Oğlunun ölümünün ardından dedesinden kalma arıcılık mesleğiyle hayata tutundu
Antalya'nın oksijen deposunda başladığı arıcılık, hayata tutunma sebebi oldu -Cevdet Hacıibrahimoğlu: 'Eşim Parkinson hastası, bu iş olmazsa çökerim'
Oğlunun ölümünün ardından dedesinden kalma arıcılık mesleğiyle hayata tutundu
Antalya'nın oksijen deposunda başladığı arıcılık, hayata tutunma sebebi oldu
-Cevdet Hacıibrahimoğlu:
"Eşim Parkinson hastası, bu iş olmazsa çökerim"
ANTALYA - Antalya'nın oksijen deposu Zeytinpark'ta uzun yıllar bekçilik yapan Cevdet Hacıibrahimoğlu, emekli olduktan sonra dedesinden kalma arıcılık mesleğine yöneldi. 75 yaşındaki Hacıibrahimoğlu, arıcılığın ek gelir de oluşturduğuna değinerek, oğlunun vefatından sonra arıcılığa tutunarak hayatta kaldığını kaydetti.
"75 yaşında, üç çeşit bal üretiyor"
Memleketi Diyarbakır'da çalışmaya başladığı Vakıflar Bölge Müdürlüğü'nden 49 yıl önce Antalya'ya ataması yapılan Cevdet Hacıibrahimoğlu, Antalya'nın Akciğeri Zeytinpark'ta 39 yıl görev yaptı. 2014 yılında emekli olan Hacıibrahimoğlu, 15 yaşında dedesi sayesinde tanıştığı ve içinde ukde kaldığı arıcılık mesleğinin izlerini sürdü. Arkadaş çevresi aracılığıyla bu işe başladığını aktaran Hacıibrahimoğlu, şu ifadelere yer verdi: "2014'te emekli oldum, Gümüşhane Kelkit'li arkadaşlarımdan arı alarak arıcılığa başladım, bana birkaç arı verdiler, 10 yıldır bu işi yapıyorum. Bu işim olmazsa benim maaşımla geçinme olmaz. Evim kira, 17 bin TL maaşım var. Kekik, keçiboynuzu ve püren balları üretiyorum. Kekik ile keçiboynuzu süzme bal ilgi görüyor. Bal makinem var, hazırladıktan sonra tenekeye kavanozlara çıkarıp, balı satışa çıkarıyorum."
"Arıcılık, dede mesleği
Yaklaşık 6 yıl önce oğlunun genç yaşta ani kalp krizi nedeniyle kaybının ardından sürdürdüğü işle hayatta kaldığını kaydeden Cevdet Hacıibrahimoğlu, işini severek yaptığını dile getirdi. İleri yaşına rağmen yaz kış demeden her gün kovanlarını kontrol etmeye giden Hacıibrahimoğlu, "40 tane kovanım var, işimi severek yapıyorum. Eşim Parkinson hastası, oğlum rahmetli olduktan sonra hastalığı iyice arttı. Bu işle uğramasam eşim gibi çökerim, hasta olurum. Meraklıyım, içimden gelerek bu işi yapıyorum. Ellerimi her defasında arılar sokuyor, hiç önemli değil. İlk olarak Eylül'de sonra Ekim'de balı topluyoruz. Kışın arıları keklerle besliyoruz, sonra arı çoğalıyor, yumurtaları artıyor. Bazen hazır ana arı alıyoruz, bazen kendimiz üremesini sağlıyoruz. Benim dedemin mesleği arıcılık, 15 yaşından beri bu işin meraklısı ve hastasıyım. Merak olmasa bu iş olur mu?" diye konuştu.