Öğretmenlik yerine bir asırdır aile geleneği olan bıçakçılığı tercih etti
Mazisi 1920'ye kadar uzanan aile mesleğini devam ettiren 27 yaşındaki sınıf öğretmenliği mezunu Mehmet Ircı, aile yadigarı mesleği sürdürmek için atandığı halde öğretmen olma hayalinden vazgeçti. 104 yıldır el yapımı bıçak üreten ailenin 4. kuşak bıçak ustası Mehmet Ircı, 46 aşamadan geçen el yapımı bıçakların özelliklerini anlattı.
Öğretmenlik yerine bir asırdır aile geleneği olan bıçakçılığı tercih etti
Ircı Ailesi babadan oğula geçen bıçakçılık geleneğini 1 asırdır yaşatıyor
NİĞDE - Mazisi 1920'ye kadar uzanan aile mesleğini devam ettiren 27 yaşındaki sınıf öğretmenliği mezunu Mehmet Ircı, aile yadigarı mesleği sürdürmek için atandığı halde öğretmen olma hayalinden vazgeçti.
104 yıldır el yapımı bıçak üreten ailenin 4. kuşak bıçak ustası Mehmet Ircı, 46 aşamadan geçen el yapımı bıçakların özelliklerini anlattı. 30 yıldır aynı yerde bulunan dükkanda geleneksel zanaatlardan olan bıçakçılık mesleğini devam ettiren Ircı, ata yadigarı mesleği sürdürmenin mutluluğunu yaşadığını söyledi. Ircı; "Dedemin babası 1920 yılında Bor'da başlıyor. Dedem, babam ve benimle birlikte yaklaşık 104 yıllık mazimiz olan bir meslek içerisindeyiz. Ben 4. kuşağım. Babamı 2019'da kaybettik. Kaybettikten sonra 1994'den bu yana aynı yerde olan Niğde'deki dükkanımızı ben devam ediyorum. Aynı zamanda Bor'da bir atölyemiz var amcam devam ediyor orada da. 27 yaşındayım ben de küçüklükken çırak, kalfa olarak çekirdekten yetiştim. Aynı zamanda sınıf öğretmenliği mezunuyum. Zanaat kollarında ustalar şu konuda çok içerlerler, ben gittikten sonrasında ardımda bir usta bırakamadım mı diye. Babam ve dedem arasındaki konuşmaya şahit oldum; ben de babam daha rahat uyuyabilsin diye Fatih Usta'nın yetiştirdiği bir usta olarak devam ediyorum" dedi.
Bıçakları diğer bıçaklardan ayıran en önemli özelliğin kolay keskinleştirilebilmesi olduğunu söyleyen Ircı; "Çakı bıçakları tamamen kendi el yapımımız 46 işlemden geçmektedir. Bu bıçakları özellikle insanların tercih etmesinin sebeplerinden bir tanesi de el yapımı ve köreldikten sonra çok çabuk tekrar aynı keskinliğe erişiyor olabilmesi. Dışarıdaki piyasa ürünlerinden, fabrikasyon ürünlerinden, hem mutfak bıçaklarımızı hem çakı bıçaklarımızı ayıran en temel özelliklerden bir tanesi budur. Körlenme durumunda düz bir seramik veya bileme işleminden sonra eski keskinliğine kavuşturabilmesi. Seri üretime geçildiği anda ister istemez kalitede düşme olur bunun da olmasını istemiyoruz. 4. kuşaktan sonrası beşinci kuşak olur mu derseniz de Allah inşallah erkek evlat nasip eder, kendisi tercih ederse ancak o şekilde devam eder gibi duruyor" diye konuştu.