Otomotiv Üretim ve İhracatı da 2016'da Rekor Kırdı
Türkiye otomobil ve hafif ticari araç toplam pazarının 983 bin 720 satışla en yüksek seviyeyi gördüğü 2016 yılında otomotiv sanayisi de 1 milyon 486 bin üretim ve 1 milyon 141 bin ihracat ile yeni bir rekora imza attı.
Türkiye otomobil ve hafif ticari araç toplam pazarının 983 bin 720 satışla en yüksek seviyeyi gördüğü 2016 yılında otomotiv sanayisi de 1 milyon 486 bin üretim ve 1 milyon 141 bin ihracat ile yeni bir rekora imza attı.
Otomotiv Sanayii Derneği (OSD), 2016 yılına ilişkin üretim ve ihracat verilerini açıkladı. Buna göre geçen yıl toplam otomotiv üretimi 2015'e kıyasla adet bazında yüzde 9 artarak 1 milyon 486 bine ulaştı. İhracat ise ilk kez 1 milyon eşiğini aşarak aynı dönemde yüzde 15 artışla 1 milyon 141 bin oldu.
Otomobil ve hafif ticari araç toplam pazarı da 2016'da bir önceki yıla kıyasla yüzde 1,6 büyümeyle 983 bin 720'ye ulaşarak tüm zamanların en yüksek satış rakamını görmüştü.
OSD Yönetim Kurulu Başkanı Kudret Önen, konuya ilişkin değerlendirmesinde, son yıllarda kapasite ve yeni ürün yatırımlarına hızla devam eden otomotiv sanayisinin 2016 yılında da üretimdeki büyümesini sürdürerek 2015 yılında kaydettiği tarihi rekorun üzerinde bir performans gösterdiğini, üretilen her 100 aracın 77'sini yurt dışına gönderen sanayinin ihracatta ilk kez 1 milyon eşiğini aştığını bildirdi.
Otomobil sınıfında üretimine başladıkları yeni ürünlerin etkisi ve Avrupa Birliği (AB) pazarlarındaki istikrarlı büyümenin devam etmesinin otomotiv sanayisinin üretim ve ihracat rakamlarına olumlu katkı sağladığını belirten Önen, "İhracatımız adet bazında yüzde 15, dolar bazında ise yüzde 13 arttı. Otomotiv sanayisi, Türkiye'nin toplam ihracatının yüzde 16,8'ini oluşturarak sektör sıralamasında 11'inci yılında da ilk sıradaki yerini koruma başarısını gösterdi." değerlendirmesinde bulundu.
Önen, otomotiv sanayisinin kapasite ve yeni proje yatırımlarının hayata geçmesiyle 2010 yılında 1,5 milyon seviyesinde olan üretim kapasitesinin 2016 sonunda 1,9 milyon seviyesine yaklaştığı bilgisini verdi.
Sanayinin devam ettiği ve devreye aldığı yeni ürün yatırımlarıyla 2017 yılında ihracatın daha da artmasını beklediklerini aktaran Önen, "Hükümetimizin sanayimizi destekleyici politikalarının devamı, iç pazarda istikrarın korunması, yeni projeler için ülkemizin rekabetçiliğinin sürdürülmesi ve böylelikle yeni yatırımların ülkemize çekilmeye devam etmesi, sektörümüz için en önemli fırsat konumunda." ifadelerini kullandı.
Önen, 2016 yılında birçok yeni otomobil projesini hayata geçirdiklerini, Avrupa'nın önde gelen ticari araç üretim üssü olma konumlarını artık otomobil konusunda da önde gelen bir üretim merkezine dönüştürdüklerini belirtti.
Bu yeni projelerin olumlu etkisiyle üretimin ve ihracatın sürdürebilir bir büyüme yakalaması öngörüsünde bulunan Önen, "Teşviklerle desteklenen yeni projeler, 2017 yılında özellikle ihracat bazlı üretim artışını sağlayacaktır. Elbette sanayimizin rekabetçiliğinin sürdürülebilirliği için istikrarlı bir iç pazar ile ekonomide yatırım ve satın alma kararlarının etkilenmeyeceği bir seyir büyük önem taşıyor." görüşlerini aktardı.
"Sürdürülebilir gelişimi garanti altına almalıyız"
Kudret Önen, hükümet programında da yer aldığı üzere otomotiv sanayisinin ülke için stratejik önem taşıdığını vurguladı.
Son yıllarda özellikle Ar-Ge ve mühendislik alanına yapılan yatırımlarla Türk otomotiv sanayisinin bugün sıfırdan tamamen yeni model üretebilme yeteneği kazandığını belirten Önen, şunları kaydetti:
"Global otomotiv markaları için yeni proje ürünlerin geliştirildiği otomotiv üssü konumuna gelen ülkemiz, 2016 yılı ilk 9 ay verilerine göre AB ülkeleri arasında ticari araç üretiminde 2'nci, otomobil üretiminde de 7'nci sırada yer alıyor. Dünya geneli otomotiv üretiminde ise 2015 yılında 15'inci sıradaki konumumuzu 2016 yılı ilk 9 ay sonunda korurken, yeni devreye giren otomobil projelerinin etkisiyle otomobil üretiminde bir basamak atlayarak 17'nciliğe yükselmiş durumdayız. Bu konumumuzun daha da kuvvetlenmesini bekliyoruz."
Geçen yıl da ihracatta lokomotif konumunu sürdüren otomotiv sanayisinin Ar-Ge teşvikleriyle global markalar için üretim üssü olma özelliğini kuvvetlendirerek devam ettiğini aktaran Önen, Türkiye'de Ar-Ge harcamaları içerisinde otomotivin yüzde 14'lük paya sahip olduğuna dikkati çekti.
Önen, bunların sonucunun 2010-2015 arası yüzde 96 artan toplam Ar-Ge istihdamı ve yüzde 370 artan patent başvuru sayısında görüldüğünü, Ar-Ge konusunda Türkiye'nin çekim merkezi olmasını bir fırsat ve otomotiv sanayisi açısından bir gereklilik gördüklerini, bunun da doğal olarak ülkenin teknolojik ilerlemesine katkı sağlayacağını bildirdi.
Otomotiv sanayisinin tecrübe ve birikimini kullanarak uluslararası bir üretim merkezi olmayı başardığını ve uluslararası anlamda rekabetçi konumunun artık tartışılamaz hale geldiğini anlatan Önen, "Ancak otomotiv sanayisinin sürdürülebilir gelişimini garanti altına almak gerekiyor. Tüm paydaşlar olarak bu konuda üzerimize düşen görevleri yerine getirmeliyiz." yorumunu yaptı.
Önen, otomotivde yeni yatırım çekebilmek ve mevcut konumu devam ettirmek için Türkiye'nin rekabetçiliğinin güçlendirilmesi ve sürdürülebilir hale gelmesi gerektiğini kaydetti.
Bu çerçevede dijital dönüşüm, nitelikli iş gücü, idari yapılanma ve küresel ticaret anlaşmaları alanlarında politika geliştirmek gerektiğine değinen Önen, gelişmiş ülkelerin özellikle üretim sanayisindeki rekabetçiliği geri kazanmak adına özel yaklaşımlar hazırladıklarını, Türkiye'nin de sürdürülebilir rekabetçilik için bu konunun yakından takip etmesi gerektiğini aktardı.
Kudret Önen, otomotiv sanayisi olarak firma bazında dijital dönüşümle ilgili çalışmaları sürdürdüklerini belirterek, "Otomotiv üreticilerimiz bir yandan durum tespiti ve yol haritası oluşturma, bir yandan da tespit edilen alanlarda planlarını uygulamaya geçirme çalışmaları süreci içindeler. Bu çalışmaların amacına uygun ve uygulanabilir olması için ülke politikalarının da oluşturulması ve hızlıca devreye alınması gerekiyor. Bu çerçevede de OSD olarak Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız tarafından oluşturulan Dijital Dönüşüm Platformunda yer alarak çalışmalarına katkı sağlamak için hazırlıklarımızı yürütüyoruz. Bu konuda da önerilerimiz eğitim politikası, hukuki altyapı, dijital dönüşüm kapsamında makine ve teçhizat üretiminin desteklenmesi ve teşvik mekanizması başlıklarında toplanıyor." değerlendirmesinde bulundu.