O Toplantıda Neler Konuşuldu?
Başbakan Erdoğan dün gece Akil İnsanlar ile yaklaşık 7 saat süren bir toplantı yaptı. Konuşulan konular arasında çok önemli detaylar da yer aldı.
Başbakan heyete Güneydoğu'ya bir daha korucu atanmayacağını ve sınıra karakol yapılmayacağını açıkladı.
Geçmiş tarihte, TOKİ'ye ihale edilen karakollarının yapımının sürdüğünü belirten Erdoğan yeni karakol yapılmayacağını ve yeni köy korucucusu alımının durdurulduğunu bildirdi.
Uludere için yargı kararı bekleniyor
Başbakan Erdoğan, Uludere olayı ile ilgili yargının kararını beklediklerini, hasta tutuklu ve hükümlülerle ilgili adli tıp kurumunun verdiği raporların dikkatte alındığını söyledi.
Akil İnsanlar Heyeti Karadeniz Grubu Başkanı Yusuf Şevki Hakyemez, "Her tarafta terörün sonlandırılması, akan kanın durması, siyasetin devreye girmesi bir de taviz verilmemesi mevzusu var ve taviz verilmemesi mevzusunda Sayın Başbakan bizden daha kararlı" dedi.
Hakyemez, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan' ile dün yaptıkları görüşmenin 6 saatten fazla sürdüğünü belirterek, "Toplantıda hepimiz konuştuk, Sayın Başbakan ise çok az konuştular. Uzun sürmesinin önemli sebeplerinden birisi 7 bölgenin başkan, başkan vekili ve sekreterinden oluşan üçer temsilci bölgedeki gözlemleri ve yapılan programa ilişkin bilgi verdiler. Toplantıda, diğer bölgelerin gerçekleştirdiği faaliyetler hakkında da bilgi edinmiş olduk" diye konuştu.
Başbakan Erdoğan'ın tüm bölgelerde yapılan toplantı hakkında bilgi aldığını ifade eden Hakyemez, "Sayın Başbakan, hepsinin notunu aldı. Biz sürecin nasıl gittiğini, şimdiye kadar neler yaptığımızı, nasıl bir yöntemle hareket ettiğimizi belirttik. Hemen hemen her bölgede bizim faaliyetin benzeri olan faaliyetler var. Akdeniz Bölgesi biraz daha masa esaslı çalışma yapıyor ama neticede aynı bulgular orada da oluyor. O yöntem daha fazla zaman alıyor, onun içinde henüz 3, 4 il bitirebildiler. Bizim kadar fazla il olan hiç bir bölge yok.
DOĞU VE GÜNEYDOĞU'DA DURUM FARKLI
Biz toplantıda, yöntem olarak doğru yolda olduğumuzu görmüş olduk" dedi. Hakyemez, bölgelerde süreç nasıl değerlendiriliyor noktasından bakıldığında, her yerde aynı şeyi gördüklerini anlatarak, şöyle devam etti:
"Doğu ve Güneydoğu biraz daha farklı. Doğu ve Güneydoğu'da çok iddialı, yüzde 90'ın üzerinde destek olduğunu söylüyorlar. Bazıları orada, yüzde 100'ün altındakini bile başarısızlık gibi görüyor çünkü bizzat terörden çok sıkıntı
çeken insanlar var, o nedenle de büyük bir umut var orada. Bizim bölgemizde de umut var, her yerde umut var çünkü bizim bölgemizde de şehitler dolayısıyla çok ciddi moral bozukluğu oluyor. Bu sevindirici olan nokta."
Protestolarla ilgili durumun hemen hemen her yerde aynı tarzda olduğunu dile getiren Hakyemez, şunları kaydetti:
"Bizde olan protesto tarzı oralarda da var. Toplantıları sabote edebiliyorlar. O nedenle saboteyi engellemek için mutlaka listede ismi olan kişileri içeriye alıyoruz diyoruz ya o aslında isabetli bir yöntem. Bunun için de Gümüşhane'de olduğu gibi dışarıda protestoya katılan insanlar bile gelip içeride düşüncelerini medeni şekilde ifade ediyorlar. Bu güzel bir şey. Sürecin bundan sonraki aşamasında da yine aynı yönteme devam edeceğiz, daha sağlıklı gitmesi açısından. Diğer bölgelerdeki faaliyetlerden, yöntemlerden de biraz dersler çıkartmaya çalıştık ama hemen hemen aynı şekilde devam edeceğiz çünkü aklın yolun bir. Aynı şeyi onlar da gerçekleştiriyorlar."
"Her yerde sürecin iyi gittiği yönünde kanaat var"
Hakyemez, "Genellikle her yerde sürecin iyi gittiği yönünde kanaat var ama bunun sonuna kadar da gitmesi gerekiyor" diyerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Her tarafta terörün sonlandırılması, akan kanın durması, siyasetin devreye girmesi bir de taviz verilmemesi mevzusu var ve taviz verilmemesi mevzusunda Sayın Başbakan bizden daha kararlı. Bu bizim için çok sevindirici oldu çünkü biz hep, 'icra makamı değiliz, biz sadece süreci anlatıyoruz, niçin süreci desteklediğimizi söylüyoruz' diyorduk. Sayın Başbakan'ın icra makamında olan, inisiyatifi elinde tutan aktör olarak bunu ifade etmesi bizim için memnuniyet verici bir durum. Biz bunun böyle olduğunu biliyorduk zaten ama süreci eleştirenler, süreci sabote etmeye çalışanlar, BDP milletvekili veya Kandil'in açıklamalarını gündeme getiriyorlardı. O başka bir meseledir ama inisiyatifi yürüten Sayın Başbakan'ın, tutumunun bu şekilde olması başka bir şeydir. Biz zaten bu süreçte Başbakan'a güveniyoruz yani Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı'na, yüzde 50 oy almış bir hükümetin başkanına, 10 yıl teröre karşı güvenlik politikası bağlamında mücadele eden Başbakan'a bu süreci başlattığı için güvenmek durumundayız ve bundan da umutluyuz."
"Süreç aslında şimdiye kadar da amacına ulaşmış gibi"
Hakyemez, hiç kimseyi ikna etmek gibi düşünce içinde olmadıklarını vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Sadece kendimize göre niçin süreci desteklediğimizi anlatıyoruz. Özellikle herkesin görüşünü aldıktan sonra, yaptığımız toparlayıcı açıklamalar insanların kafalarındaki soru işaretlerine cevap olabiliyor. Biz bunu sağlamak için zaten bu tür toplantıları yapıyorduk ama böyle olumlu dönüşler almakta bizim için tabi iyi oluyor. Aslına bakarsanız katkı sağladığımızı teyit etmiş oluyoruz.
Yaptığımız işin aslında bir karşılık bulduğunu görüyoruz, daha mutluyuz. Biz Karadeniz Bölgesi'ndeki bütün illeri de bu şekilde ziyaret edip, hepsinde aynı faaliyetleri yapmayı düşünüyoruz."
ÇOK FARKLI HİKAYELER VAR
Akil İnsanlar Heyeti İç Anadolu Bölgesi Grubu Başkanı Ahmet Taşgetiren, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'la dün akşam yaptıkları görüşmeye ilişkin, "Görüşmemiz bir rapor niteliğinde değildi, daha çok bir ayın, 36 günün izlenimi niteliğindeydi. Rapor, 2 aylık çalışmanın sonunda ortaya çıkacak" dedi.
Taşgetiren, sahadan farklı izlenimler geldiğini, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ndeki heyet üyelerinin çok geniş insan hikayeleri ile döndüğünü ifade etti.
Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde toplumun sürece ilişkin beklentilerinin de toplantıda ifade edildiğini belirten Taşgetiren, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İlginç bir şekilde Öcalan ismi, doğuda ve batıda üzerinde odaklanan bir isim oluyor. Arkadaşlarımız doğu ve güneydoğuda toplumun belli bir kesiminin, Öcalan'ın statüsü, ev hapsi gibi konularda durumunun iyileştirilmesi noktasında talep ifade ettiğini belirtti. Batıda, Orta Anadolu'da, İç Anadolu'da ise 'Öcalan'ın serbest kalacağı ihtimali' belli kaygı boyutuyla ifade ediliyor. Ama Türkiye'nin hemen tamamında ortaya çıkan duygu yoğunlaşması, kanın durması, genç ölümlerinin evlere gelmemesi, bu noktada çekilmenin de başlamış olması ümitleri arttırıyor. 4 aydan beri cenaze gelmemesi çok pozitif bir algı olarak tespit edilmiş ve bu durum Sayın Başbakan'la görüşme ortamında ifade edildi. Görüşmemiz bir rapor niteliğinde değildi, daha çok bir ayın, 36 günün izlenimi niteliğindeydi. Rapor 2 aylık çalışmanın sonunda ortaya çıkacak."
"Başbakan tepkileri merak etti"
Taşgetiren, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın heyet üyelerini çok dikkatli bir şekilde dinlediğine dikkati çekerek, şunları söyledi:
"Başbakan, tepkilerin ne kadar toplumsal nitelik taşıdığı konusunda gözlemlerimizi öğrenmek istedi. Daha çok bu alanda sorular sordu. Doğu ve Güneydoğu'daki algılar önemle not edildi. Tepkilerin yansıması, talepler gibi konuları not aldı. Sayın Başbakan'ın çok geniş bir sorusu olmadı. Gerçekten çok ilgiyle dinledi. Akil İnsanlar heyetlerinin izlenimlerini gerçekten 6,5 saat süreyle hem ilgiyle izleyip hem not alması, bu konuya gösterdiği hassasiyet açısından beni çok etkiledi. Büyük önem veriliyor. Bu barış sürecine verilen önemin ifadesi. Bunları söylemek lazım."
"Başbakan Öcalan ile Kürt sorununun konuşulmadığını söyledi"
Heyet üyelerinin yaptıkları temaslarda anayasa konusunun konuşulduğunu ve toplantıda bu konunun değerlendirildiğini belirten Taşgetiren, sözlerini şöyle tamamladı:
"Vatandaşlar 'Anayasal açıdan bir söz verildi mi verilmedi mi?' gibi sorular yöneltiyordu. Bu konu Başbakan'a arz edildi. Sayın Başbakan, terör örgütü ve Öcalan ile Kürt sorununun konuşulmadığını, sadece silahlı yapının ülke dışına çıkması ve terör örgütünün silahları bırakması konusunun konuşulduğunu ifade etti. Anayasa hazırlıkları konusunda da mevcut durumu anlattıktan sonra benim izlenimim, Sayın Başbakan'ın sadece AK Parti, BDP ortaklığı tarzında algılanacak bir anayasa yapımı ve referandumu düşünmediği tarzında. Bunu kendi tabanı açısından çok kabul edilebilir görmediğini düşünüyorum ve bu algıyı önemsiyorum."
BÜYÜK DESTEK GÖRDÜK
Doğu Anadolu Bölgesi Grubu Başkanı Can Paker ise, terör örgütü üyelerinin sınır dışına çıkmasına ilişkin, "Bu çok önemli bir dönüm noktası. Bunun Türkiye'nin huzuruna katkısı, sürecin sonunda kendisini belli edecektir. Çünkü o zaman dış dünya, Türkiye'ye başka türlü bakmaya başlayacaktır" dedi.
Paker, terör örgütü üyelerinin çekilmeye başlamasının, çözüm sürecinin devam ettiğinin elle tutulur, gözle görülür bir göstergesi olduğunu söyledi.
Akil İnsanlar Heyeti olarak gittikleri illerde halktan büyük destek gördüklerini anlatan Paker, "Bu gelişmeler, bizim açımızdan, yani akil insanlar olarak, bölgede elimizi daha kuvvetlendirecektir. Bundan sonraki aşamalar da olacaktır" diye konuştu.
Paker, yaşanan sürecin terör örgütü PKK'nın artık bu işi silahla götürme niyetinde olmadığını gösterdiğini belirterek, şunları kaydetti:
"Tabii her ne kadar birtakım insanlar, 'daha silahı bırakmadı, daha sonra ne olur, geri döner mi, dönmez mi' gibi şeyler konuşuyor. Önemli olan şu anda çekiliyor olmasıdır. Bu bir süreç. Bu süreç devem edecektir ama bu çok önemli bir dönüm noktası. Bunun Türkiye'nin huzuruna katkısı, sürecin sonunda kendisini belli edecektir. Çünkü o zaman dış dünya da Türkiye'ye başka türlü bakmaya başlayacaktır. Gerek yatırımlar olsun gerekse Türkiye'nin dünya kamuoyunda değerlendirilmesi olsun başka bir yere gelecektir. Şu anda önemli bir nokta ama bu daha bir sonuç değil."
"Sürece destek verenler üçe ayrılıyor"
Heyet olarak gittikleri bölgelerde çalışmalarını aynen sürdüreceklerine değinen Paker, "Çalışma tarzımız başından itibaren aynı. Mutlaka sivil toplumla görüşüyoruz. Yani cuma gününe rastlarsa cuma cemaatiyle görüşüyoruz, esnafla görüşüyoruz. Yerel televizyonlara çıkıyoruz, üniversitelere gidiyoruz. Bu şema hiçbir şekilde değişmeyecek" ifadelerini kullandı.
Halkın kendilerine büyük ölçüde destek verdiğini vurgulayan Paker, şöyle devam etti:
"Gittiğimiz illerde halktan çok büyük ölçüde bir destek var. Destek sağlayanlar yüzde 90'ın üzerindedir. Yalnız destek verenler üçe ayrılıyor. Bir kısmı kayıtsız şartsız destek veriyor, bir kısmı 'bizim insan haklarıyla ilgili özgürlük taleplerimiz ne olacak' diyor. Bir kısmının da 'acaba ne veriyoruz, Türkiye bölünüyor mu, yoksa genel siyasi af olacak mı?' gibi kuşkuları var. Temelde süreci destekliyorlar, çok büyük ölçüde."