Ortaylı: "Rusya ve Amerika'nın düşmanlığı yalan"
Tarihçi ve yazar Prof. Dr. İlber Ortaylı, "Komşumuz olan devletler tarihte görülmedik şekilde büyük kuvvetlerin istila alanına dönüştü.
Tarihçi ve yazar Prof. Dr. İlber Ortaylı, "Komşumuz olan devletler tarihte görülmedik şekilde büyük kuvvetlerin istila alanına dönüştü. Rusya, Akdeniz'e indi, daha evvel böyle birşey yoktu. İran, neredeyse bir nükleer güç haline dönüşmektedir ve bölgedeki tehdit eden unsurlara karşı kendisini çok iyi korumaktadır. Fakat hangi ittifakın içinde yer alacak, kiminle ne kadar bir araya gelecek, bu belli değil. Ortada Rusya ve Amerika var. Bunların düşmanlığı yalan" dedi.
Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün Erzurum'a gelişinin 100. yılı dönümü dolayısıyla Atatürk Üniversitesi Sergi Salonunda, Atatürk'ün Milli Mücadele'de faaliyet gösterdiği tarihi yapılar ve Atatürk portrelerini çizen Cemal Akyıldız'ın eserlerinden oluşan "Atatürk Posterleri Gravür Sergisi"nin açılışı Vali Okay Memiş ve Ortaylı tarafından yapıldı.
Açılış sonrası Ortaylı, Atatürk'ün kente gelişinin yıl dönümü dolayısıyla süren etkinlikler kapsamında, Cumhurbaşkanlığı önderliğinde ve Kültür ve Turizm Bakanlığının destekleriyle Atatürk Üniversitesi 15 Temmuz Milli İrade Salonu'nda "Milli Mücadele" konulu konferans verdi.
Ortaylı, burada yaptığı konuşmada, Erzurum'un müstesna bir bölge olduğunu ve burada İstiklal Harbi'nin başladığını söyledi.
Erzurum Kongresiyle geleceğinin temellerinin atıldığını bildiren Ortaylı, "Erzurum, hem sanatımız hem kültürümüz hem de idari ve askeri hayatımız için önemlidir." dedi.
Ortaylı, Erzurum'un kolay bir yer olmadığını aktararak, şunları ifade etti:
"Bildiğim kadarıyla 1820'den beri üç tane Rus istilası geçirdi ve üçünü de atlattı. Paşa Samsun'a çıktıktan sonra neden Amasya, Sivas ve Kayseri'den sonra Ankara'ya geçmedi de geldi buraya kadar? Çünkü burası önemli bir yer. Burada önemli bir direniş başlıyor ve önemli bir dalgalanma var. Erzurum, 1. İstiklal Harbinden sonra mütareke devrinde işgal edilmedi fakat işgal tehlikesini taşıyordu. Burası Ruslara verilecekti ama Ruslar gidince boş kaldı. Burada yerli Ermeniler ile yerli halk arasında iç harp gibi birşey başladı."
"Erzurum mukaddes bir bölge ve başkenttir"
Balkan Savaşı'nın büyük bir deneyim olduğundan bahseden Ortaylı, bu deneyimin Türk ordusuna politikanın sokulmasının ne kadar yanlış olduğunu gösterdiği olduğunu söyledi.
Ortaylı, Mustafa Kemal Paşa'nın üniforması alındıktan sonra Kurtuluş Savaşı'na komutan olarak devam ettiğini hatırlatarak, "Buradaki kongrede Trabzon takımı açıkçası Paşa'ya cephe aldılar ve kongre reisi olarak seçmek istemediler ama Erzurumlular seçti. Burası onun için çok önemli bir yerdir. Burası her şeyden evvel düşman istilasının acı tadına varan ve o konuda bilenen, her zaman kolayca kilitlenen mukaddes bir bölge ve başkenttir. Bunun için burada İstiklal Savaşı başladı." diye konuştu.
Dünyanın durumunun son derece ağır gittiğini ifade eden Ortaylı, şöyle devam etti:
"Günler bazı şeyleri gösteriyor ve bunlar hiç iyi emareler değil. Komşumuz olan devletler tarihte görülmedik şekilde büyük kuvvetlerin istila alanına dönüştü. Rusya, Akdeniz'e indi, daha evvel böyle birşey yoktu. İran, neredeyse bir nükleer güç haline dönüşmektedir ve bölgedeki tehdit eden unsurlara karşı kendisini çok iyi korumaktadır. Fakat hangi ittifakın içinde yer alacak, kiminle ne kadar bir araya gelecek, bu belli değil. Ortada Rusya ve Amerika var. Bunların düşmanlığı yalan. Bunlar tarihte iki defa birleştiler. Birinci ve ikinci harbi de birlikte yaptılar ve tekrar bir araya gelebilirler çok açıktır. O zaman Türkiye'nin durumu ne olacak? Uzakta bir Çin var. Son derece tehlikeli olduğunu da size söylemeliyim ve bu memleketin Doğu Türkistan'da Uygurlar üzerindeki operasyonları fevkalade rahatsız edicidir."
"20'nci asır Türkiye'si, 19'uncu asır sonu ve 20'inci yüzyıl başındaki Türkiye değil"
Ortaylı sözlerini şöyle tamamladı:
"Bunlar maalesef Avrupa Birliği ile temas halindeler. Yani Almanya Çin'e sırf iktisadi bakımdan değil adam akıllı yanaşmaya başladı. Böyle bir dünyanın ortasında biz ne oluruz? Şunu açıkça söylemek isterim ki 1. Cihan Harbi'nin arifesindeki Türkiye değiliz. Sanayimiz, ordumuz ve münakale sistemimiz daha kuvvetlidir, köylülerimiz daha bilinçli ve eğitimlidir. Kötü olan kültürel yapımızdır, kafamızın içidir. Yani biz 1. Cihan Harbinde şehit verdiğimiz o Türkler gibi şarkın ve garbın kültürüne sahip insanlar değiliz. Kültürel bakımdan bölünmüşüz ve kendimizi tanımıyoruz. Tarih ve coğrafyamızı tanımıyoruz. Bu en önemli noksanımızdır. Bu yüzden maalesef propagandalara açığız. Bu kadar çok memleketi terk edip gitmeyi doğrusu pek hayırlı görmüyorum. 20'nci asır Türkiye'si, 19'uncu asır sonu ve 20'inci yüzyıl başındaki Türkiye değil. Kültürel ve şuur bakımından bazı kayıplarımız var ama sanayi, ilim, teknoloji ve iktisadi bakımdan kazançlarımız var. Bütün bunları göz önüne alarak şarkın ve garbın efendisi olmak önemli."
Konferansa, 9. Kolordu Komutanı Tümgeneral Veli Tarakçı, Erzurum Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Bülent Çakmak, İl Emniyet Müdürü Mehmet Aslan, Bölge Adliye Mahkemesi Başkanı Mustafa Çetin, Bölge İdare Mahkemesi Başkanı Mehmet Metin Kahraman ile çok sayıda öğrenci katıldı.