Öğrenciyken Tutuklanan Babasını Avukat Olarak Savundu
Diyarbakır'da PKK'nın gizli şehir yapılanması Kürdistan Topluluklar Birliği Türkiye Meclisi (KCK/TM) davasında, sanıklarından Şırnak eski Belediye Başkanı Ahmet Ertak'a ilişkin deliller okundu.
Diyarbakır'da PKK'nın gizli şehir yapılanması Kürdistan Topluluklar Birliği Türkiye Meclisi (KCK/TM) davasında, sanıklarından Şırnak eski Belediye Başkanı Ahmet Ertak'a ilişkin deliller okundu. Ertak'ı, 2009 yılında tutuklandığı sırada Hukuk Fakültesi öğrencisi olan kızı Çiğdem Ertak, avukat olarak savundu. Savunma sırasında boğazı düğümlenen Çiğdem Ertak, "Her duruşmadan sonra buradan hayal kırıklığı ile gidiyorum" dedi.
Diyarbakır 6'ıncı Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen KCK/TM davasının bugünkü oturumuna 108 tutuklu sanıktan 77'si raporlu olduğu gerekçesiyle katılmadı. 175 sanığın yargılandığı davada, Şırnak eski Belediye Başkanı Ahmet Ertak'a ilişkin deliller okundu. Ertak'ın Kürtçe savunma yapmak istemesi üzerine, Murat Bayram mahkeme tarafından tercüman olarak atandı. Hakkındaki iddialar ile ilgili savunması alınan Ahmet Ertak, şöyle dedi:
"Parti konferanslarına katılarak fikirlerimi sundum. Bunun bir suç olarak görülmesini anlamıyorum. Evimde el konulan bilgisayarı çocuklarıma almıştım. Bu bilgisayarı kullanmadım. Bilgisayarın içinde bazı müzikler bulunmuş. Müzik evrenseldir ve bundan korkulmamalı. Belediye Başkanı olarak Hüseyin Yılmaz'a zorla para gönderdiğim iddia ediliyor. Gönderdiğim para parti aidatıdır. 2004'ten 2005 yılı Mayıs ayına kadar ihmalkarlıktan aidatımı ödememiştim. Bununla ilgili partiden mesaj gelmişti. Bazen aylık olarak aidatlarımızı ödeyemiyorduk. Hüseyin Yılmaz parti saymanıdır. Kendi adına ve devletin denetimindeki bankada olan hesabına parayı yatırdık. Parti aidatını yatırmanın suç olduğunu bilmiyordum. 3.5 yıldır haksız yere cezaevindeyim."
BABASINI SAVUNURKEN BOĞAZI DÜĞÜMLENDİ.
KCK/TM davası sanığı Ahmet Ertak'ı tutuklandığı 2009 yılında Yakındoğu Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencisi olan, kızı Çiğdem Ertak, avukat olarak savundu. Tutuklu yargılanan babasını savunan Çiğdem Ertak'ın zaman zaman boğazının düğümlendiği ve konuşmakta zorlandığı görüldü. Savunmasında kendi babasını savunmanın çok zor bir durum olduğunu söyleyen Çiğdem Ertak,"Müvekkilim aynı zamanda babamdır. Allah kimseye bu durumu göstermesin. Babam bilgisayar kullanmayı bile bilmez. Bilgisayara bir kez bile dokunmadı. Babam hakkındaki dosya 298 sayfadan oluşuyor. Bunun 110 sayfası savcılık yazışmaları, 50 sayfasını telefon konuşmaları oluşturuyor. Dosyada bulunan 144 fotoğraftan sadece 9'unun ona ait olduğu iddia ediliyor. Sadece Ahmet isminin geçtiği onlarca tape kaydı var. Babam hakkındaki dosya aslında önümüzdeki dosya değildir. Önümüzdeki dosya sadece kabartmadan ibaret. Babam 3 yıl 5 aydır tutuklu. Bu öyle bir durum ki, aslında dakikalar bile sayılmalı. Babam bin 245 gündür tutuklu. Adam öldürmedi, dolandırıcılık yapmadı, bir örgüte üye olmadı. Babam yalnızca Belediye Başkanlığı yaptı. Görevini en insani şekilde yaptı. Benim buraya gelişim diğer meslektaşlarımdan çok farklı. Ben buraya her defasında adalet yerini bulacak mı? diye geldim. Her defasında daha büyük hayal kırıklığı ile döndüm. Dileğim odur ki, adalet artık tecelli eder"dedi.
İLK MÜVEKKİLİ BABASI OLDU
Şırnak eski Belediye Başkanı Ahmet Ertak'ın 4 çocuğundan en büyüğü olan 25 yaşındaki avukat Çiğdem Ertak, Yakındoğu Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. 2009 yılında son sınıf öğrencisiyken babası tutuklanan Ertak, 3.5 yıldan bu yana KCK ana davasını takip etti. Mersin'de tarih öğretmeni olduğu sırada DTP'den Şırnak Belediye Başkanı seçilen Ahmet Ertak'ın büyük kızı Çiğdem Ertak, Diyarbakır Barosu'na kayıt yaptırarak avukatlık yapmaya başladı. Ailesiyle birlikte KCK davasının görüldüğü Diyarbakır'a yerleşen ve meslekteki ilk müvekkili babası olan Çiğdem Ertak, onun tutuklanmasının ardından ailesinin de sorumluluğunu üstlendi.
"BABAM TUTUKLANDIĞINDA HENÜZ ÖĞRENCİYDİM"
Duruşmalara meslektaşlarından çok farklı duygularla gidip geldiğini belirten Çiğdem Ertak, "Biraz daha işin iç yüzünü görüyordum. Savunduğunuz kişinin kızısınız. O hızlı okunan kararların ardından hukukun, adaletsizliğin, hukukun yanlış işlemesinin vicdanları nasıl yaraladığını hissederek, çok fazla bu duyguyu hissederek çıkıyorum. Babam tutuklandığında henüz öğrenciydim. Çok büyük bir hukuksuzluk söz konusu. Kızıyım ama avukat gözüyle bakıyorum. Bütün yargılananlar açısından geçerli çok ciddi bir hukuksuzluk söz konusu. Babam hakkında damadı olduğu iddia ediliyor. Ben bunu nasıl ıspat edebilirim? Ben hiçbir zaman evlenmedim. Babamın bir damadı olmadı. Çok zor bir durum. Savunmaya başlamadan önce belirttim. Allah kimsenin başına bunu getirmesin. Ben bunu çok yoğun yaşıyorum. Bu insanlar sadece siyaset yaptıkları için yargılanıyorlar. Avukat sıfatıyla cezaevine de gidip görüyorum. Bir yandan babayı teselli etmek, bir yandan eve dönüp aileyi teselli etmek var. Böyle bir aracı konumundayım. Avukatı olarak mı, kızı olarak mı bakacağım diye savunma yaparken çelişki yaşadım. Bu bir şans mı, şanssızlık mı bilemiyorum. Tutuklu olanların ailelerinde muğduriyetlerin verdiği yara, vicdan yarası, gönül yarası var. Bu insanların tutuklu bulundurulmaları bu ülkenin barışı önünde bir engel"dedi.
FB,SS(GG/AAA) - Diyarbakır