Ömrünüze ömür katmak için altın değerinde 5 besin! Uzm. Diyetisyen Zehra Bora Kara tek tek sıraladı
Sizler de önemli olanın sadece uzun yaşamak değil de sağlıklı ve kaliteli bir ömür sürmek olduğuna inananlardan mısınız? Yaşam kalitemizin ve sağlığımızın beslenmemize göre şekillendiği ise yadsınamaz bir gerçek. "Besinlerimi çeşitlendirmek ve ömrüme ömür katmak istiyorum fakat gün içinde tükettiğim besinler oldukça kısıtlı." diyorsanız bu durumda yapılacak en akıllıca çözüm tercihlerinizi altın değerinde besinlerden yana kullanmak olacaktır. Uzm. Diyetisyen Zehra Bora Kara o besinleri sıraladı.
1- BALKABAĞI
Sağlık deposu balkabağı demir, potasyum, magnezyum, kalsiyum, fosfor gibi vücudumuz için önemli mineralleri ayrıca A, B ve C vitaminlerini içermektedir.
Demir, potasyum, kalsiyum, fosfor gibi önemli minarelleri içeriğinde barındırdığından, sağlıklı kemik gelişimi ve demir eksikliğine karşı önemli rol oynamaktadır.
Balkabağı denilince renginin turuncu olması ile akla ilk A vitaminin öncüsü olan beta karotenler gelmektedir. Karoten içeriğinin yüksek olması sebebiyle, kanser ile savaşmada kıymetli bir rol oynamaktadır.
Bir artısı da sindirim sistemimize! Lif içeren balkabağı tüketimi, sindirim sistemimizi hızlandırarak kabızlık problemi için faydalıdır. Ayrıca lif içermesi kabızlığın yanında tokluğu artırmaya fayda sağlamaktadır. Bu durum bir sonraki öğünde daha kontrollü yemenize yardımcı olmaktadır.
Evet, buraya kadar yazdıklarımı okuyunca benim bile canım balkabağı çekti!
2- NAR
Nar diğer tüm kırmızı-mor meyveler gibi antioksidanlar açısından oldukça zengindir ve inflamasyondan vücudu uzak tutmaya yardımcı olur.
Antikanser özelliğe sahiptir. Bazı çalışmalar nar meyvesi, meyve suyu ve yağındaki bileşiklerin kanser hücrelerinin vücutta yayılmalarını yavaşlatmaya yardımcı olabileceğini göstermiştir. Akciğer, meme, prostat, deri ve kolon kanserlerinde anti-tümör etkisi olabileceğine değinilmiştir.
Kalp sağlığı için faydalı polifenollerden zengin olan nar, potansiyel olarak zararlı bakteri, mantar ve mayalarla, özellikle ağız kokusuna ve diş çürümesine neden olabilen mikroplarla savaşmaya yardımcı olan bileşikler içerir.
Son olarak yüksek lif içeriğiyle Bifidobacterium ve Lactobacillus dahil olmak üzere yararlı bağırsak bakterilerinin seviyelerini artırarak bağırsak florasını destekleyek sindirim sağlığını destekler.
Daha ne olsun dediğinizi duyar gibiyim!
3- MAYDANOZ
Kas kaybını önlememizde bize yardımcı olabilecek şeyin "maydanoz" olabileceği aklınıza gelir miydi?
Evet! Yanlış duymadınız, maydanozdan bahsediyorum. Günde 3 yemek kaşığı tüketilen maydanozun inanılmaz etkileri bulunmakta!
Epigenin maydanozda bulunan doğal bir flavondur. Bu flavon madde kolesterol bozuklukları, karaciğer yağlanması ve insülin direncini fark edilecek şekilde hafifletmektedir.
Peki kas kaybının önlenmesi gereken diyetlerde yeri nedir?
Epigenin, quadriceps gibi büyük iskelet kas gruplarının büyümesini sağlar ve işlevini artırır.
Epigenin bu sayede fiziksel gelişim açısından inanılmaz yararlı olup kas kaybını önler ve kas işlevlerini geliştirmektedir.
4-BALIK
İnsanlığın yüzyıllardır tükettiği, faydaları saymakla bitmeyen ülkemizdeki dört denizin incisi balık!
Balıkların besin bileşenlerinin incelenmesine yönelik çalışmalara ve sağlık üzerindeki etkilerine bakıldığında biyoyararlanımı yüksek bir protein kaynağı diyebiliriz. Ayrıca fosfor, selenyum ve iyot mineralleri bakımından zengindir.
Vitaminler açısından değerlendirildiğinde A ve D vitaminleri açısından iyi bir kaynak olduğu görülmektedir.
Özetleyecek olursak,
Beyin sağlığımızdan kalp sağlığımıza, kanserden korunmadan astıma birçok durumda sağlığımıza faydalı olan omega-3 yağ asitlerinden zengin beslenmek için balığı mevsiminde sofralarınızdan eksik etmemenizi tavsiye ederim.
5- ANANAS
Cazibesini tropikal oluşundan alan, vücuda faydaları anlatmakla bitmeyen bir meyve olan ananas, C vitamininden oldukça zengindir aynı zamanda lif ve manganez içeriği de yüksektir.
Ananasın içeriğinde bulunan bromelain enzimi anti-inflamatuar özelliği ile kanın pıhtılaşmasını önlemekte bu sayede kalp krizi riskini azaltmaktadır.Aynı zamanda vücutta meydana gelen ödem (antiödematöz) ve inflamasyonu da etkili bir şekilde azaltmaktadır.