"Osmanlı köyü" Tozman'ın sakinleri eski evlerin restorasyonla geleceğe aktarılmasını istiyor
Bilecik'in İnhisar ilçesinde yer alan Tozman köyü, 1200 metre rakımlı yaylada doğal güzellikleri ve çoğu ahşap olan evleriyle dikkati çekiyor.
Bilecik'in İnhisar ilçesinde yer alan Tozman köyü, 1200 metre rakımlı yaylada doğal güzellikleri ve çoğu ahşap olan evleriyle dikkati çekiyor.
Köy muhtarı İbrahim Özmen, AA muhabirine, tarihi Osmanlı'nın kuruluşuna dayanan Tozman'ın, 700 yılı aşan geçmişiyle "Dünya Mevlevihaneler Haritası"nda bile yer aldığını söyledi.
Temel geçim kaynaklarının küçükbaş ve büyükbaş hayvancılık olduğunu belirten Özmen, "Bunun yanı sıra Napolyon cinsi kiraz, üzüm ve incir yetiştiriyoruz. Yaylamızda arpa, buğday, yulaf ekimi yapılıyor." dedi.
Eskişehir'e 45, Bilecik'e 70 kilometre uzaklıktaki köyde 70 hanede yaşamın sürdüğünü aktaran Özmen, yaz aylarında nüfusun 150 haneye çıktığını dile getirdi.
Köy halkının büyük bölümünün genellikle Eskişehir'e göç ettiğini, bu kentte 650-700 hanede yaşadıklarını bildiren Özmen, "Bizde adet olarak halen gelin, damat ve sünnet çocuğu ata biner. Bu at geleneği devam ediyor. Gelin evinden tekbirle çıkar, ata binerek damadın evine tekbirle teslim edilir." diye konuştu.
Özmen, Bursa'dan bir firmanın köyde ceviz bahçesi kurmasından sonra pek çok kişinin arazi ve tarla almak için girişimde bulunduğunu ifade etti.
Köyün tarihi dokusunun korunmasını istediklerini anlatan Özmen, şu bilgileri paylaştı:
"Tarihi evleri restore ettirmek için çalışma hazırladık. İlgili kurumlara müracaat ettik. İnşallah hayırlısı olacak. Hatta köyde film çekmek için benimle irtibata geçenler oldu. Köyümüzün ormanın içinde iki derenin ağzında olması ayrı bir potansiyel. Örnek köy olarak gösterilebilir. Yetkililerden tanıtım için destek bekliyoruz. Doğa tutkunları derneklerinden gelenler oluyor, yürüyüş yapıyorlar."
"Evlerin gizli banyoları, mutfakları var"
Tozman Köyü Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Fehmi Çetin ise dernek olarak, köyden başka yerlere göç edenleri bir araya getirmek istediklerini belirtti.
Geleneklerini yaşatmak için her yıl mayısın ilk haftası Hıdırellez etkinliği de düzenlediklerini dile getiren Çetin, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Herkesi köye getirip çocukluk anılarını yaşatmak istiyoruz. Özellikle çocuklarımızın köye gelmesini sağlamaya çalışıyoruz. Çocuklarımızı atlara, eşeklere bindirmeyi, oğlakları sevdirmeyi, ipek kozasının ilk halini görmelerini istiyoruz. Bizden sonraki nesillere bunları da aktarmamız gerekiyor. Köyümüzdeki evlerin yüzde 90'ı ağaç ve kerpiçten yapılmış. 100-150 yıllık halen bakımları devam eden evlerimiz var. Taş, toprak ve kirecin doğallığıyla mükemmel işlenmiş. Evlerde çok güzel ahşap eşikler var. Evlerin gizli banyoları, mutfakları var. Modern çağda bile bu evlerin kullanıldığını düşünürseniz o çağlarda bu zamanı şimdiden yakalamışız. Dernek olarak bu değerin kaybolmasını istemiyoruz. Bilecik ve Eskişehir valiliklerimiz başta olmak üzere bütün sivil toplum kuruluşlarımızla ortak hareket etmeye, köyümüzü tanıtmaya çalışıyoruz. Birkaç projemiz var. Tarihi bir evimiz var, onu köy konağı yapmak istiyoruz. Şehirden gelen insanların kalabileceği otantik bir yer olsun istiyoruz."
Emekli öğretmen Yaşar Ektaş, köyün tarihi ile ilgili tüm yazıları incelediğini, Tozman'ın eski halini çok iyi hatırladığını aktardı.
Yaz tatillerinde derelere, sulama amaçlı oluşturulan havuza girerek serinlediklerini anlatan Ektaş, "Bir değirmen vardı. Küçüklüğümüz çok neşeli geçerdi. O dönemlerde üzüm hasadı yapılırdı. Üzüm almak için buraya gelenler olurdu. Günümüzde üzümlerin yerini ceviz ve kiraz ağaçları aldı." değerlendirmesinde bulundu.
Yaklaşık 50 yıl önce Tozman'a gelin olarak gelen Sabriye Özkan da eskiden köyün daha kalabalık olduğuna dikkati çekerek, "Gençler şimdi şehirde yaşıyor. Eskiden harmanımız oluyordu, hayvanlarımız, koyunlarımız vardı, onlarla uğraşıyorduk." ifadesini kullandı.
