Öcalan Operasyonunun Perde Arkası
Yunan ajan anlattı: Minsk'te Öcalan'la eksi 17 derecede 8 saat bekledik.
Abdullah Öcalan, 1998 yılında Suriye'den ayrılıp Atina'ya gittikten sonra Yunanistanlı ajan Savas Kalendiris'le tanıştı. Türkçe bilen Kalendiridis, Yunanistan'dan başlayıp, Rusya, İtalya, Tacikistan, Belarus ve Kenya'ya uzanan ve Türkiye'de noktalanan yurtdışı macerasında Öcalan'a en yakın isimlerden biri oldu. Kalederidis o günleri Irak Kürdistan Bölgesi'nden gazeteci Noreldin Waisy'ye anlattı.
"AFRİKA'YA GİTMESİNİ ABD İSTEDİ"
Sizce Öcalan'ın Avrupa'dan Afrika'ya gönderilmesi bir Amerikan önerisi miydi?
Evet önerinin arkasında Amerikalılar vardı. Çünkü Türkiye'nin Afrika'da güçlü bir etkinliği yok. Öcalan Afrika'ya gitmeyi reddetti. Bazı Kürtler Moskova'ya gitmesini önerdi. İtalya'da 66 gün kaldı. İtalyan hükümeti daha sonra ülkeyi terk etmesi için baskı yapmaya başlayınca Rusya'ya döndü. Bunun üzerine ABD Dışişleri Bakanı Madeleine Albright Rusya'da Dışişleri Bakanı Yevgeny Primakov ile görüşerek Öcalan'ı sınırdışı etmelerini istedi. Ruslar Öcalan'ı Tacikistan'a götürerek onun Rusya'da olmadığını söylediler. Daha sonra da St. Petersburg'a götürdüler. Burada uçaktan bile indirilmedi. Her an Rus mafyasının muhtemel bir suikastına hedef olabilirdi. Neticede Rusya'dan da ayrılmak zorunda kaldı. Hükümetimiz Öcalan'a Yunanistan'a dönmemesini söylemişti. Fakat Öcalan buna uymadı, 29 Ocak 1999'da gizlice, Yunan arkadaşları ve destekçilerinin yardımı ve özel bir uçakla Atina'ya döndü.
Siz Öcalan'la tekrar nasıl buluştunuz?
Öcalan Atina Havaalanı'nda polise görünmeden VIP Salonu'na gitmek istedi. Ancak polis onu tanıdı ve istihbarata bilgi verdi. Öcalan'la nasıl başa çıkabileceğimizi tartışmak için acilen toplantı yaptık. Öcalan'ın gayrı resmi yollardan geldiğini ve durumu görmezlikten gelebileceğimizi söyledim. Ancak istihabarat şefinin yardımcısı bunu reddetti. Öcalan'ı arayıp, Atina'da bir evde bulduk. Sonra müzakerelerimiz başladı.
"BELARUS İÇİN UÇAK HAZIRLANDI"
Ne gibi istekleri oldu Öcalan'ın?
'Gidecek bir yerim yok ve burada kalmak istiyorum' dedi. Biz onu gizlice Libya'ya götürmeyi önerdik. Avrupa'dan arkadaşları Hollanda'ya gidip oradan siyasi sığınma isteyebileceğini söylediler. Hükümet Öcalan'ı Belarus'a götürecek bir uçak hazırladı. Oradan da bir kargo uçağıyla Hollanda'ya, Rotterdam'a gidilecekti. Bana da Öcalan'a eşlik etme emri verildi. Ancak başkent Minsk'te bizi alacağı söylenen uçak gelmedi. -17 derecede 8 saat bekledik.
"HÜKÜMET İKNA ETMEYE ÇALIŞTI"
Öcalan'a eşlik edenler aynı kişiler miydi?
Hayır bu kez bizimle birlikte Hollanda'dan iki avukat, Kıbrıslı bir işadamı ve Kürt bir kadın vardı. Uçak gelmeyince Atina'ya döndük. Korfu Adası'na gidip 2 gün kaldık. Hükümet bir Afrika ülkesine gitmesi için Öcalan'ı ikna etmeye çalıştı.
"BAŞKAN SEÇENEĞİN YOK" DEDİM
Yunanlılar yakalanabileceğini bilmelerine rağmen neden Öcalan'a Afrika'ya gitmesini tavsiye ettiler?
Çünkü başka şansımız yoktu. Muhtemelen bunu Yunanistan'a bunu dikte edenler de Amerikalılar'dı. Güney Afrika'ya yakın bir ülkeye gitmesini önerdik. Oradayken siyasi sığınma için gerekli hazırlıkları yapacaktık. Öcalan benim fikrimi sordu. Ona 'Başka seçeneğin kalmadığı için kabul etmelisin' dedim. Kabul etti.
Bu ülke Kenya mıydı?
Başta bunun Kenya olduğunu bilmiyordum, uçakta öğrendim.
Kenya'ya giderken kaç kişiydiniz?
Öcalan, Kıbrıslı işadamı, İsveç vatandaşı bir Kürt adam, Almanya vatandaşı bir Kürt kadın ve ben. Kenya'nın başkenti Nairobi'de bizi Yunan Büyükelçi karşıladı. Kontrolden geçmeden ülkeye girdik, doğruca Yunan elçiliğine gittik. Kenyalı yetkililerin haberi olmadı.
Kaç gün kaldınız Kenya'da?
12 gün. Vardıktan bir gün sonra Güney Afrika Lideri Nelson Mandela'nın Yunan avukatını aradım. Süreci ayarlamak için G. Afrika'ya gitmem emredildi. Ancak Kenya hükümeti buna izin vermedi.
Öcalan Kenya'daki elçilikteyken Yunan hükümetine baskı yapıldı mı?
Kenya'ya varmamızdan birkaç gün sonra Yunan hükümeti büyük baskı altına alındı. Üst düzey bir Yunanlı yetkili krizi çözmemizi istedi. Öcalan'ı korumak durumunda olduğumuzu söyledim, Öcalan'ın başına kötü bir şey gelmesi hem Kürt-Yunan dostluğuna hem de Yunanistan'ın saygınlığına zarar verirdi.
"2 SAAT İÇİNDE KAÇIRABİLİRLER"
Sonuçta Öcalan nasıl kaçırıldı?
Kaçırıldığı gün pazartesiydi. Aynı gün Kenya Dışişleri Bakanlığı Yunan elçiyi çağırdı. Tüm iletişim araçlarımız devre dışı bırakıldı. Elçiliği ablukaya aldılar. Elçimiz bakanlığa gitmeyi reddetti. Kenyalı yetkililer gerekirse elçiyi güç kullanarak götürmek üzere binaya geldiler. Gitmek zorunda kaldık. Bakanlıkta uydudan çekilen görüntüleri gösterip 'Öcalan'ın elçilikte olduğunu biliyoruz' demişler. Kenyalılar Öcalan'ı bir uçakla Hollanda veya Finlandiya'ya göndermeyi önerdiler. Elçi Atina'yı aradı, onlar da anlaşmamızı önerdiler. Kenyalı yetkililer, akşam saat 19.00'a kadar süre verdiler ve "Bu saatten sonra elçiliğe suikastçiler girebilir, sizi öldürüp Öcalan'ı kaçırabilirler, bundan sorumlu değiliz haberiniz olsun" dediler.
Elçi Öcalan'a öneriyi açıkladı. Sadece iki saatimiz vardı. Öcalan 'Hadi gidelim, ne zamanımız ne de seçeniğimiz var. Arkadaşlarıma daha fazla yük olmak istemiyorum' dedi. Plana göre diplomatik plakası bulunan elçilik aracına binecektik. Araçla uçağın yanına kadar gidecek, ben araçtan inip uçağın içini kontrol edecektim. Uçak güvenliyse Öcalan'la birlikte uçağa binecek ve gitmek istediği ülkeye gidecektik. Ancak Kenyalılar bizi kendilerine ait 3 araca bindirdiler. Elçi ilkinde, Öcalan ortadakinde ve ben de 3'üncü otomobildeydim. Şoförler Kenyalı'ydı. Öcalan'ın bulunduğu otomobil yolda bizden ayrılınca şoförden Öcalan'ın bindiği otomobili takip etmesini istedik ancak bunu reddedip, havaalanında buluşacağımızı söylediler. Havaalanına varınca bir saatten fazla Öcalan'ı aradık ama bulamadık. Taksiyle elçiliğe döndük ve olayı Atina'ya bildirdik. Sonraki gün televizyondan Öcalan'ın kaçırıldığını öğrendik.