On5Sıfır7 Film Haftası'nda darbeler ve özgürlükler konuşuldu
Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü desteğiyle 15 Temmuz Derneğinin düzenlediği "On5Sıfır7 Film Haftası" devam ediyor.
Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü desteğiyle 15 Temmuz Derneğinin düzenlediği "On5Sıfır7 Film Haftası" devam ediyor.
Sinema haftasında, Türk ve dünya sinemasından seçilen darbe ve direniş temalı filmler, İstanbul'daki 3 farklı mekanda sinemaseverlerle buluşuyor.
"Darbe-Direniş-Özgürlük" temasının temel kavramsal çerçevesini oluşturduğu proje kapsamında Beyoğlu'ndaki Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi'nde "Sinemada Darbe ve Direniş Teması" başlıklı bir panel düzenlendi.
Paneli yöneten On5Sıfır7 Film Haftası Genel Sanat Yönetmeni ve sinema eleştirmeni İhsan Kabil, gösterimi yapılan filmlere ilişkin bilgi vererek, panelin alanında uzman isimlerin katılımıyla düzenlendiğini söyledi.
Yönetmen Nazif Tunç, darbeler tarihiyle sinema ilişkisine değinerek, sinemanın her zaman cunta yönetimlerinden zarar gördüğünü söyledi.
Her askeri müdahaleden sonra yönetmenlerin tutuklandığını, sinemaların kapatıldığını ve sıkı yönetimin uzun süre sanat hayatını engellediğini dile getiren usta yönetmen Tunç, sıkıyönetimlerin sanatı engellemekle kalmadığını aynı zamanda yapılmış eserleri de imha ettiğini kaydetti.
Tunç, 12 Eylül'de sıkı yönetimin "Yorgun Savaşçı" filminin negatiflerini yakarak yok ettiğini kaydederek, "Darbe sadece insanların, demokrasinin ve özgürlüklerin değil sanatın da bir numaralı düşmanıdır." dedi.
"Direnişimizi dünyaya anlatmamız gerekiyor"
Sinema yazarı Abdulhamit Güler, film üretmenin ve film üretecek kişilerin yetiştirilmesinin çok önemli olduğunu belirtti.
Güler, 15 Temmuz darbe girişimini anlatan film çalışmalarına değinerek, "Olayı daha çok insan hikayesi üzerinden ve farklı bakış açısıyla sunacak, özellikle duyguyla ve anlamla izleyiciyi yakalayacak filmler yapılması gerekiyor." diye konuştu.
Büyük bütçeli ve gişeyi hedefleyen filmlerin yanı sıra 15 Temmuz'u dünyaya anlatacak çalışmalarının da yapılması gerektiğini vurgulayan Güler, "Dünyaya bir şey anlatmak gerekiyor, bizim buradaki direnişimizi anlatmamız gerekiyor." ifadelerini kullandı.
Güler, sinema tarihinde her ülke sinemasının devlet ve burjuva desteğiyle var olduğunu, gelişip yükseldiğini, Türkiye'de de devletin kültür ve sanat üretimini desteklemeye devam etmesi gerektiğini bildirdi.
Uluslararası kamuoyunun Türkiye'de yaşananları farklı görebildiğini anlatan Güler, sinema üretiminin çoğalması gerektiğine dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"10 tane film yapılacak, 2'si güzel olacak, biri çok kalıcı olacak. Sinema böyle bir şey. Sinema tarihinde 20-30 filmden bahsediliyor. Halbuki her yıl dünyada 5-6 bin film yapılıyor ama hepsi kalıcı olmuyor. Kötü de olsa filmler yapılacak. Kısa, uzun, belgesel, videoart, deneysel, gişe, festival, çokça film yapılması gerekiyor, hepsinin kitlesi var, her kitleye ulaşılması lazım."
"Sanatçı çalışmak için özgürlük ister"
Büyük Gelen Palto (Oversized Coat) filmiyle de tanınan Filistinli yönetmen Nevres Ebu Salih ise darbelerin sanatın düşmanı olduğunu, sanatçının çalışmak için özgürlük isteyeceğini ve darbelerle bunun elinden alındığını söyledi.
Dünya ve Filistin sinemasında direniş olgusuna ilişkin değerlendirmede bulunan Salih, "Özgürlük talebi sanatçıyı eser ortaya koymaya iter." ifadesini kullandı.
Filistin'in 70 yıldan uzun süredir işgal altında olduğunu anlatan Salih, şöyle devam etti:
"Filistin'de doğan ve 20 yıl orada yaşamış bir film yapımcısı olarak, Filistin sinemasının karşı karşıya kaldığı pek çok problem bulunduğunu söyleyebilirim. Türk toplumu da Filistin'e benzer sorunları yaşıyor çünkü yarı doğulu toplumlarız. Çocuklarımızı sanatçı değil, doktor ve mühendis olmaya teşvik ediyoruz. Bizim toplumlarımız için sanatçı olmak yeni bir şey, önce bu engeli aşmamız gerekiyor."
Sanatçıların, Filistin'de Batılı ülkelerden daha çok sorunla karşılaştığını dile getiren Salih, her gün hapse atılan, şehit olan, yaralanan insanların olduğu, işgal altında yaşayan bir yerde sinemanın ve sanatın öncelik sırasında çok arkalarda kaldığını belirtti.
Salih, finans kaynaklarının, bir filme destek olmaktansa mülteci kamplarında zor şartlarda yaşam mücadelesi veren insanlara yardım göndermeyi tercih ettiğine işaret ederek, "Halbuki bir film başarılı olması durumunda çok daha büyük meblağlar kazanabileceği gibi kamuoyu oluşturma etkisi gibi maddi karşılığın ötesinde pek çok fayda sağlayabilir." değerlendirmesini yaptı.
"On5Sıfır7 Film Haftası", Atlas Sineması, İstanbul Sinema Müzesi, Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi ve Bağlarbaşı Kültür Merkezi'nde bugün gösterilecek "Bir Millet Uyanıyor", "Şeyh Ömer", "Arayış", "Kusursuz Çember", "Filistin'e Veda", "Dolu", "1957 Malezya Kalbim" ve "Cinnah" filmleriyle sona erecek.