Orta Afrika'nın giriş kapısı Kamerun, kıtanın her rengini bünyesinde barındırıyor
Kamerun Cumhuriyeti, sahip olduğu 250'den fazla etnik yapının yanı sıra ekonomik kapasitesi, tarıma elverişli geniş arazileri ve zengin doğal kaynaklarıyla Afrika'nın önemli ülkesi olarak görülüyor.
Kamerun Cumhuriyeti, sahip olduğu 250'den fazla etnik yapının yanı sıra ekonomik kapasitesi, tarıma elverişli geniş arazileri ve zengin doğal kaynaklarıyla Afrika'nın önemli ülkesi olarak görülüyor.
AA muhabirinin derlediği bilgilere göre, Kamerun, 15. yüzyılda Portekizliler tarafından keşfedildi ve bu topraklar Portekizcede "karides" anlamına gelen "camaroes" kelimesiyle anılmaya başladı.
Portekizlilerin işlemeye başladığı Kamerun toprakları, 1850'den sonra el değiştirerek Alman sömürgesine dönüştü. Bu dönem ülkede çıkan iç savaşta, binlerce insan hayatını kaybetti.
Birinci Dünya Savaşı'nda Almanların yenilgisi üzerine ülke, 1916'da Birleşmiş Milletler (BM) tarafından İngiltere ve Fransa yönetimine bırakıldı.
Doğusunda Orta Afrika Cumhuriyeti, güneybatısında ve güneyinde Kongo, Gabon ve Ekvator Ginesi, kuzeydoğusunda Çad, kuzeybatısında Nijerya, batısında Atlas Okyanusu bulunan Kamerun, Ocak 1960'ta Fransız ve İngiliz mandasından kurtularak bağımsızlığını ilan etti.
Ülke, her ne kadar bağımsızlığını kazansa da Fransa ve İngiltere'nin yönetimdeki etkileri hala sürüyor. Fransa'nın yardımıyla 1960'ta yapılan seçimde Ahmedo Ahidjo, Kamerun'un ilk devlet başkanı oldu.
Yaklaşık 27 milyon nüfuslu ülkeyi, 1982'den beri Devlet Başkanı Paul Biya yönetiyor.
Ülkede yaklaşık 240 yerel dil ve lehçe kullanılıyor
Konuşulan diller bakımından iki bölgeye ayrılan Kamerun'da resmi dil İngilizce ve Fransızca.
Fransızcanın ülke genelinde "hakim dil" olduğu Kamerun'da, Nijerya'ya yakın Güneybatı ve Kuzeybatı bölgesinde de İngilizce konuşuluyor.
Hausa, Kirdi, Fulbe, Bantu, Bamilike, Ewondo, Bassa ve Beti kabilelerinin bulunduğu ülkede, yaklaşık 240 yerel dil ve lehçe kullanılıyor.
Nüfusunun yüzde 25'i Müslüman ülkede, Hristiyanlığın yanı sıra yaklaşık 250 yerel inanış bulunuyor.
Tropikal iklimin hissedildiği yıl boyunca ılıman havanın hakim olduğu Kamerun'da yılın 8 ayı yağmurlu geçiyor. Güney kesimi ve kıyı şeridi gür ormanlarla kaplı ülkenin orta kısmında savanlar ve küme ağaç topluluklarına rastlanıyor. Kamerun'un kuzey kesiminde ise dikenli ağaçlar ve bitkiler çöle geçişi sağlıyor. Ülke, Afrika'nın bütün renklerini barındırması dolayısıyla "Afrika minyatürü" olarak anılıyor.
Kıtanın 5 bin yıllık avcıları Pigmelere ev sahipliği yapıyor
Günümüzde yaklaşık 120 bin Pigme olduğu sanılıyor, bunların büyük bir kısmı Kamerun'un Atlas Okyanusu'na yakın ormanlık alanlarında yaşıyor.
Orta ve Batı Afrika'nın Atlas Okyanusu'na yakın ormanlık alanlarında yaşayan ve dünyanın en kısa boylu insanları olarak bilinen Pigmeler, aradan binlerce yıl geçmesine rağmen hala sürdürdükleri "ilk çağ" dönemine ait yaşam tarzlarıyla dikkati çekiyor.
Yaklaşık 5 bin yıldır bölgede yaşayan ve aynı zamanda Afrika'nın en eski yerlileri arasında gösterilen Pigmelerin nereden geldikleri hakkında kesin bilgi bulunmuyor.
Ortalama 120 santimetre boyundaki yerlilere, Yunanca "cüce" anlamına gelen "pigme" adını Avrupalılar vermişti. Pigme erkekleri, kadınlarından yaklaşık 10 santimetre daha uzun. Vücutları ince tüylerle kaplı, saçları kıvırcık olan Pigmeleri, geniş çeneleri, düz burunları ve iri gözleriyle diğer topluluklardan ayrılıyor.
Günümüzde yaklaşık 120 bin Pigme olduğu sanılıyor. Pigmelerin büyük bir kısmı, Kamerun'un Atlas Okyanusu'na yakın ormanlık alanlarında yaşıyor. Ruanda, Burundi, Orta Afrika Cumhuriyeti, Kongo Demokratik Cumhuriyeti, Zambiya, Gabon ve Angola'da da küçük Pigme grupları bulunuyor.
Kamerun'daki Pigmeler, Baka ve Bageli olarak iki kola ayrılıyor. Baka Pigmeleri, hayatlarını ormanın balta girmemiş kısımlarında gözlerden ırak sürdürürken, Bageliler ise Kamerun'un en büyük kabilelerinden sayılan ve ormana yakın bölgelerde Bantular ile bir arada yaşıyor. Pigmeler arasında en çok Bageliler, yerleşik hayata ilgi gösteriyor.
Hristiyanlar ile Müslümanların örnek yaşantıları
Ülkenin yüzde 70'lik nüfusa sahip Hristiyanları ile yaklaşık yüzde 25'ni oluşturan Müslümanları arasındaki örnek uyum dikkat çekiyor.
Her inanca saygı duyulan ülkede, bayram namazı çıkışlarında Müslüman komşularının bayramını tebrik etmek için Hristiyanlar cami önlerine geliyor, Müslümanlar da aynı şekilde Hristiyan komşularını dini günlerde yalnız bırakmıyor.
Aynı ailede farklı dinlere mensup kardeş veya ebeveynlere de rastlanılan ülkede, hakim din Hristiyanlık olmasına rağmen Müslümanlara ait dini günler de resmi tatil kapsamında değerlendiriliyor.
Ülke 2035'te finans merkezi olmayı hedefliyor
Nüfusunun yaklaşık yüzde 70'inin geçimini tarımsal faaliyetlerden temin ettiği ülkede, 2021'de gayrisafi yurt içi hasıla (GSYİH) 44,8 milyar dolar, kişi başına düşen milli gelir ise 1505 dolar oldu.
Ülke, "Horizon 2035" ismi verilen ulusal ekonomik yol haritası programı ile 2035'te yükselen ekonomi ve bölgesel finans merkezi olmayı hedefliyor.
"Horizon 2035" hedefleri kapsamında yol, enerji, su, şehir planlaması, sağlık, tarım, hayvancılık ve güvenlik gibi sektörlerde önemli ilerleme kaydetmeyi planlıyor.
Coğrafi konumuyla Orta Afrika'nın giriş kapısı olan Kamerun, 2035'te liman ve ulaştırma altyapısının geliştirerek bölgede ticaret, finans ve lojistik üssü olmayı hedefliyor.
Zengin yeraltı kaynaklarına sahip
Atlas Okyanusu kıyısında İngilizce konuşulan bölgedeki Duala ve yakınındaki Limbe şehirlerinde petrol, altın, alüminyum, kalay, gümüş, bakır ve elmas çıkarılıyor.
Ekonominin tarıma dayandığı ülkede, en önemli ürünler arasında kakao başta geliyor.
Muz ve ananas gibi tropik meyvelerin çokça bulunduğu Kamerun'da kahve, çay, pirinç, şeker kamışı, susam, baharat, patates ve mısır yetiştiriliyor.
Orta kısımlarında daha çok hayvancılığın yapıldığı ülke topraklarının üçte birinin ormanlarla kaplı olması sebebiyle kereste üretimi de yüksek seviyede. Atlas Okyanusu ve iç sularda ise yılda ortalama 90 bin ton balık avlanıyor.
Kamerun'da son yıllarda çimento, şeker, sabun, ayakkabı, besin maddeleri ve sigara fabrikalarının yanı sıra en önemli gelir kaynaklarından petrol rafinelerinde artış görülüyor.
Ülkede kalkınmanın önündeki ön büyük engel: "Anglofon krizi"
250'den fazla etnik yapının bulunduğu ve hiçbir yapının çoğunluğa sahip olmadığı ülkede, çatışma alanı olarak sömürge döneminden kalan dil faktörü, "Anglofonluk-Frankofonluk" öne çıkıyor.
Hükümetin 2016'da İngilizce bilmeyen öğretmenleri ve hakimleri, Anglofon bölgesine ataması sonucu yeniden kriz patlak verdi.
Kamerun'da kalkınmayı engelleyen en önemli unsurun Kuzey-Batı ve Güney-Batı bölgelerinde etkili olan Anglofon krizi olduğu belirtiliyor.
ABD ve diğer ülkelerdeki Anglofon diasporanın desteğini alan Anglofonlardan bazıları, silahlanarak 1 Ekim 2017'de Kuzeybatı bölgesinde "Ambazonya" adını verdikleri devlet kurduklarını ilan etti.
Son verilere göre, Anglofon krizinde ordu ile ayrılıkçılar arasındaki çatışmalarda en az 3 bin kişi yaşamını yitirdi, 679 bin kişi yerinden oldu, 40 bin kişi ise komşu ülkelere sığınmak zorunda kaldı.
Türkiye ile Kamerun ilişkileri
Kamerun'un başkenti Yaounde'de, 2012'de Türk Büyükelçiliğinin faaliyete geçmesi ve sonrasında Türk Hava Yollarının (THY) uçuşlara başlamasıyla Kamerun-Türkiye ilişkileri ivme kazandı.
THY'nin Yaounde-İstanbul ve Duala-İstanbul seferleriyle iki ülke arasında hem ticari hem de kültürel ilişkiler gelişti.
Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığının (TİKA) desteğiyle Türkiye, Kamerun'da eğitim, kültür ve sosyal alanlarda birçok projeye imza attı.
Başkent Yaounde'deki en büyük camiyi restore eden TİKA, birçok okulda restorasyon çalışmaları yapıyor, okullara eğitim araç ve gereçleri de sağlıyor.