ODTÜ'deki Olaylar
Gaziantep, Zirve ve Hasan Kalyoncu üniversiteleri, ODTÜ'deki olaylarla ilgili ortak açıklama yaptı.
Gaziantep, Zirve ve Hasan Kalyoncu üniversiteleri, ODTÜ'deki olaylarla ilgili ortak açıklama yaptı.
Gaziantep Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yavuz Coşkun, Zirve Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Adnan Kısa ve Hasan Kalyoncu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İbrahim Özdemir'in yaptığı ortak yazılı açıklamada, üniversitelerin, farklılıkların birlikteliği ve çok seslilik ilkesine dayalı olarak sinerji ortaya çıkaran özgür kurumlar olduğu belirtildi.
Araştırmaların yapıldığı, bilginin üretildiği, nitelikli insanların yetiştirildiği, ülkenin lokomotifi ve özgürlüklerin kalesi olan üniversitelerin, şiddet gibi tam da özgürlüğün karşıtı kavramlarla yan yana gelmesinin düşünülemeyeceğine değinilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
"Bu bağlamda her türlü aykırı fikrin demokratik ve özgür üniversite ortamında, etik değerlere saygılı kalarak dile getirilebileceği temel düsturu ile ODTÜ'deki çatışmayla sonuçlanan ve şiddet içeren öğrenci gösterilerinin kabulü mümkün değildir. 1970'li yıllarda en tepe ve hazin örneklerini gördüğümüz ve bugün çok açık şekilde bilindiği üzere, gençlerimizin birbirini kırıp geçirdiği meşum öğrenci olaylarını hatırlatan bu tür olaylar, akıl, fikir ve bilimle hiçbir şekilde bağdaşmaz."
Açıklamada, Türkiye'nin yüz akı ve dünyaca tanınan ODTÜ'nün şiddet içeren gösteri ve müteakip olaylarla gündeme gelmesinin akademi camiasını üzdüğü kaydedildi.
-Fırat Üniversitesi-
Fırat Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kutbeddin Demirdağ da yaptığı yazılı açıklamada, üniversite olarak ODTÜ'de yaşanan olayları üzüntüyle karşıladıklarını belirtti.
Üniversitelerin fikir üreten, her türlü düşüncenin özgürce ifade edildiği, herkesin birbirinin görüşüne saygı duyduğu yerler olması gerektiğini vurgulayan Demirdağ, "Düşüncelerin cebir yoluyla bir başka kişiye kabul ettirildiği, insanlık tarihi boyunca görülmemiştir. Toplumumuzun düşünce ve bilim alanında daha ileriye gidebilmesi, öğrencilerimizin daha çok okuma, araştırma ve kendilerini geliştirme faaliyetleri ile mümkündür. Uzun yıllardan sonra milletimiz için de önemli sayılabilecek böyle bir teknolojik gelişme sırasında, bu olayın meydana gelmesi esef vericidir" değerlendirmesinde bulundu.
-Gümüşhane Üniversitesi-
Gümüşhane Üniversitesi Senatosu'nca yapılan yazılı açıklamada ise bilimsel özerkliğin ve düşünce özgürlüğünün kurumsal mekanı üniversitelerin, bilimsel, düşünsel gelişmenin en önemli sebep ve teminatı olduğu vurgulandı.
Göktürk-2 uydusunun uzaya fırlatıldığı anımsatılan açıklamada, şunlar kaydedildi:
"Ancak ne var ki üniversiteleri illegal amaçlarının araçları haline getirmek isteyenler bu başarımızı gölgelemeye çalıştılar. Bunların bizzat üniversiteden, siyasetten ve medyadan buldukları bir kısım taraftarla illegal eylemlerini meşrulaştırmaya çalışmalarını ibretle izlemekteyiz. Akademik öncelikle değil, politik öncelikle hareket eden öğretim elemanlarının bu tür olayları haklı göstermeye yönelik tutumları ile sözde hak arayışı içerisinde olduğunu ifade eden ama bunu, yüzlerini maskeleyerek, sapanlarla çelik bilye atarak gerçekleştiren ve tüm bunları yaparken de başta Başbakan olmak üzere diğer bir çok devlet adamının can güvenliğini tehlikeye sokan eylemler kabul edilemez."
-Giresun Üniversitesi Öğretim Elemanları Derneği'nden tepki-
Giresun Üniversitesi Öğretim Elemanları Derneği'nin (GÜNÖDER) internet sitesinde yer alan açıklamada, öğretim elemanları ve öğrenciler için her sahada düşünce özgürlüğü ortamının bulunmasının, üniversite kavramının içeriği ve gereği olduğuna işaret edildi.
Açıklamada, "ODTÜ'de yaşanan olaylar etrafında süren tartışmalarda, hürriyet ile anarşi arasındaki çizginin göz ardı edilmemesi gerektiğinin, eğitim-öğretimin sağlıklı biçimde yürütülmesini engelleyecek girişimlerle, öğrencilerin şiddet eylemlerine yönelmelerinin veya yöneltilmelerinin ülkemize ve insanlığa zarar vereceğinin bilinmesi gerekmektedir" denildi.
-Selçuk Üniversitesi öğrencilerinden kınama-
Selçuk Üniversitesi (SÜ) Alaaddin Keykubad Kampüsü'nde toplanan öğrenciler adına açıklama yapan SÜ Akademik Kültür Topluluğu Sözcüsü Munise Öğeç, ODTÜ'te yaşanan olayların SÜ öğrencilerini üzdüğünü söyledi.
Öğrencinin çantasında molotofkokteyli değil kitap, defter ve kalem taşıması gerektiğini belirten Öğeç, şunları kaydetti:
"Yapılan eylemlerde amaç hak arayışı veya özgürlük değildir. Türkiyemizin güç göstergelerinden olan Göktürk-2'nin başarısı, milletimizin gurur duyacağı bir başarıdır. Bazı şer odaklı insanlar, üniversite gençliğini kullanarak provokatif eylemler gerçekleştirmiştir. SÜ öğrencileri olarak, bu üzücü olayların tekrar yaşanmaması ümidini taşımaktayız. Bu eylemleri kınıyor ve milletimize fayda sağlamayacağını duyuruyoruz."
-Sakarya Üniversitesi öğrencilerinden protesto-
Sakarya Üniversitesi'nden (SAÜ) bir grup öğrenci de kampüs kafeteryası önünde toplanarak ODTÜ'deki olayları protesto etti. Olayların protesto sınırını aştığını dile getirerek, slogan atan grup adına açıklama yapan Abdullah Oğuzhan Yıldız, bilimsel yönden önem arz eden bir projenin şiddet eylemleriyle gölgelenmeye çalışıldığını savundu.
Öğrencilerin tek protesto aracının eleştirel fikirler olması gerektiğine dikkati çeken Yıldız, "Kavga ve şiddet hiçbir fikre hizmet edilemez ve hiçbir fikir hedeflerine ulaşamaz. Kendi milli uydumuzu fırlattığımız sırada Başbakanımızı üniversiteye sokmamak için kampüs içerisinde terör estiren öğrencileri milletimizin vicdanına havale ediyoruz" dedi.
-Kahramanmaraş'ta öğrenciler tepki gösterdi-
Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi'nde İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi'nde bir araya gelen Genç Girişimciler, Genç Lider, Doğa Çevreyi Koruma ve Genç Tema toplulukları yaptıkları basın açıklamasıyla ODTÜ'deki eylemi kınadı.
Açıklamayı okuyan öğrenci Orhan Gazi Arıkan, ODTÜ'deki eylemin "ahlak dışı" olduğunu savunarak, "Bu eylem planlı bir anarşidir. Bir milletin öğrencisi görüşü ne olursa olsun kendi milletinin, ailesinin huzur ve refahı için görev yapan polisine, öğretim görevlisine taş ve molotof atıyorsa farklı bir illegal örgütle bağlantısı olan kişi ya da kişilere hizmet etmiştir. Polise saldırı ve hakarette bulunmak 'hak savunma' şekli değildir" diye konuştu.
Muhabir: Ekip/Eda Ünlü Özen
Yayıncı: Murat Taydaş - ANKARA