiye, merkezde yani transit ülke olma avantajını iyi kullanmalıydı. Geç kalınmış da değildir. Çin, salgına rağmen dur durak bilmeden üretim hacmini daraltmadı ve izole üretim üslerinde salgın sonrası dünya için üretmeye, yeniden hem tedarik hem de lojistik ağları anlamında monopol güç olma özelliğini geri kazanma savaşına girdi. Şimdi görüyoruz ki bu durumdan karlı çıkacağı gözüküyor."
Salgın sürecinin çok farklı yaşam, üretim, tüketim ve siyasi davranış kalıpları getirdiğini anlatan Kaan, salgın öncesi zorlandıkları dijital sistemin artık temel unsur haline geldiğini, e ticaret, yeni üretim modelleri ve yeni tip ürünlerin hayatın bir parçası haline geldiğini aktardı.
Devletlerin de artık piyasalara çok daha hakim konuma geçtiğinin önemine işaret eden Kaan, salgınla her devletin vatandaşını korumak için gücü mukabilinde destek paketleri açıkladığını, bu durumun giderek sosyal devlet ilkesinin iktisadi alana taşınmasına da neden olduğunu bildirdi.
Devletlerin artık ürün piyasalarına sadece regülasyon görevi gören kurumlarla değil bizzat kendisi satıcı ya da aracı olarak gireceğini dile getiren Kaan, tıbbi malzeme ve gıda için birbirleriyle yarışan ve hatta birbirlerini ezen sözde modern batı ekonomisinin kendi ürettiği küresel ekonomi oyununda başarısız olduğunu kaydetti.
Yeni dönemin ulus ekonomilerinin ön plana çıkacağı, her ülkenin kendi kaynaklarına ve yerli milli sermayesine sımsıkı sarılacağı bir yüzyıl olacağına dikkati çeken Kaan, bu kaynakların başında yer alan su, tarım alanları, tohum, hayvanlar, insan gücü ve milli sermaye ile ülkeyi her mecrada ve her krizde ayakta tutan milli şirketlere ihtiyaç duyulduğunu vurguladı.
Ekonomi Reform Paketi memnuniyeti
KOBİ'lerin bugün Türkiye'de istihdamın yüzde 73'ünü, cironun yüzde 64'ünü, ihracatın yüzde 56'sını ve toplam üretimin yüzde 57'sini karşıladığını belirten Kaan, şöyle devam etti:
"İhracat içindeki payları ise ülkemizin lokomotif unsuru olduklarının bir diğer kanıtıdır. KOBİ'lerimizin aynı zamanda Anadolu'da aslında ülkemizin ekonomik ağırlığını tek başlarına sırtladığını da görüyoruz. Bu nedenle teşviklerin ve desteklerin dağıtımı noktasında teşvik verimliliği hesabı yapılacaksa teşvik ve destekleme sisteminin yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini yıllardır savunduk. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde açıklanan Ekonomi Reform Paketi'nde bu duruma özellikle dikkat çekildiğini görmek, yerli ve milli sanayileşmenin, şehir ekonomilerinin önemine vurgu yapılması ve ithalat bağımlılığının azaltılması adına devlet alımları başta olmak üzere üretimin yerli kaynaklara kaydırılması bizleri mutlu etmiştir."
Bir ülkede milli paranın değerini o ülkenin üretim ve yatırım gücünü belirlediğine işaret eden Kaan, "Sadece üretmek de yetmez, satışa yönelik üretim planlama mantığıyla önce iç talebi sonra dış talebi belirleyeceğiz. Bu da yetmez, bu kez de yatırım alanlarımızı ve yatırımcılarımızı destekleyen bir sistemi çalıştıracağız. Buna biz kısaca üretim, ticaret, yatırım senkronizasyonu diyoruz." ifadelerini kullandı.
"Türkiye, Çin'in ardından en çok büyüme kaydeden ikinci ülke olmuştur"
Türkiye ekonomisinin bu zorlu süreci en hafif hasarla atlatan ülkelerin başında yer aldığını aktaran Kaan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Salgın öncesinde 2020 yılı genelinde yüzde 3,5 oranında büyümesi beklenen küresel ekonominin, güncel tahminlere göre bu dönemde yüzde 4,5-5 bandında küçüldüğünü görüyoruz. Türkiye ise 2020 yılının son çeyreğinde yüzde 5,9 oranda, 2020 yılı genelinde yüzde 1,8 oranında büyüme ile G20 ülkeleri içerisinde Çin'in ardından en çok büyüme kaydeden ikinci ülke olmuştur. 2021 yılında Türkiye ekonomisinin yüzde 5,5-6 oranında büyüyeceğini düşünüyoruz. Ancak burada yine belirleyici faktör salgının seyri ve aşı çalışmalarının verimliliğidir. Zira bir üçüncü dalga ile karşı karşıya kalmamız halinde yeniden yaşayacağımız muhtemel sermaye kaybının telafisi için aynen Çin'in yaptığı gibi belli bölgelerde dur durak bilmeden üretime devam etmeli ve stoklarımızı artırma yoluna gitmeliyiz. Bu da elbette güvenli ve her aşaması düşünülmüş üretim üsleri kurmak mantığından geçmektedir."
AK Parti Mardin Milletvekili Şeyhmus Dinçel'in de konuşma yaptığı kongrede, tek liste halinde gidilen seçimde Mehmet İleri, yeniden şube başkanlığına seçildi.
Kongreye, AK Parti Mardin Milletvekili Cengiz Demirkaya, AK Parti İl Başkanı Faruk Kılıç, oda başkanları, sivil toplum kuruluşları temsilcileri ve dernek üyeleri katıldı.