Necip Fazıl'ın "Para"Sı 72 Yıl Aradan Sonra Sahnede
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları, ünlü şair ve düşünce adamı Necip Fazıl Kısakürek'in vefatının 30.yılı anısına, şairin 1941 yılında kaleme aldığı ve 1941-42 sezonunda Muhsin Ertuğrul tarafından sahnelenen "Para" isimli oyununu...
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları, ünlü şair ve düşünce adamı Necip Fazıl Kısakürek'in vefatının 30. yılı anısına, şairin 1941 yılında kaleme aldığı ve 1941-42 sezonunda Muhsin Ertuğrul tarafından sahnelenen "Para" isimli oyununu yeniden seyirciyle buluşturacak.
"Herhangi bir tarihte ve herhangi bir ülkede geçer" şeklindeki yazının perdeye belirmesiyle başlayan "Para" isimli oyunda; savaş öncesinde vurgun yaparak, ekonomik ve siyasal gücünü artırmak düşüncesindeki banka sahibi "O"nun hikayesi anlatılıyor. Oyunda, paranın insanı nasıl tanınmaz hale getirdiği, sevgi, dostluk ve güven ilişkilerini nasıl değiştirdiği aktarılıyor.
Necip Fazıl Kısakürek, Muhsin Ertuğrul'un teşvikiyle oyunu, 1941 yılında 36 yaşındayken kaleme aldı. İlk gösterildiğinde büyük ilgiyle karşılanan oyunu, 21 binin üzerinde seyirci izledi. Bu ilgi entelektüel dünyada da tartışmalara neden oldu. Peyami Safa'nın İtalyanca bir oyundan intihal olduğunu ileri sürmesi üzerine Necip Fazıl, kendisini mahkemeye verdi. Peyami Safa bu iddiasından, Necip Fazıl da davadan vazgeçti.
-"Necip Fazıl, iyi bir tiyatro yazarı"-
Yönetmenliğini Engin Gürmen'in yaptığı oyunun provasını, AA ekibi görüntüledi. Gürmen, yaptığı açıklamada, 40 günlük yorucu prova çalışması sonucunda oyunu gösterime hazırladıklarını belirterek, heyecanlı olduklarını söyledi.
İzleyicileri ilginç bir oyun beklediğini ifade eden Gürmen, "Evrensel bir konu işleniyor; para. Oyunda, paranın ve şahısların adı yok. Hangi para, kimin parası- Karakterlerin isimleri 'O', 'Benzeri', 'Hususi Katibi', 'Karısı', 'Oğlu' diye geçiyor. Oyun, Türkiye'de de Fransa'da da İngiltere'de de dünyanın başka yerinde de geçebilir. Oyunun başında 'Olay herhangi bir tarihte, herhangi bir ülkede geçer' deniliyor. Biz de bu cümleden hareketle oyunu bu şekilde yorumlamaya çalıştık" diye konuştu.
Necip Fazıl Kısakürek'in "büyük şair" olarak tanındığını kaydeden Gürmen,
"Kısakürek, tiyatro yazarlığına Muhsin Ertuğrul'un teşvikiyle başlamış. İyi bir tiyatro yazarı" ifadelerini kullandı.
-"Yakın zamanda yaşadıklarımızı görüyoruz" -
Oyunun başrol oyuncularından Aziz Sarvan ise oyunun bugünün insanına hiç de yabancı olmadığını belirterek, şunları söyledi:
"Tarihimizde oyunda geçen olayları hatta birebir diyalogları yaşadığımız zamanlar oldu. Bankalar hortumlandı, banka sahipleri yurt dışına kaçtı. Bunların hepsini oyunda bulabiliyoruz. Birebir replikleri var. Sanki o günü, şu an yaşıyormuş gibi. Sahnede o günler de seyircinin gözü önüne gelecek. Ustalıkla yazılmış bir oyun. Matematiği çok kuvvetli. Oyuncuya yardım eden bir metin. Tabii ki aynı zamanda da zor bir metin. Dili itibariyle de şimdiki bu zamanki oyuncuya zor gelen bir metin. Mümkün olduğunca kendi ağzımıza oturtmaya çalıştık ancak fazlasıyla da Necip Fazıl Kısakürek'e sadık kaldık."
Sarvan, daha önce "Dinmeyen Alkışlar" oyununda Muhsin Ertuğrul'u canlandırdığını ifade ederek, "Şimdi de onun sahnelediği bir oyunu, onun sahnesinde sahneleyeceğim. Benim için çok keyifli olacak" dedi.
Aziz Sarvan, genç oyunculara, Necip Fazıl Kısakürek gibi farklı görüşlerden yazarları okumalarını tavsiye etti.
-Özel gösterim yarın-
Oyunun dramaturgluğunu Özge Ökten, sahne tasarımını Aysel Doğan, kostüm tasarımını Emra Albayrak Şahin, ışık tasarımını Kemal Yiğitcan, efekt tasarımını Mustafa Emin Duman yaptı.
Oyunda, Aziz Sarvan'ın yanı sıra Cem Uras, Doğan Altınel, Ece Okay, Irmak Örnek, Ali Mert Yavuzcan, Seza Güneş, Nurdan Gür, Aslı Aybars, Oğuzboy Vedat Şahin, Zeki Yıldırım rol alıyor.
Yönetmen Engin Gürmen de oyunda Noter rolüyle seyirci karşısına çıkıyor.
Oyun, 72 yıl aradan sonra ilk kez yarın 20.00'de, Harbiye'deki Muhsin Ertuğrul Sahnesi'nde özel bir gösterimle seyirciyle buluşacak. Oyun, ekim ayında da seyirci karşısına çıkacak.
-Necip Fazıl kimdir--
Şair, yazar ve düşünce adamı Necip Fazıl Kısakürek, 26 Mayıs 1904'te İstanbul'da doğdu. Heybeliada'daki Bahriye Mektebi'ni ve İstanbul Darülfünunu Edebiyat Fakültesi Felsefe bölümünü bitiren Kısakürek, Avrupa'ya tahsile gönderilen ilk Cumhuriyet talebeleri arasında yer alarak, Paris'e gitti. Sorbon Üniversitesi Felsefe Bölümüne giren Kısakürek, öğrenimini yarıda bırakarak yurda döndü.
İlk şiirleri, 1923'de Yeni Mecmua'da yayınlanan Kısakürek, 1928'de 24 yaşındayken ikinci şiir kitabı "Kaldırımlar"ın yayınlanmasıyla şöhret kazandı. Çeşitli bankalarda çalışan ve müfettişliğe kadar yükselen Kısakürek, Ankara Dil, Tarih ve Coğrafya Fakültesi, Devlet Konservatuvarı, İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi ve Robert Kolej'de hocalık yaptı.
Kısakürek, fikir sahasına da uzandığı ve kendi deyişiyle "sosyal mücadele"ye atıldığı 1943'ten ölümüne kadar "anlaşılmadan benimsenmek" ile "tanınmadan dışlanmak" arasına sıkışan bir yalnızlık kesitinde yaşadı.
Siyasi mücadelesinde hapis de yatan ünlü şair, her iktidar döneminde suçlandı, sorgulandı, yargılandı ve hapis yattı.
Ağaç (1936) ve Büyük Doğu (1943-1978) dergilerini çıkaran Kısakürek, çeşitli gazetelerde fıkra ve başmakaleler kaleme aldı.
Bütün şiirlerini topladığı "Çile" ile 1934'te yaşadığı büyük ruh buhranının sahne eseri ve Türk tiyatrosundaki ilk büyük dram örneği "Bir Adam Yaratmak" başta olmak üzere çeşitli türlerde 100'ün üzerinde eser verdi.
Hayata 25 Mayıs 1983'de hayata veda eden Necip Fazıl Kısakürek, doğduğu gün olan 26 Mayıs Perşembe günü, Eyüp sırtlarında toprağa verildi.
Yayıncı: Sibel Kurtoğlu - İSTANBUL