Osman Pamukoğlu'ndan Başbakan Erdoğan'a Ağır Hakaret
Hak ve Eşitlik Partisi Genel Başkanı Osman Pamukoğlu, Başbakan Erdoğan hakkında hakarete varan benzetmelerde bulundu.
Hak ve Eşitlik Partisi Genel Başkanı emekli Tümgeneral Osman Pamukoğlu, partisinin internet sitesinden gündeme dair açıklamalarda bulunduğu bir yazı yayınladı. Pamukoğlu'nun kaleme aldığı yazıda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a ve AK Partililere yönelik ağır hakaretler var. Pamukoğlu, yazısında Genelkurmay Başkanlığı'na da sert eleştirilerde bulundu.
İşte Pamukoğlu'nun o yazısı:
Din sömürgeni ve din pazarlamacıları, mal pazarlamada; yamyam köyüne dalarak, ortalığı altına üstüne getiren filden farksızlar. Korku, panik, güvensizlik, çaresizlik ile ne yaptığını bilememe dahil, ne isterseniz var! Buna Anadolu'da " üç buçuk atma" denir..
"DİLENCİ"
Dilenci, kendini başkalarına acındırarak, yalvarıp yakararak, mağdur olduğunu söyleyerek bahşiş almaya kalkandır. İnsanlar dilenciye ne kadar acırsa, dilenci de o kadar kazanır. On yılı aşkın bir süredir, Türkiye'nin başında da bir siyasi dilenci var..
Saman ekmeği neslinden geldiği için, Gezi Parkı eylemlerini anlayabilmek bir yana, 4 kişinin öldüğü, 13 kişinin gözünü kaybettiği 60'ı ağır, 8 bine yakın insanın yaralandığı olaylarda " emri ben verdim" diyecek kadar da aymaz. Günü geldiğinde bunun hesabını vereceğini bile kavramaktan aciz..
Vicdan sahibi her insanın utanç ve vicdan azabı duyacağı bu olaylarda, bırakın vicdanı, toplumu hızla daha da bölüyor ve kutuplaştırıyor..
O şehirden bu şehire toplama kalabalıklarla kendini tatmin etmeye çalışıyor ve ne kadar olmamış olay varsa, demagoji yaparak, halka dini söylemlerle nifak sokarak kin ve nefreti körüklüyor. Bunun Anayasa ve ceza yasalarındaki karşılığı, bölücülüktür. Ve bu suçu, Başbakan sıfatı altında işliyor..
"KAMYONDAN DÜŞMÜŞ UN ÇUVALI"
Görüntüsü, hal ve hareketleri ile söylemleriyle, duvara toslamış kamyondan düşmüş bir un çuvalından farksız..
Batı bunları, Ortadoğu'daki çıkarlarının bekçiliğini yapması için destekledi ve olup bitenlere şimdiye kadar göz yumdu, ama artık ipini çekti ve yavaş yavaşta sıkacaktır. Suriye meselesinde maskeler kullanarak mezhepçilik yaptılar. İsyancıları eğittiler, silahlandırdılar, lojistik destek sağladılar ve binlerce kişinin ölümüne sebebiyet verdiler. Ceylanpınar'da dört, Cilve gözünde yirmi sekiz, Reyhanlı'da elli dört vatandaşımız öldü. Yüzlerce kişi organlarını kaybetti, iki savaş uçağı pisi pisine düştü ve pilotları şehit oldu. Adam gibi bir ülkede hükümetin derhal istifa etmesi gereken bu hadiselerde hiçbir şey umurlarında bile değil. Üstelik; şu lafa bakın: Reyhanlı'da elli dört Sünni vatandaşımız şehit olmuştur, diyecek kadar da aleni bölücülük yapıyor..
"MAL NE YAPABİLİR Kİ?"
Mal, canlı veya cansız ticari nesneye denir. Malın bir sahibi vardır ve dünyanın her yerinde mal sahibi " benim malım" der. Şu hale bakar mısınız?.
"Benim milletvekilim, benim valim, benim polisim, benim savcım, benim partilim" iğneden ipliğe, aklıma ne gelirse, bu malın sahibi benim diyor. Toprak düzeninde böyledir, yanaşmalar dahil kahyanın gözünde her şey maldır. Mal yerine konulanlar ne yapıyor derseniz! Hiçbir şey. Mal ne yapabilir ki…
"VAH EVLADIM VAH"
Gelelim şu, Türkiye'yi aşama aşama bölünmeye götüren adıma. " Çözüm süreci" diye yutturulan, sonunda da vahim bir şekilde sonu gelecek olan PKK meselesine.. Önce şunu herkes kafasına sokmalı, PKK çekilmez, gelir gider. Grupların bir bölümünü de kritik bölgelerde bırakır.
Nitekim birkaç gün önce de Bitlis'te 2 mühendisi kaçırdı. Yüksekova bölgesindeki ikiyaka dağları üzerinde uçan bir helikoptere de ateş açtı. Bu PKK'nın İki yaka dağlarının üzerinde bulunan (3800m) Hisar Yaylasındaki yazlık ve kışlık kampta halen tam kadro bulundukları ve çekilmediklerinin kesin kanıtıdır.
İkiyaka'nın güneyi Irak topraklarıdır. İsterse 5-6 saatte Irak'a gidebilirler. Niye gitsinler ki? Genelkurmay açıklamasına bak ve acı! "Helikopter bir kaçış manevrasıyla bölgeden uzaklaşmış!" geçen haftada ateş açan PKK'lıların üzerine giden kobra için "meşru müdafaa yapmıştır" demişlerdi. Vah evladım vah! Günü geldiğinde sorumlular olarak, bakalım kendinizi nasıl savunacaksınız?. Devam edin devam edin! Münferit gibi görünen bu olaylarda PKK " ben buradayım, sana hatırlatırım" demek istiyor..